hesabın var mı? giriş yap

  • bir gece vakti, sanıyorum adam meyhaneden evine dönüyor ama çok sarhoş, zor yürüyor. telefonunu çıkardı aramasını yaptı, en yavşak sesiyle "alo, karıcım" demesi ile telefonu kulağından uzaklaştırması bir oldu (karşı telefondan ablam bas bas bağırıyor), adam birkaç saniye telefona baktı küskün küskün sonra şunu söyledi "bi kere de afiyet olsun de bee, bi kere de afiyet olsun de"

  • 4857 sayılı iş kanunu incelemesi ile kafa şişirmek istemem, kanunda düzenlenen " haftanın altı günü iş günüdür" ibaresi sebebiyle yıllık izinlerinizde cumartesiler de düşülür.

    ancak yargıtay der ki; işçi şayet fiilen cumartesi günleri çalışmıyorsa bunun yıllık izinden mahsubu iyi niyet kurallarına ve işçi lehine yorum ilkesine aykırıdır.

    ama tabii bu ancak dava aşamasında gözönüne alınan bir husustur ki dava açtırdığınız avukatların yüzde doksanı iş hukukuna hakim olmadığından bunu bilmez ve işverence sunulan belgelerde haftalık 5 gün-6 gün hesabına girilmez, dava açarsanız bunu avukatınıza hatırlatmanızda fayda vardır.

    ayrıca hafta içi izin kullanarak beş günle yırtacağını zanneden arkadaşlara da kötü bir haberim var, işi bilen yöneticiler beş günlük yıllık izin kullandığınızda altıncı günü de düşerler.

    doğru bir uygulama olmadığını düşünüp yazmışımdır defalarca, yargıtay'la aynı fikirdeyim, fiilen çalışılmayan günün iş günü gibi düşülmesi hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına aykırıdır.

  • çok çeşitlidir.

    yere para düşürürsünüz, parayı alırken yakalanırsa chp'lidir, yakalanmadan alırsa ve üstüne de parayı sizin çaldığınıza herkesi ikna ederse akp'lidir.

  • inşaat işçisi bir babanın kızıyım. orta okula kadar bu sorudan ölesiye utanırdım. sıra bana gelmesin isterdim. okuduğum sınıf ağırlıklı olarak zengin çocuklarının okuduğu bir sınıftı. okulun ilk günü herkeste yeni ayakkabılar, yeni önlükler, yeni çoraplar. bende babamın patronunun oğlunun ayakkabıları olurdu. kuzenlerimden kalan önlük ve altı yırtık çoraplarla gelirdim. öğretmen bunu bilir, görür inatla sorardı o soruyu.

    liseye başladığım gün bana bir öz güven geldi. babamın işi ile gurur duymaya başladım. övüne övüne kalkıp benim babam inşaat işçisi demeye başladım. büyük gurur duyuyordum. hatta bir defasında kendisi inşaat işçisi ve benim rol modelim olur dedim. tüm sınıf güldü. inşaatçı mı olacaksın diye dalga geçtiler. bende hayır inşaatçı olmayacağım çalışkan olacağım onun gibi dedim. nitekim de o günden sonra babam gibi çalışkan oldum. iyi ki inşaatçı bir babanın kızıyım.

  • bonus olarak, tamamen ücretsiz 3 tinercisi ile beraber verilen evdir.
    evi mesken tutup, koruyup, kollar, kimseyi yaklaştırmazlar.