hesabın var mı? giriş yap

  • diyanet denen kul hakkını arabalara, paralara çevirerek yiyen bir kurumu kaldırsın da isterse bok yesin banane lan dediğim manşet.

  • arkadaşlar, insanlar sizin kadar sosyal olmayabilir. evlenmiş boşanmış ve kötü bir psikolojide olmuş olabilir. yeni insanlarla tanışmak için yeni ortamlara girme enerjisi kalmamış olabilir. olabilir de olabilir.

    adamlar ciddi ciddi evlenmek istiyor ve ciddi ciddi evlenmek isteyen kadınlar da vardır mutlaka. konuşurlar, tanışırlar içlerine sinerse bir süre de birlikte geçirdikten sonra evlenebilirler.

    ha buradan tanışmış ha ingilizce kursundaki aynı sınıftan.

    yok kritik vakaymış yok geçmiş olsunmuş. umalım ki kalplerine göre birileri denk gelsin!

    not: evliyim.

  • ekşi sözlük yazarlarının maç hakkındaki sikimsonik tahminlerini kimsenin sallamadığı maç.

    amk varsa sağda solda okuduğunuz ilginç bir bilgi, bir anektod, bir foto, bir video yazın şuraya.

    atletico alır.

    madrid alır.

    final maçı haliyle 2 takımdan biri kazanacak aynı şeyleri daha ne kadar tekrar edeceksiniz amk.

    gol dakikası veren var, bunun çocukluğuna inmek lazım. bu ne ilgi budalalığı.

  • bir miktar yükselen kur. yükseledebilir, düşedebilir, yorumlarımızı ekşiye yazıyoruz.

    ak kardeşler rahatsız olmuş bundan. milleti gaza getirmeyin de spekülasyon yapmayın da. ulan piyasayı hareket ettirecek kadar parası olan adam mı var burada. parası olan adam, bilhassa yabancı yatırımcı da gelip buraya mı bakıyor yatırım kararı verirken! "oh john do u know what they say about dolar in eksi? best advices for investment are there.."

    kendi kendimize yorum yapıyoruz. yatırım tavsiyesi değildir john...

  • merhaba mirkelam bey. bundan 8 sene evvel, kadıköy'deki bir apartmanda sabaha karşı "tavla, tavla beni tavla, salla pulları zarları" şarkınızı son derece yüksek sesle dinleyen komşumun zilini çalmıştım. müzik yüzünden duymadı tabii, bir daha çaldım. elimi çekmedim zilden. sonunda müziği hiç kısmadan kapıyı bi kız açtı, içeriden dumanlar yüzüme yüzüme geliyordu. "buyurun?" dedi. "hanımefendi sabahın köründe bu nasıl bir ortam, lütfen müziği kısar mısınız?" demiştim. o da bana "mirkelam bizde kısamam ayıp olur" demişti. o anın şokuyla "ha pardon o zaman" dedim, hatta nedense özür falan diledim. ben şunu sormak istiyorum abi size: "o gün orada mıydınız?"
    teşekkürler.

  • hırsızların en çok eve girmeyi tercih ettiği yer olan kapıyı en güvenli hale getirmekle başlar. evin diğer pencere, balkon vs bölümlerinin korunması kolaydır. bunun en büyük sebebi; ulaşımının zor olması, binanın dışında ve açıkta olması hırsızın iş üzerinde çalışmasının oldukça fazla engellenmesidir. eğer alt katlarda iseniz demir parmaklıkla kolaylıkla halledebilirsiniz. oysa ki kapı öyle değildir. güvenli hale getirmesi bu kadar kolay olmaz. hırsız, apartmanın içinde hiç bir komşunuzun ruhu bile duymadan çok kısa sürede kapınızı açıp girebilir. genelde de fazla ses çıkartmayacak yöntemleri tercih ederler.

    evime defalarca hırsız girmiş birisi olarak, her seferde deneme yanılma yöntemiyle "en güvenli kapı nasıl olur"a yeterince yaklaşmış olduğumdan bir kaç tavsiyede bulunacağım. unutmayın; hırsızın asla giremeyeceği kapı yoktur, sadece yöntemini henüz geliştirememiş hırsız ya da sadece girmek için çok vakit harcamaktan kaçınan hırsız vardır.

    hırsızlar kapıdan içeri nasıl girer?
    kapınız ahşap ise*;
    - tornavida ya da levye ile kilit bölümüne müdahale ederek
    - herhangi bir alet ile vurmak kaydı ile kilit bölümünü kırarak
    - menteşe bölümünü kırarak
    - tekme ya da omuz ile kapıyı kırarak

    kapınız çelik ise;
    - maymuncuk türü aletlerle kilidi açıyorlar (artık pek becerebileni yok)
    - kilit göbeğinin dışarda kalan kısmını bir aletle sıkıştırıp çevirerek kırıyorlar. kırılan kısmı dışarı çekerek çıkarttıktan sonra parmak kadar bir aleti boşluğa yerleştirerek çeviriyorlar ve kapı şıkır şıkır sanki anahtarla açıyor gibi açılıyor (en çok bu yöntemi seviyorlar)
    - levyeyle kilit bölümünün olduğu aralığı zorlayarak açıyorlar
    - kriko gibi bir aletle kapıyı karşılıklı iki çerçeveden esneterek kilidin boşa çıkmasını sağlayarak açıyorlar (baya sık kullanılan bir yöntem)
    - içerden zinciri ya da emniyet kelepçesini kapatmışsanız; kapıyı araladıktan sonra ince sac gibi bir demir ile açıyorlar
    - kapıyı komple duvardan çerçevesiyle birlikte sökerek açıyorlar (baya zor bir yöntem)

    şeklinde en bilindik yöntemler sayılabilir. peki tehlikeleri farkettikten sonra şu soruya cevap gerekecektir mutlaka;

    güvenli kapı nasıl olmalıdır?
    - kapınız kesinlikle ve kesinlikle çelik kapı olmalı. (çok önemli)
    - kapınızın markası kaliteli olmalı. ucuza kaçıp nerdeyse sac gibi çelik kapı almayın. (önemli)
    - kapınızda en az 2 tane kilit olmalı. (önemli)
    - kapınızın sadece yandan değil, alttan ve üstten de içeri giren kilit sistemi olmalı. (tercihen)
    - kilit sistemi içeriye düz olarak giren değil, kanca şeklinde kıvrılarak girenden olmalı. görsel (tercihen)
    - kilit bilyalı tipte olmalı. görsel (önemli)
    - kilit üç kere kilitliyor olmalı. (önemli)
    - kapınızın ana kilidi kesinlikle (son dönemlerde çıkan bir teknoloji) kırılan barelli olmalı. yani kilide dışarıdan müdahale edilince kırılıyor ve ikinci müdahale imkansız hale geliyor. tabi ev sahibi anahtarıyla hala açabiliyor. tuzaklı barel* yada kırılsa da güvenli barel* isimleriyle farklı markaların ürünleri mevcut. görsel1, görsel2, görsel3 (çok çok önemli)
    - kilidi dışarıdan müdahaleye karşı koruyan rozet taktırılmalı. bu rozet iç taraftan monteli olduğu için dışarıdan sökülemiyor. kırması da oldukça zor ve ses çıkartan bir yöntem. kale ve pegasus üretiyor. pegasus rozette daha iyi bir marka. eğer ki kırılan barelli kilit taktırmamışsanız kesinlikle rozet taktırmalısınız. kırılan barelli kilidiniz zaten varsa rozete fazla ihtiyaç yok, fakat hırsızı baştan caydırmak maksadıyla ekstradan rozeti de taktırabilirsiniz. görsel1, görsel2 (önemli)
    - çok tercih edilen esnetme yöntemine karşı korumak için de; evin içinde kalan, dıştan monteli emniyet kilidi çözüm olmaktadır. bu kilitler birbirine geçmeli olarak kilitlendiği için kapının yatay ve dikey eksende esnetilmesini önleyecektir. ayrıca içeriden monte edildiği için dışarıdan müdahale şansı da bulunmamaktadır. dışarıdan anahtarla, içeriden de mandalla kilitlenebiliyor. kale kilit'in 167 modelini tavsiye ederim. görsel1, görsel2 (çok önemli)
    - kapınızın çerçevesiyle duvar arasında boşluk olmamalı. mutlaka beton dökülmeli. tabi kapı yapıldıktan sonra artık bu pek mümkün değil. o yüzden çelik kapınızı evinize kendiniz yaptırıyorsanız mutlaka çerçevede hava boşluğu kalmamasına çok dikkat edin. esnetmeler bu boşluklar sayesinde yapılabiliyor. (önemli)
    - alarm taktırılabilir. ancak ucuzuna kaçılması durumunda alarmlar pek etkili olmamaktadır. alarmın kendi yedek güç ünitesi olmalıdır ki; hırsız elektriği kesince çalışmaya devam edebilsin. darbelere karşı sağlam ve açılmaz bir kasası olmalıdır. sesi çok yüksek olmalıdır. dışarıya evde alarm olduğunu belirtecek şekilde yanıp sönen led takılmalıdır. (tercihen)
    - kamera sistemi koymak genelde çok pahalı bir çözüm olacağından, sahte kamera ile hırsızları bir miktar caydırabilirsiniz. bunun için kapının üstüne kablosu içeri giren bir webcam koymanız yeterlidir. (tercihen)

    şeklinde maddeleyebiliriz. bunlardan hepsini aynı anda uygulamak şart değil ama birkaç tanesini aynı anda mutlaka uygulamalısınız. benim tavsiyem en azından; "kırılan barelli kilit" + "rozet" + "167 emniyet kilidi" kesinlikle taktırılmalıdır.

    bir çoğumuz evden her çıkışımızda ya da uyumadan önce üşendiğimizden tüm kilitleri kilitlemiyoruz. unutmayın ki hırsızı ne kadar zorlayıcı ya da oyalayıcı şey olursa, vazgeçme ihtimali de o kadar yüksek olur. o yüzden güvenlik önlemlerimizi alıp, aynı zamanda da kullanmaktan imtina etmemeliyiz.

    tüm bu yöntemleri uygulamamıza rağmen hırsız yinede kapıdan girmeyi başarabilmişse, ben o hırsızın alnından öperim, elini sıkarım, salona davet edip bir çay veririm arkadaş. böyle de emeğe saygılıyım.

  • gün içerisinde yazılan entrylerden görüyorum ki kendilerini "bilinçli jenerasyon" addedip buranın kahvelerine ve fiyatlarına bok atmayı "kapitalizm karşıtı" duruş olarak gören bir güruh var.

    iyi hoş tabii dile getirsinler düşüncelerini.

    4,5 liraya kahvesini alıp oturup keyif yapan adama skimsonik siyasi ideolojileriyle sataşmaya kalkışmalarının saçmalığından dem vurmuyorum bile.

    ister istemez merak ediyorum bir yandan, bu sataşan kesim gidip köşedeki tekel'den 2,5 liraya alabileceği biraya beyoğlu'nda herhangi bir mekanda 6-8 lira arası bir fiyat ödemedi mi hiç? aynı mantık değil mi lan?

    köhnemiş binanın 2. katındaki bardaysan içtiğin biraya olması gerekenin 3 katı fiyat ödemen normal, sistem karşıtı olabilirsin. bir amerikan şirketinde kahve içiyorsan kapitalistsin. vay anasını.

    yerim lan seni. asi şey.

  • (bkz: ellerine sağlık) keşke yine bu tarz program yapıp, tatlı su kurnazlarına ayar verseydi. çocukluğumuzda onun gezdiği mutfaklardaki hamam böceği avını gözlerimiz kocaman izlerdim, bu topluma çok katkısı olan adamın yumruğudur.

  • ahlaksız adamların hayal dünyasına meze olmuş oyuncu kişilik.adam şu kız için çocuklarını doğrayacağından falan bahsediyor ciddi ciddi, dalga amaçlı yazdığını düşünmüyorum çünkü kimse çocuklarını kesme konusunda böyle dangalakça bir cümle yazmaz şaka olarak bile.

  • her modelini gördük yıllardır. bugüne kadar ki favorim çeviri hatasıydı. (bkz: #7741976) gelgelelim gün itibariyla beterin beterini de gördük. şöyle ki:

    hazırlık ingilizce ara sınavı. word formation sormuşuz. bi kaç tane cümle vermişiz, birer kelimeyi boş bırakmışız. parantez içlerine de boşluğa gelmesini istediğimiz kelimenin başka bir formunu yazmışız. boşluğa kelimenin uygun formu yazılsın, biz de not verelim istiyoruz. cümlelerden birisi şöyle:

    -his ....... (ambitious) is to have his own business

    boşluğa gelmesi gereken: ambition

    (maalesef) gelen: ambiti...

    yorumsuz...

  • özellikle pandemi başladığından beri dikkatimi çeken ve kullanımı giderek artan hadise.

    telefonu veya bilgisayarı açıyorum, yemek söyleyeceğim. fiyatlara bakıyorum, şu neymiş 24.99 yazıyor, açıyorum bir bakıyorum fiyatın yanında "kişi başı" yazıyor. ulan bu ne?

    meğer menünün yanında "2 kişilik" yazıyormuş. verdiğin bir tane sıradan, bir tane de dandik hamburger. birkaç patates, taş çatlasın 1 litre kola.

    ilk çıkan ikili menüler nedense kişi başı fiyatla çıkmıyordu? ya sen kimsin benim alacağım menüye kişi başı fiyat yazıyorsun. (bkz: sen kimsin ya)

    bunu denetleyecek bir kurum yok mu ? bunun yasak olması lazım değil mi yani?

    6lı tabak çanak setine de 300 lira yerine kişi başı 50 yazsınlar. ne bileyim araba firmaları da arabalar 5 koltuklu olduğu için 500.000 liraysa kişi başı 100.000 diye satsın. böyle bir şey olabilir mi ya?

    bu hadsizliğe biri dur demeli. kimse benim yiyeceğim menüyü ikiye bölemez.