hesabın var mı? giriş yap

  • tarım devrimi'nden önce insan dişleri şimdikinden daha sağlıklıydı, çürükler pek az görülürdü. bunun pek çok sebebi var;

    1. tarım öncesi avcı-toplayıcı toplumlarında yemek yemek zahmet isteyen bir işti. şimdikine oranla yiyecekleri daha çok çiğnemek gerekliydi. bu durum dişlerin daha çok kullanımına sebep oluyordu, işleyen demir paslanmaz derler.

    2. doğal seçilim: enfeksiyon, iltihaplanma büyük dert idi. o devirlerde bildiğiniz üzere antibiyotikler yoktu. enfeksiyon, ölüm demekti.

    3. şeker bombardımanı: sanayi devrimi'yle birlikte avcı-toplayıcılardan kat kat fazla şeker tüketmeye başladık. (insanların çikolata, nutella gibi yiyecekleri hızlıca tüketmelerinin arkasında avcı-toplayıcı insanların şekere ulaşımı az olduğu için bir anda çok yeme tepkilerinin olduğu düşünülmekte)

    4. paketleme yöntemlerinin gelişmesi ve buzdolaplarıyla birlikte işlenmiş, hazır gıdalar hayatımıza girdi. bolca kimyasal demekti. dişlerimiz, pek çok bakteriye elverişli yuva hazırlayan kimyasallarla baş etmekte zorlandılar.

    sonuç olarak dişlerimiz tarım ve sanayi devrimi'le hayatımıza giren bu ögelere yeterince uyum sağlayamadı, çoğumuz diş çürükleriyle uğraşmak durumunda kaldık. bu olayı evcil hayvanlara ve sokaklarda çöp poşetlerini eşinen hayvanlara da uyarlayabilirsiniz; onlar da kimyasallarla, sahte kemiklerle birlikte çürüklere maruz kaldılar.

    daha detaylı bilgi için daniel e. lieberman'ın insan vücudunun öyküsü kitabını okuyun. harikuladedir.

  • kalbimizde bir kez daha taht kurmasına sebep olan olay.
    sırtını ankara'ya vererek anıtkabir'e yüzü dönük fotoğraf çekilmesi de nezaketin alternatif bir tanımı olabilecek nitelikte eylem.

    instagram

    edit: ikinci fotoğrafı da paylaştı kendisi.
    instagram

    kısaca atatürk'ün attan düşerek 3 kaburgasını kırmasını ve ciğerine isabet eden şarapnele rağmen mücadelesi için savaşmaya devam ettiğini kastetmiş sanırım.

    elon bu hangi seviye atatürk düşmanları rokete atleti tıkarlar, bütün uzay programı yalan olur.

  • ulan getir firması şuradan edeceğin 3-5 kuruş kar için şu palyaçoluğa gerek var mı ya?

    böyle zavallıca şeylere yılbaşı paketi falan yazılınca gerçekten içim burkuluyor. yeni yıla çizi kemirerek giren biri canlanıyor kafamda.

  • kurtulu$ sava$i'nda hamile haliyle cepheye giden kadin buyuk kahraman, eyleme hamile giden ve ugradigi saldiri sonucu bebegini kaybeden kadin "ne bicim anne".

    sava$ta ermeniler bizim kadinlarimizin karnindaki bebekleri kiliclarinin ucunda sallandirmi$ hikayeleri anlatmak on puan, polis hamile kadini tekmeleyince "o da orada olmasaydi".

    hrant dink'in oldurulmesi tabi cok kotu bir $ey, ama o da neden oyle seyler yaziyordu?

    taciz edilmek tabi cok ayip bi$ey, ama gecenin o saatinde orda ne i$in var?

    kadina $iddet ne de tu kaka bi olay, ama kari koca arasina girilmez tabi.

    boyle bir olay i$te.

  • evet uyuyoruz. yapıyoruz bu terbiyesizliği. elimizden gelse daha da uyuruz. 2 saat yapabildiysek 4 saate, 4 saat yapabildiysek 6 saate hasretiz. çünkü ertesi gün ruh gibi olabiliyor insan. karşısındaki hastanın dediğini anlamayabiliyor, derdini dinleyemeyebiliyor. buna kızanlara da kızardım eskiden ama geçen akşam "gece 12de mi gideceksin eve?" dedi bir hasta ninem. "hayır" dedim. "sabah mı gideceksin?" dedi. "hayır teyzecim" dedim, "yarın akşam 5te.." "oy kuzum, uyusan bari biraz" dedi. bisssürü de dua etti. bunu nefes alamayan koahlı bir hasta yaptı. o teyze onu dedi ya, ipimde değilsiniz ibişler. ne siz ne uykusuzluk, yorgunluk.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25419697/