hesabın var mı? giriş yap

  • bir fenerbahceli olarak oldukca ezik buldugum eylemdir. her anlamda yerin dibine soktu bizi sagolsun aziz baba. bu vesileyle fenere veya fenerlilere kufer etsin etmesin, tum galatasaraylilarin 4. yildizini kutlarim.

    buyukluk, kaybettigin zaman dahi kazanini tebrik edebilmektir. dunyada kimse herzaman ve surekli kazanamaz. cikar bir t-shirt, ezeli rakibimiz ama her daim dostumuz galataray'in 4. yildizini kutlariz. ama 5. yildizi ilk biz alcaz kusra bakmasin :)

    en azindan bir gerilimi azaltir, bir olgunluk gostermis olur, biraz da anlamli ve olma ihtimali olan mizah iceren bir espri yapmis olursun. cok mu zor anasini satayim. herkeste bir egolar, bir gerilim. cok mu zor lan soyle bir ortami tahsis etmek!?

  • italyanca quarantina kelimesinden gelmektedir. daha eski ahit 'ten itibaren bazı hastalıklara karşı tedbirler alınması öngörülmüştür. bu tedbirler arasında yedi gün kapalı bir yerde tutmak da bulunmaktadır. tarihin değişik duraklarında gerçekten bazı salgın hastalıklara karşı şehirleri silahlı muhafızlar korumuş, girişler çıkışlar kontrol altına alınmıştır. vebanın avrupa'yı kasıp kavurduğu günlerde bir çok şey denenmiş ama başarılı olunamamıştı. venedik'te 1349 yılında ilk defa gemilerin kırk gün bekletilmesi nedeniyle bu uygulama ismini almıştır. ilk defa 1423'te yine venedik'te karantina istasyonu (lazaretto) kurulmuştur. bu venedik'te benimsenen uygulama sonra diğer yerlere de yayılmıştı...
    ayrıca (bkz: karantina hastalıkları), eski şarkılar için (bkz: levililer 13uncu bap)

  • sosyal psikolojide bu terror management theory ile açıklanabilir. kısaca, çıldırmamak için daha büyük ve yok olmayacak, bizden daha uzun süre var olacak bir şeyle kendimizi özdeşleştiririz (örn. müslümanlık, türklük, galatasaraylılık). biz ölsek bile onlar varlıklarını sürdürürler. böylece çıldırmayız, hayatımız anlam kazanır diyor.

  • yes minister'da şu şekilde işlenmiş olan hükümet pratiği:

    james hacker: when am ı going to do all this correspondence?
    bernard woolley: you do realize you don't actually have to, minister.
    james hacker: don't ı?
    bernard woolley: not if you don't want to. we can draft an official reply.
    james hacker: what's an official reply?
    bernard woolley: ıt just says "the minister has asked me to thank you for your letter"; then we say something like "the matter is under consideration", or even, if we feel so inclined, "under active consideration."
    james hacker: what's the difference?
    bernard woolley: well, 'under consideration' means we've lost the file; 'under active consideration' means we're trying to find it.

    türkçesi:

    bakan - bu kadar yazışmayı ben hangi ara yapacağım?
    müsteşar - yanıt vermek zorunda olmadığınızın farkındasınız değil mi bakanım?
    b - değil miyim?
    m - istemiyorsanız hayır. her zaman bir 'resmi cevap' yollayabiliriz.
    b - resmi cevap nasıl oluyor?
    m - önce 'bakanlık mektubunuz için size teşekkür eder' gibisinden bir şeyler söylüyoruz, sonra ya 'konuyla alakalı inceleme başlattık' diyoruz, ya da, o da eğer cidden lüzum görürsek, 'konuyla alakalı fiili inceleme başlattık' diyoruz
    b - ikisinin arasındaki fark ne?
    m - valla 'inceleme başlattık' dosyayı kaybettik demek, 'fiili inceleme başlattık' dosyayı bulmaya çalışıyoruz demek.

  • özünde çok iyi bir insan ama sahaya çıkınca kendini kaybediyor, eşi bazen "onu tanıyamadığını" söylüyor. biliyoruz ki direksiyon başında da kendini kaybediyor, muhtemelen halk ekmek sırasına girse orda da kendini kaybedecek ama özünde iyi bir insan. benden iyi mi? muhtemelen, hayatın kimi nasıl ödüllendirdiğine bakılırsa benden milyonlarca kez iyi, tıpkı patronum gibi, ya da hafta sonu sevgilisiyle sinemaya gidecek lise talebesi gibi. bi ben kötüyüm, allah başka dert vermesin.