ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ezgi's iphone
-
iphone'da cihaza isim verilirken kullanilan default parametrenin "isim's iphone" oldugunu bilmeyen, kisisel erisim noktasi kullanilarak wi-fi yayini yapilabileceginden haberi olmayan mal beyanati.
türkiye'de gün batımının en iyi izlendiği yer
-
(bkz: çalış sahili)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"bir gün evlenirsem üç çocuk falan yapmam abi. istatistiklere göre her üç çocuktan biri çinliymiş, nasıl bakarım, huyunu bilmem suyunu bilmem"
10 ekim 2023 hamas'ın genel seferberlik çağrısı
-
hadi bakalım ülkedeki filistin sevdalıları, davetiyeniz de geldi, şimdi cihat vaktidir önden buyurun.
evinin balkonunda uçak yapan 15 temmuz gazisi
-
ben, sana uçağı evde yaparım, hem daha ucuz olur hem de içine hangi teknolojiyi koyduğumuzu biliriz. yabancı ülkeler kim bilir içine neler koyuyor.
sinestezi
-
amerikan psikoloji dernegi baskani lynn robertson' un the two sides of the perception adli kitabinda anlattigina gore sinestezinin nedeni; dogum sirasinda beynimizde bize bir yasam boyunca yeteceginden cok daha fazla sayida bulunan noron arasi baglantilarin normal insanlarda zamanla yok olurken, sinestetiklerde bu baglantilarin kalmasi.
babet çorabı giyen erkek
-
desteklediğim erkektir. giysin. mümkünse yavruağzı ve pembe renklerini tercih etsin.
(bkz: rakip azaltma taktikleri)
dilan polat'ın yurt dışına kaçması
-
patagonya'da yaşıyorsun ve kaynağı belirsiz bir şekilde aşırı zenginlik sahibi olmuşsun. patagonya yetkilileri seni araştıracak. dava dosyası açacak, delil toplayacak, mahkeme sürecek, erteleme, ihtiyati tedbir, yurtdışı yasağı, mahkeme sonucu, temyiz, karşı dava falan derken birkaç sene geçecek, mahkeme süresi kadar bile içeride yatmayacaksın, o paralar da kimseye yar olmayacak.
patagonya gibi bir ülkede bunlar olmasın diye ne yaparsın? paranın bir kısmını birilerine verirsin. kalanını dışarı çıkarırsın. çıkan kısmı seni bir ömür yaşatır. dağıttığın kısmı da senin kaçmanı sağlayacak kadar gözleri kapatır. ardından davalar sürer. sen de portekiz'de aldığın oturma izninin keyfini sürersin.
neyse ki patagonya'da böyle şeyler olur. bizde olmaz. bizde anında adalet yerini bulur.
edit: patagonya.
iç çamaşırı görünen kadını uyarmak
-
sahşen ben düşük bel pantulunun üzerine minik bi tişort giymiş ve eğildiğinde donu görünen bi ablayı katiyen uyarmam.
kendisi zaten eğilme eylemini gerçekleştirtiğinde bunun olacağını yüzde binbeşyüz biliyor ve ona göre giyiniyor.
ben bunun başıma geleceğini bildiğimden kelli ya üzerine uzun bi tişört giyerim o düşük bellinin ya da o minnak tişörtün altına yüksek bel pantul.
bunun dışındaki diğer durumlarda iç çamaşırı görünen ablalar da çok sikimde değiller açıkçası.
kazadır şudur budur bittabi olur ama bi kadın giyindigi zaman eğildiğinde, bacak bacak üzerine attığında veya zipladığında neresinin ne kadar görüneceğini herkesten çok iyi bilir.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
on yaşındaki yeğen'e gülerek :
- şştt tükkan açık kalmış.
- olsun, içerde çırak var.
dumur.
açıköğretim fakültesi mezunu olmak
-
benim lan bu. evet ezikliğini hissediyorum.
lisenin son senesindeyken babam iflasın eşiğine gelmişti. bırak beni bir üniversitede okutmayı, ki özel üniversiteden falan bahsetmiyorum bildiğin devlet üniversitesi, içine düştüğü borç batağından kurtulmak için ek gelire ihtiyaç duyuyordu. ben de bu durumda çalışmak zorunda olduğum için gidemedim üniversiteye. çalışırken açıköğretime kaydoldum. bu süreçte babam iflas etti ve ailenin bütün maddi yükü benim üstüme kaldı. yaklaşık iki sene sonra annem hastalandı. hayatımda bir kez bile hasta yattığını görmediğim annem yataklara düştü, akciğer kanseri dediler.
işten arda kalan zamanlarda hastanelerde koşuşturdum. bir yandan tedavi masrafları, bir yandan evin masrafları derken fazla geldi, yetemedim. ilk kredimi çektim. malesef çok dayanamadı annem, 9 ay yaşatabildik. annem üniversite mezunu olduğumu görmeyi çok isterdi, göremedi.
bitirdim açıköğretimi. diplomasını alınca mezarlığa koştum anneme gösterdim. o bilmez açıköğretim falan, diploma işte, üniversite diploması. sevinmiştir.
kampüs havası solumadım, yurtta öğrenci evinde falan kalmadım, kettle'da makarna yapmadım amk. sizin kadar eğitim almadım ama açıköğretimde okurken çok şey öğrendim.
mutlu musunuz lan şimdi?