hesabın var mı? giriş yap

  • kusura bakmayın ama istanbulu beğenmek için o drone kadar yüksekten bakmak gerekir ona. sokaklarının arasında, evlerinin içlerinde hangi cehalet, geri kafalılık, hayata ve hakikate duyulan nefret ve haset hüküm sürüyor siz biliyorsunuz. denizi, boğazı, cami minare ışıkları, 4 levent trafiğiyse hoşunuza giden şey orasını bilemem. doğru düzgün kent planlaması yapılamamış bir şehrin binalarına bakıp mest olanlara gözlerini insanların yüzlerine çevirmelerini tavsiye ederim. bakalım istanbulda güleryüzlü ve mutlu kaç insan kalmış. hanginiz beşiktaş sahilinde şöyle denize nazır oturup soluklanabiliyor artık.

  • - havuç.... havuuççç... nerdesin? havuç yine cep telefonu almadık diye ne numaralar çeviriyorsun bakayım... havuuç nerdesin???

    - alın lan size havuç... al havuç bu işte... al....

    - ayyyy amann yarabbim....

    - havucumu kalmış ulan 20 yaşındayım.... delirttiniz...

  • ss'nin, 15 temmuz'dan itibaren el altından çok sayıda kayıtsız silah (kalaşnikof) dağıttığını iddia etmektedir.

    edit: normalde çoğunlukla okumayı tercih ediyorum ama bu konuya ilgisizlik gerçekten hayret verici. adam 1 saat önce yazdı bunları, kimsenin yazmadığını görünce başlık hareketlensin diye yazdım.

    sedat peker'in bulunduğu konum ve şu ana kadar olan iddiaları düşünülünce, böyle bir haberde yer yerinden oynaması lazım, adam elinde çekirdek, "keşke video çekse böyle tat vermiyor" diyor. muhalif diye geçinen twitter baykuşlarında tık yok...

    beter olalım.

    ilave:
    (bkz: 15 temmuz gecesi sivillere silah dagitilmasi)

  • 8-6 çalışıp günlük işe git gel 2,5 saatin yolda geçsin. işe gidebilmek için sabah 7.00 da uyan.

    gün 24 saatten oluşuyor sen 13 saatini iş için harcadın, geriye kaldı 11 saat, günlük 7 saat uyusan kaldı sana 4 saat. banyo kişisel bakım, yemek gitti oradan 2 saat, boş vakit olarak harcayacağınız en fazla 2 saat kalır bu 2 saatte de kölelik kalktı diye yazabilirsiniz.

    ülkenin çalışan nüfusunun %50'si bu şartlarda çalışıyor bundan çok eminim. özellikle istanbul'da çalışanlar bu rakamı oluşturmakta.

  • 80 desibelin altındaki seslere düzenli olarak maruz kalmak kulaklarımıza fiziksel olarak zarar vermez ancak beynimiz ve bedenimiz üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir.

    trafik ve uçak gürültüsü, konsantrasyon eksikliği, öğrenme güçlüğü, hafızaya sorunlarına ek olarak kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir. bir çalışma trafik gürültüsündeki her 10 desibellik artışın koroner kalp hastalığı riskini yüzde 8 arttığı sonucuna ulaşmıştır.

    komşunuzun çıkardığı gürültüler gibi gürültü türlerinin sağlığı nasıl etkilediği hakkında çok daha az şey bilinmektedir ancak çok katlı konutlarda yaşayan yaklaşık 4.000 danimarkalı yetişkin üzerinde yapılan 2019 tarihli bir araştırma, komşuların gürültüsünden rahatsız olduklarını bildiren kişilerde anksiyete, baş ağrısı, uykusuzluk, depresyon ve benzeri sorunların görülme olasılığının daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmıştır.

    (komşumuzun çıkardığı) gürültü bizi uyandıracak kadar yüksek olmasa bile uyku kalitemizi düşürebilir ve kalitesiz uyku sonucu ruh halimizi bozabilir, konsantrasyon problemlerine neden olabilir ve vücudumuzun strese karşı tepkilerini tetikleyerek uzun vadeli zararlara yol açabilir.

    bununla birlikte, hollanda'daki araştırmacılar, komşu kaynaklı gürültünün eklem ağrısı, yorgunluk ve kardiyovasküler hastalık insidansının artışı ile (insidans: bir hastaligin 100000 kisi içinde görülme olasılığı) ilişkili olduğunu gördüler.

    ezcümle; gürültücü bir komşunuz var ise imkanınız varsa taşının ya da komşunuzu uyarın.

    kaynak: science focus
    _
    konuya bir de kişisel yorum: komşunuzun gürültüsünden önce ses ayarı asla sağlık kuruluşları tavsiyesine, diyanet işleri başkanlığı ve belediye gürültü yönetmeliğine uygun olmayan hoparlör ile ezan okunması problemine de değinmek gerekiyor. (bkz: #119167375)

    ek olarak komşunuzu uyarırken öldürülme riskiniz olduğunu da maalesef belirtmek zorundayım. ülke enteresan bir süreç içerisindeyken önce kendinizi koruyacak şekilde davranın. komşunuzun laftan anlamayacak biri olduğunu düşünüyorsanız taşınmak için imkân yaratmaya çalışın.