hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • "bu dizilerde valiz hazırlarken neden don ve çorap koymuyorlar? halbuki ne kadar önemli don ve çorap.."

    tabi lan?

  • - saçmalama ya iki tabak yemeğe verilir mi bu para
    - ya kızım sen ne yapacaksın ben ödüyorum
    - sen ödeyince bedava mı?
    - tamam ya hadi sipariş ver
    - mümkün değil, gel bak köşede bi esnaf lokantası var orada yiyelim, kalan parayla sinemaya gider üstüne mısır kola bile alırız da akbil paramız cebimizde kalır.

    - oha şuna bak el kadar triko kaç para!
    - marka kızım bunlar o kadar olacak
    - yemişim markasını, ben bu paraya terkos’tan üç tane triko alır üstüne bir de gömlek kapatırım.

    - kaç para dedin??!
    - 5 yıldızlı otel yahu, ultra her şey dahil
    - ne yapacağız? akşama kadar içki içip yemek mi yiyeceğiz?
    - ya ne alaka?
    - olm o paraya çıralı’ya gideriz, mis gibi pansiyonda takılır, denizden tutulan balıkları yer, sabaha kadar şarap içip şarkı söyleriz. hem daha çok eğleniriz hem de tatil yarı fiyatına gelir

    - iphone demek
    - evet doğum gününde alayım sana diyorum ne dersin?
    - benim telefonum var canım, alo diyor ya yetiyor bana. sen o paraya evine bilgisayar al, ben gelince beraber takılırız. üstüne cebine de para kalır onunla da bana bir ayakkabı alırız bitti gitti.

    işte böyle kızlardır bunlar, sevgililerine asla fuzuli masraf ettirmezler, sürekli bir b planları vardır. parayı harcatmadığı gibi nasıl daha verimli harcayacağının da yolunu gösterirler. eğer bu kızı beğeniyor, onunla keyifli vakit geçiriyorsanız, ama kafanızda ufak da olsa şüpheler varsa, olmasın. bu kıza hemen evlenme teklif edin, kaçırmayın.

    bu kızlar tutumludur, parayı efektif kullanmasını bilirler. ihtiyacı olmayan şeyleri almazlar, eksikleri belirler ona göre hareket ederler, bunu yaparken de en ucuzunu nerede bulacaklarını bilirler. sakın yanılmayın, ucuz derken kalitesize kaçmazlar fiyat-kalite indeksleri son derece yüksektir. böyle bir kız bulduysanız, çocuklarınızı çiçek gibi yetiştirir, evinizi çekip çevirir.

  • güneş sisteminin en büyük gezegeni olan jüpiter kendisini oluşturan elementler ile günese çok benzer. jüpiter’de % 89 hidrojen , %11 helyum var iken güneşte ise %78 hidrojen ve % 19 helyum bulunuyor

    eğer jüpiter güneşe bu denli benziyorsa neden güneş gibi yıldız olamıyor?

    güneş ısı enerjisini nükler füzyon yolu ile elde ediyor. güneşin cekirdegi ise 16 milyon santigrat derece.

    jüpiter’in çekirdegi ise yaklasık 33,000 santigrat derece, yani güneşten 500 kat daha soğuk .

    aslında jüpiter’in güneş gibi yanmasını engelleyen faktör kütlesidir. eğer jüpiter şimdiki kütlesinden 60 kat daha büyük olsaydı , güneş gibi bir yıldız olabilirdi

    daha fazla kütleye sahip olması jüpiteri çekim gücü altında sıkışıp çökmesine neden olurdu böylece termo nükleer reaksiyonlar baslar ve jüpiter yaklaşık 100,000 mil çapında parlak bir yıldız haline gelebilirdi.

    her ne kadar yıldız olamasa da jüpiter kütle çekimi sayesinde, dünyaya çarpıp yaşamı sonlandırabilecek meteorları kendine çekerek adeta kalkan görevi üstlenmektedir. yani jüpiter olmasa büyük ihtimalle biz de olmazdık.
    teşekkürler jüpiter

  • jagger, 1995'te yapılan bir röportajda bunu açıkça itiraf etmiş. "cahillik ettik ama o zamanlar herkes yapıyordu" diye de eklemiş.

    ekşi sözlük bugün neye sarsak timi gururla sunar.

    röportaj linki

    sayfada "turk" kelimesini arattığınızda direkt itiraf paragrafına geliyorsunuz:

    wenner: the next record was “aftermath,” which has “paint it, black,” “under my thumb” and “stupid girl.” does that stand out in your mind at all?

    jagger: that was a big landmark record for me. it’s the first time we wrote the whole record and finally laid to rest the ghost of having to do these very nice and interesting, no doubt, but still cover versions of old r&b songs – which we didn’t really feel we were doing justice, to be perfectly honest, particularly because we didn’t have the maturity. plus, everyone was doing it.
    [aftermath] has a very wide spectrum of music styles: “paint it, black” was this kind of turkish song; and there were also very bluesy things like “goin’ home”; and i remember some sort of ballads on there. it had a lot of good songs, it had a lot of different styles, and it was very well recorded. so it was, to my mind, a real marker.

    yani özetle, erkin koray'ın ülkemiz için ne büyük bir kıymet olduğunu tekrar görüyoruz.

    (bkz: sen nasıl bir kralsın)

    edit: şunu da şuraya ekleyeyim
    (bkz: müzik tarihinin en abartılı esinlenmeleri)

  • hep gülesim geliyor lan... böyle o normal hallerini, o kayseri pastırması-erzincan tulumu-cağ kebabı-misis ayranı-adana şalgamı tadındaki konuşmalarını duyduğum "anneminen babamın" arkadaşlarımla tanışırken kibarlaşmasını, adeta bakingım sarayından yıllık izne çıkmış iki asilzade moduna geçmelerini gördükçe hep gülesim geliyor. aslında bu tavır, sanırım biraz evlada duyulan sevginin, biraz da tanışılan çocuğun ailesine "anne babası da çok kibar insanlar" şeklinde bir mesaj gönderme kaygısının sonucu. bir açıdan şaşırmamak gerek belki de: sonuçta yeni tanışılan insanlarla, hepimiz böyle bir "resmi" eda ile konuşuyoruz. mamafih, anne-babada bu "resmi" eda daha bi' komik duruyor gibi. yakından bakalım:

    aile içi yaşamdan gündelik bir kesit:

    - anne halı saha maçına gidecem, formam nerde?

    - cehennemin dibinde... yeteri bilirseniz yeterin galan. her işe ben koşuyorum, usandım be...

    - baba bende bozuk yok ya...para verir misin maç için?

    - anne hizmetçi, baba uşak.. yiyin pezevenkler yiyin...

    ***

    anne babanın arkadaşla tanışma seramonisinden bir kesit:

    - anne bakın bu enver...

    - merhaba enver, nasılsın canım? annenler nasıl? bizim canip hep bahsederdi senden, tanışmak bugüne kısmetmiş... ne içersin enverciğim? pastayla çay güzel olur diye düşündüm ama?

    - baba, enver'ler de beşiktaşlı ailece...

    - ooo demek öyle enver'ciğim? muazzam bir duygu olsa gerek...

    ***

    tamam, bu "muazzam bir duygu olsa gerek" kısmını salladım... ama anlayın işte, bunun gibi böyle gündelik hayatta size söylendiğine pek şahit olmadığınız kibarlık şahikası şeyler... ne bileyim lan, bana komik geliyor valla...

  • ilginctir ki, the godfather uclemesinde, portakal cok onemli bir yer tutar. tahminimce sicilyanin portakali meshur oldugu icin olsa gerek, bu film serisi bir portakalin bakis acisiyla da izlenebilir. bakiniz the godfather serisindeki portakal olgusu:
    -ilerde michael corleone'e ihanet edecek olan sal karakterini ilk defa gordugumuzde bir portakal soymaktadir, sal ilerde olecektir.
    -woltz karakteri bir sahnede bir sepet portakalla birlikte gorulur, daha sonra adamin atinin kafasi kesilir.
    -don corleone* vurulmadan hemen once manavdan iki tane portakal alir.
    -bes ailenin katildigi toplantida tattaglia ve barzininin onune birer kase portakal konur, bu kisiler olur.
    -ve en onemlisi, vito corleone olmeden once bahcede torunuyla oynamaktadir, soyle ki, portakal kabugundan takma dis yapmistir kendine, sonra o da olur.

    bu olay serinin diger iki filminde de var ve de tesaduf olamayacak kadar fazlalar, hatta ikinci filmden simdi hatirladigim bir sahne, vitoyu isinden eden mahallenin kabadayisi fanucci olmeden once portakal kasasindan bir portakal aliyordu. bu konu kesinlikle arastirilmalidir.