hesabın var mı? giriş yap

  • bugün dolmuşa binmeden önce 3 tl param vardı. (3 adet 1 tl) atmler bulunduğum yere çok uzaktı. gidip mahallemden çekerim dedim. ankara'da dolmuş 2.25 tl. bir çocuk geldi, dilendi. normalde dilencilere para vermem ama içimden geldi bu sefer. 1 tl veririm ama 25 kuruş alırım dedim. çocuk bir afalladı ama 25 kuruşu çıkardı. para üstümü aldım, dolmuşuma bindim.

  • oyle kullanmaya calistim su cikti:

    "oljkdkvsdkvj ikvsjhvpùkls vùlskvh sfùv hsffùlkvhsfvohefùvlk nfscvôiif hvsfivh zdùoivjhsdùlv zdivpjdkùlv jdivpj dkùvjzpivjhz ùlkvjzùipjùflkj zrfzjzekrpjfzipgzrpgzrpilmk jzdgzrfzùfpkhzr$pf zrefihzr"

    yukardakilerden biri pentagon'a giris sifresi ama hangisi bilemiyorum, deneyin bulun.

  • hazırlıkta okuyoruz. liseden öyle bir ortama geçmişiz ki adapte olmak çok zor. hazırlığın camında bir baktım. isimim yazıyor. matematik bölümünden prof. dr. bilmemkimi görünüz. beni bir ter bastı. ulen koca prof. beni niye çağırsın. lisede müdür yardımcısı çağırdı mı başın belada demektir. dersi mersi unuttum defter kitap falan sınıfta kaldı. koşarak matematiğe gittim. buldum odasını hocanın. öleceğim heyecandan. neden çağırır beni koskoca profesör. hem de matematik profesörü. kapısına geldim kapı açıktı. elinde çay fincanıyla vatandaş kapıya yöneldi "buyrun" dedi. kendimi tanıttım büyük bir heyecanla sesim titreyerek. "hocam ben hazırlıktayım. beni çağırmışsınız." dedim. "estafurullah. çağırmak ne kelime. burası üniversite. kimse kimseyi çağıramaz. ben sizinle görüşmek istedim. hazırlığın sekreterini aradım onlar da ilan asmışlar. konu şu: sizin alacağınız matematik dersi ......" konuştu konuştu ben gerisini dinlemedim.

    şimdi bu hocalar bu öğrencilere böyle eğitim veriyorlar. bunu odtüde okumayan bir adam başbakan da olsa anlayamaz bilemez. nerden bilsin.

  • oğlu 16 yaşında hayatını kaybettiği için muhtemelen "oğlum uçağı alkollü kullanma" değil de "ulan ev, para, uçak olmayaydı da oğlum yanımda olaydı" diyordur.

  • azerbaycan türklerinin şiîliği falan siklediklerini hiç sanmıyorum. türkiye'yi ve türkleri sevmeyeni de görmedim. hatta iki azeri türkü sevgilim oldu. türkiye'ye bildiğin tapıyorlardı.

    biz onları severiz onlar da bizi. bu nedenle de nefretini al ve şuradan git.

  • (1449-1515) yunanca ve latince öğretmenliğinden matbaacılığa geçmiş ve bastığı/seçtiği birbirinden değerli kitaplarla dünya kitap tarihine geçmiş saygıdeğer bir italyandır. aldus manutius (ya da aldo manuzio veya sadece ihtiyar aldo olarak da bilinen bu büyük kitapseverin ismi okumanın tarihi isimli kitapta sadece aldus manutius olarak anılıyor) derslerinde klasik kitapların kolay okunabilen, kolayca taşınabilen ve sağlıklı kopyalarına gereksinim duyuyordu, bu amaçla bir basımevi kurdu. bizanstan gelen aydınlardan yararlanabilmek için onların yerleştiği venedik’te basımevini kurdu. rönesans’ın önemli kilometre taşlarından olan bu kitaplar arasında yunanca ve latince klasiklerin yanında çeşitli sözlükler ve ilk cep kitaplarını o bastı, italik yahut aldino denen yazı karakterlerini de o icat etti. ayrıca avrupanın çeşitli şehirlerinde yaşayan aydınları venedik’e davet etti ve onların birikimlerinden yararlanarak kitap çeşitlerini artırdı. yazılanlara göre akşamları yaşlı aldo’nun evinde toplanan uzmanlar yazma eser koleksiyonlarını tarayarak hangi eserlerin basımlarının yapılması gerektiğini tartışırmış. sonra ihtiyar aldo vefat edince basımevinin krallık tahtına paolo manuzio geçti, o da öteki tarafa göçünce tahta genç aldo manuzio çıktı, onlar da ihtiyar aldo gibi yetenekliydiler ve nefis kitaplar bastılar.