hesabın var mı? giriş yap

  • baba+ kac aldin sinavdan?

    ben- cok super not aldim, 95 aldim baba.

    +100 alan var mi?

    -var baba.

    +demek ki cok super diilmis notun.

    diyalogunda gorulebilecek turde bir realizmdir.

  • hes santrali patlaması ile alakalı durmayan elim olay.

    siyasi ve duygusal faktörlerden uzak amatör olarak yaptığım araştırmalar gösteriyor ki; bozkurt ilçesin ezine çayı üzerine kurulmuş ebru regülatörü ve hidroelektrik santrali oldukça küçük. arkasında biriktirdiği su en fazla iki olimpik havuz miktarında. bu hes patlasa ya da kapakları açılsa, böyle bir suyun debisini ve yönünü ancak önemsenmeyecek kadar etkiler.

  • bankta tek başıma maskesiz otursam polis gelir ceza yazar. ama uludağ'da parti yapsam bir şey olmaz.

    hafta sonu gidip iki bira alamıyorum marketten. ama uludağ'da sıcak şarap içebilirim.

    ama aynen bakanım koronaya karşı savaşımız tam gaz devam ediyor. biz kazanacağız:d

  • oryantallik konusunda kimin dansözlere taş çıkaracağı hakkında herkesin bir intibası olduğunu düşünüyorum.

    ahmet'ciğim, senin dönme hareketin enerjiye çevrilebilseydi, tek başına ülkenin enerji ihtiyacını karşılayabilirdin.

  • bazılarından ciddi ciddi tırsıyodum. özellikle her gün usul usul yanıma sokulup pantolon cebinden çıkardığı kuru üzümü ikram eden psikopattan. herifle tek ilişkimiz buydu.

    -üzüm yer misin?
    -yok abi sağol.

  • herhangi bir dış etkene bağlı olmayan, genelde fizyolojik olarak teşhis edilemeyen ağrılardır.
    kalbi kırılan birinin kalbine acı saplanması, boğuluyormuş gibi hisseden kişinin nefes alamaması, fazla sorumluluk altında bunalmış kişinin omuz ağrısı çekmesi gibi örnekleri olduğu gibi istemeden kürtaj olmuş bir kadının kürtaj olmamışcasına doğum sancısı çekmesi de psikosomatiktir. dışarıdan ölçülemeyen, nedeni belirlenemeyen ancak yaşayan kişinin gerçekten yaşadığı acılar ve ağrılardır.
    kişisel fikrime göre psikolojik bozuklukların bedene vurması psikolojik sorunların ciddiye alınmamasından ve depresyon, mutsuzluk gibi hayatın gerçeği olan olguların yapay ya da yok sayılmasından -hatta şımarıklık addedilmesinden- ileri gelir. kişi bilinçaltında gerçekten kaale alınan bir rahatsızlık yaratır. acısını kaale alınmayan acısını somutlar ve hastalığa çevirir.
    kanserin ya da tümörlerin psikosomatik olduğuna varan hipotezler olsa da gerçekçi görünmemektedirler.
    ancak kişilerin kendi algılarının bedenleri üzerindeki etkisi yadsınamaz boyutlardadır.
    kişisel bir örneğimi paylaşmak gerekirse: kendimi sıkışmış, hareket edemez, çaresiz hissettiğim ve bu çaresizlik kaynaklı olarak çok acı çektiğim bir dönemde omuz ve kollarımda ağrılar hissetmeye başlamıştım. bu ağrılar sanki dar bir koridorda kapalı kalmışım da bir kapıyı ya da duvarları zorlamışım da morarmışlar gibi bir imgeyle geliyordu. ve gerçekten çok ağrı çekiyordum. oysa sadece imge düzeyindeydiler ve hiçbir yere çarpmamıştım kollarımı.
    bu ve benzeri ağrı ve acıların kökleri -fiziksel bir nedenleri yoksa- zihinde yaratılan çeşitli imgelerde bulunabileceği gibi -birisi sizi o kadar sıkıyordur ki canlanan imge birinin boğazınızı sıkıyor oluşudur ve nefes alamama olarak cereyan eder örneğin- bağışıklık sisteminizin en korunmasız bıraktığı en hassas uzuvlarda sıradan rahatsızlıklar olarak da gösterebilirler kendilerini.
    insan psikolojik sorunlarını küçümsemek, inkar etmek ya da görmezden gelmek yerine, bedenine yansımadan kabullenip üstesinden gelmeye çalışmalıdır. inkar ancak daha da zor bir tedavi sürecine sebep olur.

  • türkiye sınırlarında olmadığını unutup, farkında olmadan seccadenin üzerine basana saldırabileceğini sanan şovmenin dramı.

    siyasal islam her yerde işlemiyor sayın gurbetçi (!)