ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
charlie chaplin
-
"kendi egomuzun ışığı altında her birimiz tahtından indirilen krallarız." sözünün sahibi.
türklere sorulan salak sorular
-
bir arkadaşım aradı bugün, aklıma düşürdü zamanında yaşadığımız bir olayı.. soyadı berber olan bu arkadaşıma, bir ingiliz tarafından sorulmuştu bu salak sorulardan birisi..
- ataların barbar(barbarian) olduğu için mi bu soyadına sahipsin?
bizimki de çok içerlemişti soruya, gelip dert yanmıştı bana..
- şerefsiz gelmiş bana "senin sülalen barbar" diyor.. berber'i duydu ya, aklı sıra bağlantı kurdu salak..
- barbar mı? hadi ya.. e sen ne dedin peki?
- ne diyeceğim? "değiliz tabii" dedim.. bir de bunu bana diyenin soyadı smith!
- eee?
- ne eeesi? ben o'na senin baban simitçi mi diye soruyor muyum?
- hahaha.. yuh!
15 ocak 2009 new york uçak kazası
-
can kaybı olmaması sevindirici. ama özellikle pilota helal olsun dediğim kazadır. national geopraphic tarafından belgeselinin en kısa sürede çekileceğini ve kaptan pilot adına marşlar yazılacağını da düşündüğüm kazadır ayrıca.
hudson nehri akmam diyor
airbus u yutmam diyor
şanı büyük kaptan pilot
uçamazsam batmam diyor...
3 bin tl maaş istanbul vs 10 bin tl maaş batman
-
batman alır. 10000 tl'ye batman'da, betmen gibi yaşarsınız.
hırsızı döven a101 mağaza çalışanı
-
aq müptezeli yalandan hırlarken "ay bırakın nefes alsın adam" diyen tuzu kuru ablalara a101 çalışanının verdiği "çaldığı şeylerin parası senden mi çıkıyor?" cevabı üzmüştür.
insani koşullarda çalıştırılmayan zincir market çalışanları kasada açık verme korkusunun yanında bir de böyle itle kopukla uğraşmak zorundalar.
yaran diyaloglar
-
based on a true story..
gencimiz birleşik devletlere henüz gelmiştir. hava değişimi bir yandan, jetlag bir yandan, bünye mavi ekran vermeye başlar. büfenin birine yanaşır:
- can i have a selpak please?
ulan bi dakka, ne dedim ben, diye düşünmesine fırsat kalmadan büfeci bir adet kleenex uzatır:
- burda ona öyle demezler yeğenim..
(bkz: markanın malzeme adı gibi benimsenmesi)
(bkz: yurt dışında türk ile karşılaşmak)
mesaja geç cevap verenin mesajına geç cevap vermek
-
yapamadığımdır.
aklım o mesajda kalıyor arkadaş.karşımdaki nasıl bu kadar manyakça geç yazabiliyor anlamıyorum.mal sanki dünyayı yönetiyor.
geç yazan insanlar için en güzel temennim 'umarım ölmüştür.'
debe editi: bir anlik sinirle yazilmis entryme destek vererek yalniz olmadigimi hatirlatan herkese tesekkurler efenim.
mesajlariniza erkenden cevap alabilmeniz dilegiyle.
demet akalın ve okan kurt'un boşanması
-
erkeğin iyisi para olunca, kadının iyisi para bitince belli olur derdi bir büyüğüm.
ne diyelim her şey gönüllerince olsun.
emanet oylarla barajı aşmadık
-
"ama hdp tümüyle emanet oylarla buradadır, şeklinde bir yaklaşım doğru olmaz" demiş. sıfırdan gelmedik zaten bir tabanımız vardı, onun üstünde emanet oylar tabi ki var ve bizim için bunlar da çok değerli zaten diyor geri zekalı arkadaşım. ne desek de hdp'ye oy verenleri pişman etsek diye yırtınıyosunuz da, geçmiş olsun o işi geçeceksiniz. herkes verdiği oyun arkasında.
gelen mesajlar üzerine edit: hiç mesaj gelmedi ya lan.
bu arada ben hdp'ye de vermedim. niye bu kadar atarlanıyom belli değil.
plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
-
hamaset nedir?
işte tam olarak budur.
plajlarımıza cesetleriniz vurduğu için özür dilemene gerek yok yavrum.
o plajlarda, çakal sürüsü gibi toplanıp, nargile çeke çeke, bağıra çağıra, gözlerinizle ve fotoğraf çektiğiniz kameralarınızla kadınlarımızı rahatsız etmeyin yeter.
bir de bu mağdur ayaklarını bırakın. kimse salak değil. mağdur ile yüzsüzü birbirinden ayırabiliyoruz.
f.z.abdullah'ın y. güney'in ailesine verdiği cevap
-
son 10 yılda falan gördüğüm en kaliteli füze.
influencerlar, sjw'ler, trolller hizaya geçin derhal, zeynep ablanız mekanın sahibidir artık.
tüm türkiye'nin yanlış telaffuz ettiği kelime
-
teşekkürler.
o kadar yanlış telaffuz ediliyor ki duyulmuyor, anlaşılmıyor bile.
torino kefeni
-
isanın çarmıhtan indirildikten sonra sarıldıgı iddia edilen kumaş. 1578'den beri torino'da* cathedral of san giovanni battista'da muhafaza edilen bu kumaş parçasının 1988'de yapılan karbon testiyle 1260-1390 arası bir tarihe ait olduğunun belirlenmesiyle gözden düşmesine rağmen, kumaş dini çevrelerde değerini hala korumaktadır