hesabın var mı? giriş yap

  • web tasarımcı pozisyonu için gittiğim orta büyüklükte bir şirkette developer tarafından sorulan soru:

    +tasarım dünyasına getirdiğiniz bir yaklaşim, bir yenilik var mı?
    -öyle bir şey olsaydı bu mülakatta olmazdım sanırım.

    sonuç: işi aldım.

  • büyük bir kariyere sahip olmasına rağmen geç şöhret olan ve bu açıdan bakıldığında erken kaybedilen bir değer olarak anılacak sanatçı. "türk sanatının usta ismi" olarak veda etmiştir hayata.

    "ustalığı kabul etmem, yapmayın. çalışan bir adam, usta ne? bizim meslekte ustalık yok. usta olmayacaksın. hep arayacaksın. hep genç olacaksın!"

    mütevazilikten ve tevazüden ödün vermeyen, kendini sürekli geliştirmesi gerektiğinin bilincinde olması sebebiyle çoktan "gerçek usta" lakabını hak etmiştir. üniversite eğitimi için bir çok farklı bölüme girip yarıda bırakması da aslında bir başarısızlık değil, sürekli bir arayış içinde olmasının göstergesidir, ki bu özelliği sayesinde nice karakterler ve eserler bırakmıştır sanat yaşamı boyunca. tuncel usta'nın güzellemelere, ihtiyacı yoktur hikayesinin(!) yapılması için. çünkü usta bilir ki, mütevazi olmak gerekir, kendini geliştirmek gerekir ki usta kalabilsin. bu zalim dünyadan ayrıldıktan sonra değeri çok daha fazla anlaşılıp hikayesi anlatılacaktır veya çekilecek ve ölümsüzleşecektir, franz kafka gibi, sabahattin ali gibi...

    allah rahmet eylesin...

  • yıllardır kullanırım kendisini, ne yazık ki kömür ateşinin yanından geçememekte.

    yine de ortada kömür ateşi yoksa tavalar arasında en iyi sonucu döküm tava verir.

    optimum bonfile sonucu için:

    ön hazırlık: yiyeceğiniz bonfile parçasını dilimletmeden, tek parça halinde kasaptan alın, sonra zeytinyağı ve iri çekim tuzla sıvayın (yabancılar uygun tuz kalınlığına kosher salt diyor).

    - döküm tavayı önceden elinizi 3 saniye üzerinde tutamayacağınız düzeyde ısıtın.

    - fırını 250 dereceye ayarlayın.

    - büyük bonfile parçasının her yüzeyini döküm tavada, takriben her yüzey 2 dakika olacak şekilde mühürleyin. dikdörtgen prizma olarak düşünebileceğiniz bonfilenin 6 yüzeyinin 5'ini ayrı ayrı mühürleyin.

    - 250 derecede önceden ısttığınız fırına eti, 6'ncı ve son yüzeyini tavaya oturttuktan sonra döküm tava ile birlikte sürün.

    - medium sonuç almak için kabaca 15 dakika eti fırında tutmak uygun olacaktır. burası biraz çetrefilli, etin kalınlığı, mühürlenme süresi, fırın performansı gibi pek çok değişken buradaki süreyi etkiler. benim tercihim 500 gr'lık bir bonfile parçasını 15 dakika fırında tutmak şeklinde oluyor.

    - ateşten alınan bonfileyi (tercihen aluminyum folyoya sarararak) en az 5 dakika dinlendiriniz. bunun nedeni etin içindeki suyun ateşten alındığında halen buhar biçiminde bulunması, et kesildiğinde uçup gidecek olması. etin içindeki suyun yoğunlaşmasını, uçmamasını sağlamak için bekleyiniz. ben bu aşamada tereyağı da ekliyorum dinlendirme sürecine, lezzet katıyor.

    - folyoyu açıp tahta üzerinde servis ediniz. folyo içinde biriken suyu bir kaba ilave ediniz, etin üzerine servis sırasında dökünüz.

    - halen eti yeterince pişmemiş bulanlar olursa sıcaklığını muhafaza eden döküm tavada kesilen parçaların ateş görmemiş yüzeylerini çevirin.

    anlattığım biçimde ev ortamında ulaşılabilecek en iyi bonfileye ulaşılmakta. döküm tavadan mucize beklemek yanlış ama evde daha iyi seçenek yok.

  • ''3 tarafı denizlerle çevrili ülkenin 4 bir yanı beyinsizlerle dolu, ilginç!!!''

    yazılan yazı bi nebze yarsa da altındaki babasının yorumuyla gece gece klavyeyi kemirdim.

    ''oğlum çift haneli iq ile kime laf sokuyon.''

  • umudu sonrasında acıya dönüştüren davranışlardır.

    3 sene öncesi. ben yine deli gibi aşığı oynuyorum, karşımda değişmeyen karakter. ölüyorum, eriyorum, sürünüyorum, azalıyorum ama severken. sevmekten ötesi, aşk bu. hangi kitabı görürsem elinde, ertesi gün o kitaba başlıyorum. facebook profilinde izlediğini gördüğüm filmlerin her sahnesini ezber ediyorum. sevdiği şarkıcıların şarkılarına sarılıp uyuyorum. umut işte, bir gün. bir gün olur da beraber izleriz o türkan şoraylı filmi, o salata yaparken ben balıkları kızartırım, beraber mırıldanırız o kadının acıklı şarkılarını. umut. olur mu, olur diyorum.

    neyse. neysesi çok. neysesi ahhhlı, neysesi kırmızı, neysesi bol tuzlu.

    bir gün dersteyiz. kış günü, karın karadenize ayak bastığı ilk gün, unutmam. önümde oturuyor. ya da hayır, ben onun arkasında oturuyorum, kasıtlı istekli. dersin ortasında birden arkasını dönüp ''coşkun sabah'ın aşığım sana doyamıyorum, ne de güzelsin bakamıyorum şarkısının devamı nasıldı yee?'' diye soruyor. söylüyorum, teşekkür edip önüne dönüyor. muhasebe dersinde hesap kitap yerine coşkun sabah mırıldanıyor. içimi karıştırıyorlar.

    ''bana sormuştu. dönüp arkasını bana aşığım sana'nın sözlerini sordu, seviyor işte, o da kocaman seviyor beni, hayat pek bi güzel, derste çok çabuk mu bitti ne, olsun, otobüste tıkış tıkış gitmek de çok güzel, beni seviyor, aşığım sana''

    ahh işte.

    nerden bilirdim, derste sevgilisine aşığım sana'nın sözlerini mesaj olarak attığını. bilsem söyler miydim o şarkının devamını ona?

    söylerdim.

  • kuzey yarimkuredeyseniz bulundugunuz enlemi anlamaniza yardimci olacak yildizdir. atalarimizca bu ozelliginin cok onceden kesfedilmis olmasindan dolayidir ki parlak ve albenili yildizlardan biri olmamasina ragmen kuzey yarimkure gok atlasinda cok onemli bir yeri vardir. kuzey kutbunda gokyuzune baktıgınızda bu yildizin ufuktan 90 derece aci yapacak sekilde tam tepede bulundugunu gorursunuz. ekvatorda ise kutup yildizini ufuk cizgisine yakin bir yerlerde aramak dogru olur. eger bir gun kuzey yarimkurede issiz bir adaya duserseniz bulundugunuz enlemi asagi yukari belirlemek artik cok kolay: kutup yildizini kucuk ayinin sapinin ucunda* tam olarak belirlediginizde ki bunu simdiden biraz calismaniz lazim, elinizi yumruk yapip ufuktan itibaren kutup yildizinin kac yumruk yukarida oldugunu sayin. bir yumruk yaklasik 10 dereceye karsilik geldiginden, ornegin 4 yumruk mu saydiniz, bu yaklasik 40 derece kuzey paralelleri civarinda bulundugunuzu gosterir.

  • hiç görmedim ama bilinçaltımı birazcık tanıyorsam ibneliğini yapıp kesin bu gece gösterecektir. o nasıl tip la evlerden ırak.

  • üniversite 4. sınıf öğrencisinden;

    - pompacı " kurşunsuz mu olsun abi ?" deyince " kurşuna gerek yok, sözlerin var ya.." dedim, sarıldık ağladık..

  • zırtlan ete gelmiş*, avurtları çökük halinden eser kalmamış*. tv'ye çıkacak diye traş da olmuş ha benim zırtlanıma. ya kesin yarışmamıştır mk artizi diye düşünürken programa misafir olarak gittiği söyleniyor, yine arazi reis. hasan can kaya'nın 40 milyona ev aldığı yerde bu adamı mercekle arıyoruz. adam millete küfrede küfrede ev yaptırdı kendine*, senin tespitlerinle beylikdüzü satın alınırdı aah ah*
    .. dön şu ramadan'da dualarımız kabul olsun artık*..

    debedit: referans karikatürler eklendi :m

  • 2002 dünya kupasından kısa bir süre sonra... marmara üniversitesi iletişim fakültesi'nde düzenlenen medya okur yazarlığı konferansına katıldı şenol güneş. üstelik davetli falan da değildi. davetlilerden biriyle telefonda konuşurken "aaa çok yakınlardayım, ben de geleyim" deyip gelmiş. konuklar arasında gazanfer bilge'den tutun da mehmet demirkol'a, yok yok. programda olmamasına karşın koskoca şenol güneş gelmiş diye ona da söz verdiler. salon inliyor. boru mu; adam türkiye'yi dünya üçüncüsü yapmış. kürsüye çıktı ve konuşmasına şöyle başladı:
    "bir konuşma hazırlayamadım kusura bakmayın. buraya gelmem tamamen tesadüf. gerçi burada bulunan spor basınının değerli temsilcilerine göre benim her yaptığım tesadüf..."