ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aşk geliyorum demez
-
kısmen doğru önerme. çok despottur aşk. geliyorum demez, geliyosun der. "hemen buraya geliyorsun!" der hatta. sıkıysa gitme.
cmylmz diamond elite platinum plus
-
cem yilmaz'in kariyeri ve gosterilerini kronolojik olarak ele aldiginizda hakikaten sosyolojik cikarimlar yapabiliyorsunuz.*
efsane gosteri bir tat bir doku mesela. 20li yaslardaki cem. espriler gosteriye gelen seyirciler, okul yillari, yeni yeni medyaya girmis cem'in hikayeleri, turkler uzayda, devlet erkani, trt programlari vs. tamamiyle gunluk, siradan insanin da dahil oldugu hikayeler aslinda.
sonraki gosterilerde hafiften askerde unlu cem, yurt disi hikayeleri, teknolojiye uyum, zenginim esprileri, daha kulturel gozlemler, film cekerken yasananlar vs. hafif bir kopma.
son yillardaki cem ise tamamiyle sinifi atlamis biri. siradan insanlara dokundugu espriler hep hanzo vatandas vs. unlu cem yilmaz uzerine. 20m yatta tatil hikayesi, veya rahmi koc esprileri gibi. yani cem hala ust klasmanla espri uretiyor, ama onun klasmani seyircisini coktan asti. seyircinin yuzde 95'ı hala bir tat bir doku cem'in orada biraktigi seyirci. beklentisi de cem'in onlari anlamasi. bu gosteride de en cok gulunen yerler hala zengin reflu olur, garibanin bogru yanar gibi seyler.
aslinda burada tepkinin sebebi de cok buyuk ihtimalle bu. cem yilmaz deyince asker anilari, trt'deki bayik ablalar, beton ogretmenler geliyor. onun oglunun 6bin liralik harcamasi, ya da unlulerin gittigi salondaki anilari insalara bekledigini vermiyor.
her ne nolursa olsun, bana gore cem yilmaz ile ayni donemde yasadigim, ve her gosterisini izleme sansi yakaladigim icin cok mutluyum. var olsun.*
fun with muhammad
-
müslümanların şu ayete göre hadi kardeşim selametle deyip uzaklaşmaları gereken başka bir ortam, öyle cevap falan vermeye veya sinirlenmeye gerek yok.
"allah, kitap'ta size şunu da indirmiştir: allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız" - nisa suresi 140
kuran her türlü trole ne şekilde cevap verilleceğini söylemiş. özetle trolle trol olmayacaksın.
debe edit - daha detaylı okumak isteyen arkadaşlar varsa (meraklısına özel); (bkz: http://www.kurandakidin.net/)
futbolda her 100 izleyiciden 65'i kaçak izliyor
-
bein sport kaçak yayınlar için caydırıcı hukuki yaptırımlar istiyorsa, bu taleplerini devlete fax ile iletmeleri gerekmektedir. aksi halde talep dikkate alınmayacaktır.
üst geçidi kullanmayan hemşireye araba çarpması
-
kazaya karışan sürücüye üzüldüm.arabası hasar aldı bir ton uğraşacak,olaydan sonra karakolda saatlerce zaman kaybetti,işinden gücünden oldu ayrıca strese girdi.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: anam zaaa ama babam vefat etti
entry: ah babam zaaa olsaydı.
evine giren hırsızı öldüren adamın tutuklanması
-
eger anlatildigi gibiyse ev sahibi icin uzuldum. evine pisligin teki girip adamin tum hayatini karartmis
tuğba södekoğlu
-
su an canli yayinda bir vatandas buraya yeterli yardim gelmiyor, enkaz altinda kalanlar var derken o vatandasa uzattigi mikrofonu ceken ve baska yone dogru giden, enkaz yanindan canli yayin yapan kisi.
edit: paranoide sağolsun linki burada
https://twitter.com/…?t=ymsei_flazqwcvlyie9cjg&s=19
edit: electrochronicles sağolsun alternatif link
https://streamable.com/cidjdo
edit: buraya göz atın nisagul için, bulun aileyi çıkarın enkazdan
(bkz: #148789208)
edit: kepçe operatörü gerekiyor, bakın şuraya
(bkz: antakya akevler acil operator ihtiyaci)
edit: kahramanmaraş bir jenarator isteği var
(bkz: #148766720)
kuş gribi
-
durumun ciddiyetinin farkında olmakla birlikte sinanoba' ya asla gelemeyecegi için kendimi asla tehlikede hissetmeyecegim grip. en fazla beylikdüzü' ne kadar gelebilir. 1 yildir surada oturuyorum toplam 2 arkadasim ziyaretime geldi, kalkip da kus gribi gelirse mevzu cikar.
sezen aksu şarkılarında geçen acımasız sözler
-
vazgeçtim gözlerinden.
vazgeçtim sözlerinden.
bir ah de yeter.
sessizce kimsesizce
gönderdim dudaklarımı
öpme al yeter.
güvenle kaldır yerine flash diski çekip alan insan
-
bana okuduğum bir sözü anımsatmış başlık
(bkz: life is too short to remove usb safely)
yani diyor ki amerikan dayılar, hayat usb'yi güvenle kaldırmak için çok kısa.
bana şimdi o tabelayı buldurmayın üşendim.
edit: üstad drdolantin üşenmemiş gönderdi sağolsun görsel
debe editi: qızlar eqlemesin.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
14-20 yaş arasını beraber geçirmiştik. son 2 senesi uzak mesafe ilişkisiydi. ben okul için istanbul'a gelmiştim, o bizim memleketin üniversitesini tercih etmişti. daha önce de biraz kıskançtı ama uzak mesafeyle beraber kıskançlıkları da arttı. ali sami yen stadı hariç nereye çıkarsam çıkayım tartışma sebebiydi. erkek erkeğe meyhaneye bile gitsek "yalan söylüyorsun, yanınızda kesin kız vardır." diyecek kadar kuruntulu hale gelmişti. kafasında benim onu aldattığım senaryolar üretirdi, onun üstünden delicesine kavga ederdik. sıkıldım, boğuldum, asosyalleştim. bu konuyu ne kadar tartışırsak tartışalım "ne yapayım, kendime engel olamıyorum." deyip tartışmayı bitirirdi. birbirimizi sevsek de ikimizin akıl sağlığını düşünüp ayrılmak istedim.
babasız büyümüştü. abisi vardı ama o da uzaktaydı, üstelik angutun tekiydi. ayrıldığımızın ertesi günü eski sevgilim şuna benzer bir mesaj çekmişti:
"ben seninle beraber büyüdüm. garip gelecek ama senin varlığında baba, abi, arkadaş ve sevgili hepsi hayat bulmuştu benim için. hayatımdaki tek erkektin. sensiz nasıl olunur bilmiyorum. en son sensiz olduğumda daha çocuktum. ayrılık kararında haklısın, kendimi değiştiremedim ama lütfen hemen kopma benden. sensiz olmaya katlanabilene kadar iletişimde kalalım."
ona bu kadarını borçlu olduğumu düşündüm. 8 ay boyunca dediği gibi hep iletişim halindeydik. yeni bir ilişkiye başlamadım. sonunda ikimizin de sesindeki burukluk gitti, daha neşeli konuşmaya başladık. iki eski sevgiliden, haftanın 2-3 günü konuşan iki arkadaşa dönüşmeyi başarmıştık. daha sonra benim karşıma biri çıktı. eski sevgilimi aradım:
ben: biri var, olacak gibi. iyi bir insan. artık seninle bu kadar sık konuşmam garip kaçar.
o: (2 saniye duraksadıktan sonra) aslında ben de aynı durumdayım. kafamda onun hakkında bazı sorular olduğu için dışarı çıkma tekliflerini henüz kabul etmedim, oyaladım biraz. senden cesaret alıp ben de bir şans vereyim o zaman.
ben: hadi o zaman hayırlısı olsun. sen sağ ben selamet...
benim 4 sene, onun da 1,5 sene sürecek yeni ilişkisi böylece başlamış oldu. daha sonra da iletişimi koparmadık, ayda yılda bir de olsa telefonda konuştuk, mesajlaştık. "uzun ve zorlu bir ilişkiden sonra severek ayrılan iki insan nasıl arkadaş kalır?" diye merak ederseniz; aha işte böyle kalıyor. biraz zor ama imkansız değil.
taa seneler sonra memlekette bir araya geldik yine, kahve içip muhabbet ettik. bir ara benden sonraki sevgilisinden neden ayrıldığını sordum. mesele yine kıskançlıkmış ama bu sefer taraf değiştirmiş. eleman "etek giyme, şu adamla konuşma... başını örtsen olmaz mı?" falan diye ısrar etmeye başlayınca ayrılmışlar. istemsizce güldüm, "anladın mı ne çektiğimi?" dedim. sessizce başını salladı. anlamış.
not: ulan unutulmayan sözler diye girdik. komple hikayeyi anlatıp çıktık. anlatasım varmış demek ki.
edit: "sonra noldu, şimdi beraber misiniz?" mesajlarına istinaden; hayır, yaş oldu 31, bu konu çok geride kaldı. 3-4 yıl öncesine kadar birbirimize doğum günü kutlama mesajı atardık. sonra onu bile unuttuk. şu anda iki yıldır devam eden, evliliğe giden ve aşık olarak başladığım bir ilişkim var. ondan önceki 9 yılda da hayatıma girip çıkan birileri oldu tabi. hayat kaldığı yerden devam ediyor.