hesabın var mı? giriş yap

  • gömleğinin son düğmesini kapatarak kendini hipster zannerken müezzine benzeyen arkadaşların kadınlara verdiği bir takım tavsiyeler.

  • haklıdır. namaz kılacağım diye otobüsteki yolcuları bekletmek, selçuk'tan geçerken, benim meryem ana kilisesini ziyaret etmemi bekletmem kadar saçma bir olay.

    bak biri namaz, kazası var, kılarsın. ben hacı oluyorum oraya gittiğimde. bekleyecek misin?

  • anayasa cumhurbaşkanlığını bütün siyasi ideolojilerin dışında, üzerinde tarafsız bir statü olarak tanımlıyor.bunun için de ‘seçildikten sonra, eğer varsa partisiyle bağı kesilir’ diyor.

    tayyip erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sırasında yaptığı tüm açıklamalar, mitingler anayasaya aykırıdır.akp'ye oy isteyerek anayasaya göre tarafsızlığını yitirmiş olup bulunduğu makamdan ihraç edilmesi yasal olarak gerekmektedir.

  • kendini guclu hissetmeye ihtiyac duyan $ahislarin basit cafe, bakkal, pastane, lokanta tribidir. genellikle hatunlarda rastlanan bir trip olup tikky zihniyetle de normalin uzerinde bir alakasini ben saptadim, sizi bilmem. $imdi ne diyor bu adam diyorsunuz, haklisiniz. izah etmeye kasacagim.
    bir cafeye, lokantaya gittin misal. garsona sipari$ verirsin degil mi? istedigin bir $ey olduguna gore de, kurdugun cumle veya cumleler icinde "istemek" fiilinin gecmesi kadar dogal bir olay yoktur. ama bir $artla, bakin nasil:
    - merhaba hanimefendi buyrun, ne istemi$tiniz?
    - bir nescafe istiyorum, sutlu olsun. bir tane acibadem istiyorum, bir tane de tramisu istiyorum.
    - tamam hanfendi.
    - cikarken de bir pasta istiyorum. franbuazli var mi acaba?
    - evet efendim.
    - o zaman bir tane de franbuazli pasta istiyorum.

    burada sipari$ veren $ahis her istedigi "$ey" kadar istemek fiili kullanmi$tir.

    - ho$geldiniz. ne alirdiniz?
    - biz onden birer tane corba istiyoruz, birer tane icli kofte istiyoruz. canim cig kofte ister misin?
    - olabilir.
    - ortaya bir tane cig kofte istiyoruz. daha sonra ben bir tane adana istiyorum.
    - hanfendi siz?
    - ben iki tane lahmacun istiyorum. acisiz istiyorum lutfen.
    - kunefe alir miydiniz?
    - evet, iki tane de kunefe istiyoruz.
    - anla$ildi.
    - te$ekkur ederiz.

    ne kadar nazik ve dogallar degil mi?

    degil!
    yukaridaki iki ornek sipari$ diyalogu, anlamda hic bir degi$im olmadan ve ayni nezaket ile ama cok daha "az" istemek fiili ile kurulabilirdi. peki fark ne?

    $udur:
    sanki bu tarz ki$iler bir $eyi vurgulamak ister gibidirler. bunu kasten yapmiyorlar. sadece farkinda olmadan "istemek" filli kullanirken "..... istiyorum." derken kendilerini iyi hissederler. o yuzden de haddinden cok kullanirlar. parasini verecekleri bir ortamdalar. tabi istediklerini alacaklar. ama her "- istiyorum..." ayni zamanda bir "- aliyorum, gucluyum, kiymetliyim..." demek sanki.

    bakin cok basit bir sipari$ daha:
    - bir paket marlboro lights istiyorum, bir tane kagit mendil istiyorum, bir de cikolata istiyorum...
    $oyle olamaz mi?
    - bir paket marlboro lights, bir kagit mendil bir de cikolata alabilir miyim lutfen?

    ne degi$ti?
    birinde nezaket dahilinde de olsa conan girdi bakkala, istedigini aldi, oyle hissetti, siradan bir $eyi ozel hissetti, oburunde ise ricaci bir adam!

    bu gozlemi yaptigimda daha cok genctim. onceleri fazla kullanilmiyordu. sonra ozellikle kadinlarda cok yogun kullanimini gorur oldum. burada kadinlar bir de bu "istiyorum"u ozel bir tonlama ile soylerler. hic bir harfi yutmadan, bazen sonunu "istiyorroaam..." falan gibi gevrek tamamlarlar. sevimlilik tribi yaparlar... sanki... bak sanki diyorum.

    bir sipari$ veriyorsun. tabi ki istiyorsun. bunu bu kadar vurgulamak neyi gosterir? bir $eyleri gosterir gibi. istedigini alma garantisi olmayan ortamlarda istedigini alamayanlar, istediklerini alacaklarini bildikleri ortamlarda habire isterler. cunku isteyip "almaya" ihtiyaclari vardir onlarin. sanki bir tur "odunleme".

    sipari$ vermede bu formatin hic boyle du$unulmeden, begenildigi icin kabul edildiginin ve tabi ki "- ezikler boyle yapiyor abi..." demedigimi ozellikle anlatmak isterim. dedigim $u: bu format boyle adamlar tarafindan, anlattigim hisleri yaratarak kullanildi, sonra boyle olmayanlar tarafindan "sevimli" bulundu, yayildi, icindeki "afyon" onlari da etkisi altina aldi ve boyle bir gozlem oluverdi.

    izah edebildigmi du$unuyorum. onda pek $uphem yok. $uphe duydugum $udur ki, acaba sizde "- harbiden lan, boyle habire isteyip isteyip duran tipler var, ben hic boyle du$unmemi$tim..." dedirtebildim mi?

    not: bu entry kotulenmesin istiyorum, bir salem lights istiyorum, bir tane de toyota corolla istiyorum, 1.4 terra klimali olsun istiyorum.

  • bir süredir yurtdışında mühendis olarak çalışıyorum. çalıştığım inşaat şirketi dünyada ilk onun arasında anılıyor. çocuk değilim. genç bile sayılmam artık galiba. medyatik olmam meslek icabı ihtiyaç duyduğum bişey değil. kaldı ki kariyerimi türkiye'de de devam ettirmiyorum şu an.

    ünlü tanıdıklarım yok. olsaydı da görgüme laf gelir diye bununla övünmezdim herhalde. ya da interneti kullanamasaydım beceriksizliğime laf gelir diye.. iyi okullarda okumuş olmam da övünme kapım olamaz çünkü işimle ilgili ayrıntılar eğitimimle ilgili az çok fikir verir zaten, insanlar aptal değildir, anlayabilirler. aynı evi paylaştığım oğlumun dedesi ile övünmek veya burcumun şahane özelliklerini cv'me eklemek hiç aklıma gelmemişti şimdiye dek. ama burada yemezler onu gibime geliyor. yedirebilene bravo tabi. sonuçta kariyer, kariyerdir diye düşünülüyor herhalde. bana biraz uzak..

    fakat terbiyesiz olmamakla övünebilirim. beni yetiştiren, ünlü olmamalarıyla da çok bişey kaybettiklerini düşünmediğim insanlardan aldığım, nacizane, herkese nasip olmadığını düşündüğüm bir insan özelliğidir.

    hiç bir mahalle ağzı veya zeka yoksunu yazı, bugüne kadar alnımın teri, bileğimin hakkıyla geldiğim noktayı alaşağı edecek biçimde kendimi kaybettiremez bana. çünkü benim bulunduğum nokta başkalarını ne kadar tanıdığımla değil, kendimi ne kadar tanıdığımla orantılıdır.

    yazılabilinecek herşey zaten, benim internet başında olduğum saatlerden çok çok önce girilmiş. fakat tabi insan her olaydan kendine ders çıkarmasını bilmeli. benim çıkardığım ders ise, insan kendi gibi bilirmiş karşısındakini..