hesabın var mı? giriş yap

  • özet: hoca bir öğrenciye “bu kız” demiş ama o kızın bir adı varmış. bu kız pek konuşmuyormuş, yeri değiştirilmiş, yanına oturtulduğu öğrenci yaramazmış, hoca da yaramaz olana bu kızı konuşturmazsın di mi, demiş. bir de sınıfa, konuşan birinin mi yoksa konuşmayan birinin mi tepkisinden korkarsınız, diye sormuş, bu kız da çok alınmış.
    inanılmaz.

    troll müsünüz, bilmem ama “o kız” normal değil. hayattaki tüm prenseslik haklarını tek bir derste, saçma sapan bir sebepten kullanmış.
    insan gerçekten hayret ediyor. aşırı sinirlendim. hocaya öğrenci resmen zorbalık yapmış aq.
    “bu kız dedi hüüüüüü” deyip çıkışmak nedir? hoca “bu kız”ın sözlüsüne 15 vermiştir umarım. böylece ağlaması için geçerli bir sebep sunmuş olur.

    debe editi: şımarıklıktan nefret eden, tüm çiğliklerden tiksinen bir insan olarak yalnız olmadığımı görmek sevindirdi. lösemili çocuklarımız da sevinsin o halde: büyük harflerle “bağış” yazıp 3406’ya sms gönderirseniz lösev’e 50 lira bağışlamış olacaksınız. teşekkürler.

  • eğitim olarak sağladığı katkıyla birlikte insanın vizyonunu da uçuran süper bir olay.

    bu konuda tecrübeli birisi olarak söyleyeceğim bazı şeyler var. dil eğitimi/lisans/yüksek lisans gibi yollarla gitmeyi düşünenler için dikkat etmeleri gereken en önemli şeyleri şöyle sırayalabilirim:

    1- öncelikle eğitim almayı düşündüğünüz alanda en iyi okullar, ülkeler hangisi? bunu bilmeniz işin en büyük kısmını atlatmanız demektir. mesela teknoloji, mühendislik alanında abd, dil eğitiminde ingiltere, malta gibi seçenekler oluşturarak gideceğiniz ülke seçeneklerini belirleyebilirsiniz. internette küçük bir araştırma yaparak eğitimde hangi okulların hangi ülkelerde ön plana çıktığını da rahatlıkla görebilirsiniz.

    2- kalan ülke seçenekleri arasında yapacağınız eleme ise o ülkenin kültürünü değerlendirmek yoluyla olabilir.mesela avustralya seçeneği olsun elimizde. avustralya'nın eşsiz doğası, farklı kültürü ve belki de seyahat etmek için o kadar uzağa bir daha gitmeme ihtimallerimiz avustralya seçeneğini cazip kılabilirken, envai çeşitte böceği, hayvanı, uzak mesafesi olumsuz bir durum teşkil edebilir. böyle böyle eleme yaparak kendinize en uygun seçeneği bulabilirsiniz.

    3- gideceğiniz ülkede ve seçtiğiniz okulda var olan mevcut türk oranını bilmek. özellikle dil okulunu tercih edenler için çok çok önemli bir nokta bu. uzun veya kısa olsun, unutulmaz bir deneyimi farklı kılacak şeyi orada küçük bir türkiye yaratarak öldürmemek önemli. eğer seçtiğiniz okul veya ülkede türk oranı yüksekse kararınızı tekrar gözden geçirin derim.

    4- ülkeyi, okulu seçtiğimize göre sıra işin maddi boyutunda. yurt dışı için belirli bir bütçeyi gözden çıkarmakta fayda var. öncelikle kalacağınız şehrin aile yanı, daire veya yurt fiyatlarının araştırmasını yapın. daha sonra seçtiğiniz ülkede aylık harcamanızın ne kadar olacağını belirleyin. sonuç olarak batı tarafları bir tık daha pahalıyken doğu tarafları genel olarak türkiye'de yaptığınız harcamalarla aynı. yine de unutmayın: bu sizin bir kere yaşayacağınız eşsiz bir deneyim olacak, her şeye değer!

    5- geriye kaldı valiz hazırlığı :) bunu da es geçmemek gerek, mesafe arttıkça yanınıza almayı unuttuğunuz her şey büyük bir kayıp haline gelebiliyor. kalacağınız sürenin gideceğiniz ülkede hangi mevsime geldiğine bakın. daha sonra o mevsimin o ülkede nasıl geçtiğini öğrenip buna göre bir valiz hazırlığına girişin. daha sonra vazgeçemediğiniz tatları bol bol stoklayın(sigara, türk kahvesi, lokum vs). gideceğiniz ülkede ekstra pahalı şeyler olabilir. bunun için asla vazgeçemem dediğiniz eşyaları kalacağınız süreye göre bol bol alın gitmeden önce. mesela sigara içenler için yurt dışında bir paket sigara 10 euro civarında olabilir.

    şimdiden gitmeyi düşünen/isteyen herkese başarılar dilerim. vizesinden valiz hazırlığına kadar her şeyiyle mükemmel bir yolculuk sizleri bekliyor, tadını çıkarın.

  • bir zamanların şehir efsaneleri h2000, rock’n coke, rock istanbul, radar live, barışa rock, bunların içinde en istikrarlısı rock’n coke olmuştu.

    festivale ilk darbe; hazerfen havalimanında çevre halkının rahatsız olması dedikodularıydı. sözde basına yansıyan hevesli gençliğin alana sığmaması gerekçe gösterildi. hemen akabinde bir sonraki sene festivali istanbul parka taşıma kararı alındı.
    ikinci darbe; festivalin son günü dönemin başbakanı rte’nin tesadüfen sabiha gökçen havalimanına iniş yapması ve istanbul park civarından geçerken, konvoyu farkeden gençlerin kendisini barış işaretiyle selamlaması protesto amacı taşıyor denilip, bahane gösterilerek, iki sene de bir yapılmak koşuluyla festival yeniden hazerfen havalimanına taşındı...

    sonrasında zaten herkesin bildiği üzre alkol yasakları, sponsor sıkıntıları, kızlı erkekli muhabbetler, yabancı organizatörlerin elini eteğini tr den çekmesi, sanatçı ve grupların can güvenliğini bahane ederek fiyatları uçurması, bir takım yatırımcı ve prodüktörlerin daha fazla riske girememesi, ülke ekonomisi, iç savaş derken kimsenin artık festival filan havası kalmadı. kafası kaçtı.

    rock müzik bitmiş değil sadece bir grubun en az 10 kişilik ekibine para akıtmaktansa, bir tane dj getirerek sabaha kadar tek günlük festival yapmak daha mantıklı bir çözüm gibi gelmiş olabilir. ayrıca o dönem prodüksiyon şirketlerinin bir kısmı kepenk kapattı. bunun da nedeni gergin siyasi ortam ve ekonomidir. kaldı ki asi rockçıların önünü alamayan 4/5 gün gece gündüz süren bir festivaldense tertemiz bir iki gecelik dans festivali yapmak herkesin işine yaradı. biraz da 90ların o buhranlı rock punk ve metal akımı 2013 lerin sonuna doğru bozuldu denilebilir.sadece tr değil dünya da artık bu tarzda üretim yavaşladı yerini yeni akım undergrand elektronik müziğe bıraktı. bu durumu da uyuşturucuyla bağdaşlaştırmanın bir anlamı olduğunu sanmıyorum. sonuçta uyuşturucu dünya da 60lardan sonra yaygın olarak kullanılan ve müzik piyasasını yönlendirme de her zaman aktif olan bir sebepti. sadece müzikte seçenekler arttı. tarzlar fazlasıyla değişti, teknoloji ve hızlı yaşam sosyolojik kültür alt yapılarını ele geçirmeye başladı. rock müzik artık elektronik alt yapıyla mutasyona uğradı. adını duyuramamış ne kadar sanatçı varsa teknoloji sayesinde ülkesinden dışarı adım attı. biz buna gelişim dönüşüm ve çağa ayak uydurma diyoruz. bilmem anlatabildim mi ! hiç bir şey eskisi gibi kalmaz, kalamaz. monotonlaşmaya başlar. her zaman yeni bir maceraya ihtiyaç vardır. en azından dünya genelinde müzik için durum böyle gibi....

  • çok pis bir andır.

    o ana değin bir sürü tavuk göğsü tatlısı yemiş, fakat bunun içinde gerçek tavuk parçacıkları olduğu aklınızın ucundan bile geçmemiştir. rengi ve kıvamı nedeniyle tavuk göğsü ismi verildiğini zannetmişsinizdir, oysa ortada mecaz falan yokmuştur meğersem.

    çok pis bir andır, çünkü akla evvelden yenilen kol börekleri geliverir.

    (bkz: kol böreği) (bkz: allahım lütfen)

  • nöbetçi savcılık tarafından hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yeniden yakalama kararı çıkarılmış.
    işte dogru suçlama buydu. ıngilteredeydi galiba, adamın birine tacizden 2, ingiliz kızlarının özgürce gezme hakkına saldırıdan 22 yıl hapis vermişti bi hakim. inşallah suclamanın arkasında dururlar.

    edit:kaynak