hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: aha da ben)

    lisenin son 2 senesini arkadaş olarak geçirdikten sonra üniversite sınavının akabinde sevgili olduk. ayrı şehirlerde 4 sene boyunca sözlükte imkansız olarak görülen uzak mesafe ilişkisini yaşadıktan sonra 3 sene de benim okulu bitirmemi ve stajımı tamamlamamı aynı şehirde bekledik * son 3 senedir de evliyiz. bir de oğlumuz oldu 40 gün önce, ellerinizden öper.

    allah ömür verirse 80 yaşıma kadar da yanında olmak istiyorum eşimin. oluyor yani, olmaz diye bir şey yok. işin sırrına ermek isteyenlere bir yeşil kadar uzaktayım. **

  • global trafik haritasının uydu görünümünde son 1 haftadır bouvet adası'nda bir kullanıcının yalnız başına oyun oynamaya çalıştığının görüldüğü platform.
    görsel (antarktika'nın orta kısmının hemen üzerindeki minik yeşil nokta, tam olarak şurada)
    kuzey kore'deki absürt durumu saymazsak geçtiğimiz yıllardaki en ıssız yeşil nokta antarktika'daydı. ara ara tekrar online oluyorlar, şuradan güncel durum takip edilebilir.
    bu kişinin counter-strike gibi bir oyuna girip online maç arattığındaki yalnızlık, 52 hertz balinası'ndan sonraki en dramatik yalnızlık olabilir.
    işin esprisi bir yana bu kişinin o bölgede görev yapan bilim insanlarından birisi olduğu düşünülüyor. bilim insanı da olsan oyunlarından vazgeçemiyormuşsun demek keşke hangi oyunları oynadıklarını da görebilseydik.
    bu arada platformun istatistiklerine bakıldığında küresel olarak korkunç bir hacme ulaştığı da görülüyor, şu verilere bakılırsa son 48 saatte; kuzey amerika'da saniyede 3.1 tbps, avrupa'da neredeyse 1 tbps, asya'da ise 8.8 tbps bant genişliği kullanılıyor. saniyede gerçekleşen bunca veri akışını kaldırabilecek güçte sunuculara sahip olmak ve yönetebilmek de ayrı bir güç.

    ertesi gün edit'i: cs2'nin çıkışıyla saniyede gerçekleşen veri akışı 3-4 kat artmış durumda.

  • bugünkü yazısında şu ifadeleri kullanmış

    --- spoiler ---

    üç bakanın sel felaketinin vurduğu
    giresun’un dereli ilçesinde bir mahallede mahsur kalan vatandaşlarla görüşmek için iş makinesinin kepçesinde gittikleri bir görüntü var.

    ilk gördüğümde bana “işte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. hani nâzım hikmet, “sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. işte özlediğimiz devlet bu. bravo üç bakana. bize bunu yaşattıkları için içişleri bakanı süleyman soylu’ya, tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli’ye, çevre ve şehircilik bakanı murat kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. bana “özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “giresun dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.

    --- spoiler ---