ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ne böyle sevdalar gördüm ne böyle ayrılıklar
-
ilhan berk $iiri:
ne zaman seni dü$ünsem
bir ceylan su içmeye iner
çayirlari büyürken görürüm
her ak$am seninle
ye$il bir zeytin tanesi
bir parça mavi deniz
alir beni
seni dü$ündükçe
gül dikiyorum elimin degdigi yere
atlara su veriyorum
daha bir seviyorum daglari
55'indeki adamın 15'indeki piçin pabucunu boyaması
-
işini yapmaktadır. müşterisi 15 yaşındadır. sorun 15 yaşındaki çocuğun 55 yaşındaki adama ayakkabılarını boyatması değil, 55 yaşında ayakkabı boyayan bir adamı çilekeş gören beyindir. ekmeğini kazanıyor, helal yiyor, işinide söverek değil severek yapıyorsa kimseye bok yemek düşmez.
sevgilisini ukrayna'da bırakmak zorunda kalan türk
-
sevgilisinden çok köpeğini eve kitlemesini anlayamadım. köpeği bari sokağa salsaydın da belki yaşama şansı olurdu. köpek maması bitince koltukları mı kemirsin düşüncesiz hikmet?
çocuklar arasındaki yaran diyaloglar
-
bazen yardığı kadar dumur eden de diyaloglardır.
kahramanlarımız kreş öğrencileri olan erkan*, sinem* ve gökhan dır. erkan sinem i sevmekte yalnız sinem hanım hem erkan a hem de gökhan a pas atmaktadır. bir gün erkan ın kafası atar ve sinem i bir köşeye çekip konuşmaya başlar:
e: sinem! ben seni seviyorum. o yüzden bi karar ver artık beni mi seviyorsun yoksa gökhan ı mı?
s: ben seni seviyorum ama gökhan da beni çok güldürüyor. sen de beni gökhan kadar güldürsen seni daha çok severim.
e: sineeem! ben sana aşığım diyorum, soytarıyım demiyorum!?..
(bkz: mavi ekran)
sevgilinin eski sevgilisinin evinde kalması
-
bagaga insanının kendisini upgrade ederek boynuzlu bagaga'ya dönmesini sağlayacak olay.
saniyelik salaklıklar
-
dedemin arkadaşının gelen misafirlere yiyin utanmayın diyecekken yiyin utanmazlar demesi üzerine misafirlerin yediklerinin anlık biçimde boğazlarında düğümlenmesi ve ev sahibinin yüzünün yere geçmesi.
metroda arkadaşının eline veren dayı
-
yaslilarin elini opmeyi an itibariyle birakiyorum dedirten olay.
amca olmak
-
dün başıma gelen olay.
ilk haberini aldığımda normal karşıladım " e abim evlendi tabi çocuğu olacak normal yani" dedim, ama gün geçtikçe bi düşünce sardı dört bi yanımı. sonra o gün geldi çattı, doğdu.
hastaneye gittim sabahtan, lan bildiğin el kadar, korkuyla karışık tebessüm eden bi hale geldim. bi yandan da "darısı başına, hadi amca oldun hadi" diyenlere "ehe ehe evet dimi amca oldum ben" diye cevap verme faslını çektim. bi türlü idrak edemedim başta, e yaani noluyo ki şimdi diye. taa ki amcam bizi ziyaret edene kadar, şöyle bi baktım, 60 küsür yaşındaki adam benim amcam, haa ben de bunun yeğeni oluyorum dimi lan dedim. ha o zaman düşündüğümden daha yakınım dedim. dedim ki kendime; "lan ne öküz adamsın, şu girdiğin pozlara bak hele, boynunda fular oluşacak bu gidişle, o kadar insan her gün amca teyze oluyo, ne diye mal mal düşüncelere giriyosun, sev işte çocuğu, neyin peşindesin?" ve böylece biraz netleşti kafamda git gide daha çok ısındım ona.
sonra sevmeye agucuk magucuk demeye başladım ki, bi anda uyarıldım! neden? çocuğa "ne güzelsin sen" diyerek sevmişim. ne diyecek mişim?
- ne çiykin şeysin şeeen, çiykin mişin şen yaaa
diyecekmişim. çünkü nazar değermiş, ayrıca çok da öküzmüşüm. e oğlum ben eskiden hep öyle seviyodum ne ara değişti bu olay ya. nazar ne lan ayrıca!?
1 saat kadar bizim kızı izledikten sonra, karşı odalarda yeni doğan gökalp bebek ve ceylin bebekleri sevdim, evet soyadları bebek'ti, çünkü kapıdaki süste öyle yazıyodu. karşılaştırdım bizimkiyle, bence bizimki daha güzeldi, paydon daha çiykindi. ama gökalp'in teyzesinin de maşallahı vardı şimdi, neyse. sonra ben daha çok ortalığı karıştırmadan, şerbet servis etme elemanı görevime başladım ama annem önce davranıp gökalp'in teyzesine benden önce ikram etti şerbeti, yaktı beni. gerçi şerbetle de olmazdı o iş sanki, merhaba siz de mi partiden sıkıldınız diyemezdim böyle bi durumda. ayıp olurdu. olsun hayırlısı olmuş.
sonra işsizlik geldi aklıma, lan bi flüt bile alamıyorum ben buna, kaç para lan bi flüt, düşüncelerine daldım. çok şükür çalamıyor da anlamaz fakirliğimi o büyüyene kadar alırım en kralından, süper baba çalarız. olmazsa yutuptan açarız. sevdim seni, umarım ileride, "amca ne garip bi adamsın" demezsin. tamam kız dersen yine severim, ama demezsen daha çok severim ona göre.
edit: imla.
1.75 boyuyla topuklu ayakkabı giyen kadın
-
benden uzak allah'a yakındır.
izmit kishi ryoichi köprüsü
-
izmit korfez gecis koprusune verilmesi gereken isimdir.yillar sonra bile kopru isminin nereden geldigi merak edildiginde o dort harfli kelimenin bazi insanlar icin ne kadar da degerli olabilecegi anlasilacaktir.
(bkz: onur)
ilişki bitiminde yazılan devasa boyuttaki mail
-
uzun zaman sonra okundugunda bir zamanlar icinizde olan kizginligi, uzuntuyu, siddeti, edebiyati, dolulugu kiskanirsiniz. oyle var olan, biriken her seyin son damlasina kadar aktarildigi guclu mail'lerdir.
imamların maaşını cemaati ödesin
-
olması gerekendir. benim paramla bana hakaret edip beni yok sayacak bir sistemin benle alakası olamaz. kendileri çalsın oynasın, namaz kılmayı bilen herkes namaz kıldırabilir.
edit: imla
şeyma subaşı'nın burning man 2018 paylaşımları
-
gold digger olacaksanız da böyle olun kızlar. en azından barzo gibi alaçatı'da beach club'a gitmiyor.