hesabın var mı? giriş yap

  • genç evlilerdeki olağanüstü kıroluk'un bir sonraki level'ıdır.

    "hadi çocuk yaptım beni takdir et" diye beklerler sanki bana yapmışlar gibi!

    edit: sorun çocuk doğurmaları değil, sorun bunu köpürtmeleri. tabii ki annelik, anne olmak dünyanın en güzel duygusudur. "kediler köpekler ana olmasın" der annem. en uysal havyan bile yavrulayınca alacaklar korkusuyla nasıl da sahiplenir ve vahşileşir.

    çocuk doğurdun diye ilk yaptığın geceden son dakikasına kadar log tutman, ifşa etmen ve başkalarının kafasını şişirmen gerekmiyor.

  • biz hep hastaneye sıçtığımızdan, bizi bağlamayan tip.

    sokakta öpüşmeye gelince iş, "uuuu batının ahlaksızlığı". ortalığa sıçmaya gelince "e orda da yapıyorlar." batının ahlaksızlığını alıyor muyuz almıyor muyuz gençler, bi karar versek artık?

  • bir kutuda duran bu bacı kuantum konusunu açıklamada önemli bir semboldür.

    kutuya bakarsan saldırıya uğramamıştır,
    bakmazsan gezide o potansiyel vardır.

    bacı aynı anda iki durumda da olabilir.

  • benzer bir entry'i cüneyt özdemirbaşlığına da yazmıştım. (bkz: #149342898) ancak daha görünür olması ve depremin bir şehire ne yaptığının daha iyi anlaşılması için ayrı bir başlık açmak istedim.

    bildiğiniz gibi cüneyt özdemir "hatay depremini ilk kez böyle göreceksiniz" adıyla bir video yayınladı. link yaklaşık 2 saatlik videoda uzunca bir rotayı yürüyerek dolaştı. izlerken geçtiği yerlerin depremden önceki halini merak ettim ve street view ile geçtiği yolları takip ettim. karşılaştırmalı olarak fotoğraflarını size de göstermek istedim.
    karşılaştırınca gözlerine inananamıyor insan.

    umarım hatay eski güzel günlerine geri döner.

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    görsel
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    not: cüneyt özdemir'den izin alamadım ancak izinsiz kullandığım bu fotoğraflar için anlayış gösterecektir diye düşünüyorum. eğer bu konuda bir talebi olursa fotoğrafları silerim.

    edit: bu girdide kullanılan görseller bilgilendirme amacıyla, ilgili kişilerin tıklaması usülü ile meraklarını gidermek amaçlı hazırlanmıştır. kar amaçlı değildir ekşişeyler ya da diğer bilgisel üzerinden kar etme amacıyla organize edilen sayfalardaki copyright sorumluluğunu kabul etmiyorum.

  • --- spoiler ---

    odin, oğlunu dünyaya sürgüne yolluyor. bak düşün adam oğluna ceza verecek, dünyaya yolluyor. öylesine lanet olası bir gezegende yaşıyoruz amk.

    --- spoiler ---

  • çocuğumu bu ülkenin okullarında okutmamak isteme sebebimdir. bu adam gibi zibilyon tane adam sınıf öğretmeni, x, y, z öğretmeni ve malesef çocuklarımıza-çocuklarınıza sarkıyorlar.
    lanet olsun.
    öğretmen olacak herkes kpss zıkkımından evvel psikolojik testlere vs girmeliler. birçok öğretmen diye çalışanın böyle sapkın düşünceleri var !

  • bu yemekler paylaşılmış ama ben yakın zamanda fransada okumuş bir öğrenci olarak size işin aslını anlatayım.

    yemekhanede bu menü çıkmaz, bundan çok daha fazlası çıkar. öğrencilerin kartlarıyla turnikede yaptıkları ödemeyle 4-5 çeşit yemek alma şansı vardır. bu çeşitler puan sistemiyle belirlenir, her yemeğin bir sayısal puanı vardır ve genelde elinizdeki puan hakkı 4-5 çeşit yemek alabilmenizi sağlar. fazlasını alöak isterseniz puan başına belli bir cent ekstra ücret ödeyerek alırsınız.

    bu çeşitler arasında 3-4 çeşit sebze yemeği, salatalar, 3-4 çeşit et (tavuk, balık, dana, domuz gibi farklı opsiyonlarla), peynir çeşitleri, 3-4 çeşit tatlı, 3-5 çeşit peynir, ve börek çörek kiş gibi hamur işleri ve içecekler olur. yani toplamda en az 20-30 çeşit yemek arasından şeçersiniz tepsinize koyacağınız yemekleri. öğlen yemeğinde tepsimi alıp peynir, avokado, koca bir biftek, sebze yemeği ve tatlı yediğim günler çoktur.

    bu yemekhaneler fiyat olarak çok uygundur ve sadece üniversitelerin içinde olmaz, üniversite sayısı çok olan şehirlerde şehrin çeşitli mahallelerinde de bulunur. okula gitmediğiniz günlerde de evinize yakın yemekhaneye gidip krallar gibi beslenebilirsiniz.

    sosyal devlet zannediyorum böyle bir şeydir.

  • çoğu firma personel ararken, aradığı personel erkek ise bir tane şart vardır okuyanlar görür.

    askerliğini yapmış ya da şu kadar sene tecilli.

    firma burada der ki ben seni alacağım, yetiştireceğim, işe adapte edip tam kaymağını yiyeceğim vakit askere gidiyorum dersen sana yaptığım bütün yatırımlar piç olur. işte bu yüzden bu şartları ararlar.

    bu regl döneminde izinle alakalı diyelim ki 1 gün yasal oldu.

    bu demek oluyor ki kadın senede en az 14-15 gün izin kullanacak. bunun üstüne yasal hakkı olan 14 iş günüde eklenecek yani toplamda 1 ay izin kullanmış olacak. ki bu süreler devlet memurları ya da en az 5 senelik personel için daha uzun olacak. kendi çalıştığım firma için söyleyeyim sadece 6 tane erkek personel var bütün şubelerin ve genel merkezin toplamında. geri kalan bütün personelimiz kadın sektör olarak zaten erkek personel bulmak neredeyse imkansız bulduklarınızın da iş tecrübesi hiç yok. bendi çalıştığım firmadan örnek verirsem bu izin yasalaştığı zaman şirkette her gün en az 2-3 kadın işe gelemeyecek ve bu bütün ay düzenli şekilde devam edecek demek oluyor.

    personel için izin kullanmak elbette güzel ve sevindirici bir durum fakat kendinizi iş veren olarak düşünürseniz sizce bu yasa çıktıktan sonra bu kadar kadın istihdam etmeye devam edilir mi ? siz iş veren olsanız ve toplam 106 tane personeliniz olsa bunların da 100 tanesi kadın olsa istemeseniz de değişikliğe gitmek zorunda kalmaz mısınız ? yani bu kanunu destekleyen kadın kendi bacağına sıkıyordur ileriyi göremiyordur başka bir kafa değil bu.

    he memur kadınlar için durum farklı memurluktan atacak değiller. ama özel sektörde bütün dengeler 1 sene içinde değişir. bu izin yasalaştığında sevinç çığlıkları atan kadınlar da 1 sene sonra evde esra erol izlemeye başlar.