hesabın var mı? giriş yap

  • sevdacığım merhaba kız!!

    mustafa ben, jeoloji mühendisi... yanlış anlamazsan, sana kısa bir şeyler yazmak istiyorum...

    çelik'in bir şarkısı var, "sevdaya çiçek, sevdası çiçek, sevdalı çiçek, sevda çiçeği"

    profil resmine, o güzel resme baktıkça o geldi aklıma:)

    hatta biraz daha kafa yorup (sana ne kadar değer verdiğimi anla.::))) şunları da türettim:

    sevdadan çiçek,
    sevdada çiçek,
    sevdayı çiçek,
    sevdanın çiçek,
    sevdaca çiçek,
    sevdaymış çiçek,
    sevdalık çiçek
    sevdasal çiçek
    sevdacı çiçek

    bence valla her gönlü aşk ile bezemek lazımdır, aşkı her hücreye kazımak lazımdır:)))

    ne dersin, tanışmayla ilgili sıkıntı var mı? telefon numaramı vereyim: 0535 543 xx xx - (532 önkodlu numaram vardı, kapandı sonra yenisini verdiler ama şu anda eski numaramı geri almak için istanbul 3. asliye hukuk mahkemesinde davam sürüyor... yani ne kavgam bitti ne sevdam :)))

    mustafa (jeoloji müh.)

  • "cem yılmaz'ın kar-zarar hesabı yaparak film çektiğini zannetmiyorum"

    doğru cem yılmaz filmleri kar için çekmez. sevenleri kavuşturmak için film yapar. o yüzden 400 tane ayrı programa konuk oldu. cinemaximumla falan izleyiciler için kavga etti, kar için film çekseydi bunu yapar mıydı hiç? cem yılmaz bir sinema şövalyesidir. akıllı olun.

    kafanizda çok ideallestirmeyin hiçbir kişi ya da olguyu. herkes cebine bakar, kalan şeyler talidir.

    not: filmler bence başarılı.

  • gaziosmanpaşa kafe şanzelizede gördüm o an onu. üzerinde barcelona desenli abidas eşoftman üstü ve o dimdik, aşırı jöleli saçları. değişik bir dans sergiliyordu. bakmaz dedim ama elledi.

    3 yıldır evliyiz tek gözle yazıyorum.

  • sıcakkanlı at grubunun en önemli örneklerindendir. arap atı, m.ö. 2000 yıllarından beri arap yarımadası ve çevresinde tanınmakta ve yetiştirilmektedir. arap atının kökenini tarpan yabani atının teşkil ettiğine ait görüşler daha yaygın ve geçerli görülmektedir.

    arap atı, bugün yeryüzünde mevcut olan at ırklarının en eskisi olup, bazı at ırklarının meydana getirilmesinde de büyük rol oynamış bir ırktır.

    arap yarımadasının iklim şartları ve arapların uyguladıkları yetiştirme yöntemi bu ırkın morfolojik ve fonksiyonel ırk karakterlerini korumasını sağlamıştır. araplar, arap atı yetiştiriciliğinde, damızlık aygırlara daha çok önem vermişlerdir. elde mevcut olan kısrağın bazı beden kusurlarına göz yumarak, bu kısrağı asil olarak tanınmış aygırlarla birleştirirlerdi.
    araplar, arap atı yetiştiriciliğinde tipe önem vermemekle birlikte, arap atı ırkı içerisinde bazı tipler kabul etmişlerdir. bu tipler, arap kabilelerinin isimleri ile anılmıştır. bu tiplerin başlıcalar;

    küheylan : erkekliğin, gücün ve dayanıklılığın,
    seklavi : dişiliğin, güzelliğin ve inceliğin,
    maneki : sertliğin ve süratin sembolüdürler.

    bu tipler kendi içlerinde de birçok alt tiplere, bilimsel deyişle, familyalara ayrılırlar. bu familyalar; küheyletül kuruş, küheyletül nevvak, seklavi cedran, seklavi şueyfı gibi. bu familyaların yani alt tiplerinin bir değeri yoktur. aslında bu alt tipler arasında beden yapısı ve diğer ırk özelliklen yönünden önemli farklılıklar tespit etmek zordur.

    türkiye'nin güney doğu illerinde de (urfa ve mardin) arap atı yetiştiriciliği yapılmaktadır ve bu yetiştiriciliğin tarihi de oldukça eskidir. kurulan haralar sayesinde türkiye bugün dünyada en mükemmel arap atı ırkına sahip ülkelerin arasına girmiştir.

    morfolojik ırk özelliklerinin tümünü taşıyan bir arap atı, ilk bakışta beden yapısındaki harmoni ile dikkati çeker.

    baş: küçük ve kuru, gözler iri, bakışlar canlıdır. kulaklar küçük, sivri ve hareketlidir. alın geniştir. başın profili, yani yandan bakışta genel olarak düzgündür bazen hafif bir iç bükeylik görülür. koştuğunda ya da heyecanlandığında burun delikleri çok genişler ve burun içi mukozası parlak pembe renkte görülür. çölde kum fırtınaları estiğinde burun deliklerinin ince bir yarık haline gelecek şekilde kapandığı bildirilmiştir. dudaklar, diğer at ırklarına göre çok incedir. bazı tiplerinde, üst dudak alt dudağın biraz üzerine geçer.

    boyun: normal uzunluk ve inceliktedir. baş ve cidago ile bağlantısı kuvvetlidir. yele ince ve yumuşaktır.

    cidago: kısa, kuvvetli ve belirgindir (safkan ingilizlere oranla az belirgindir). cidagosu iyice belirgin ya da cidagosu az belirgin örneklere de rastlanabilir. çünkü türkiye'de seleksiyon yapılırken hız faktörü ön planda tutulmakta ve ırka özgü cidago yapısında ortaya çıkan sapmalara göz yumulmaktadır.

    cidago yüksekliği: gelişme döneminde yapılan bakım ve beslemeye göre, gelişimini tamamlamış bir arap atında 145-155cm arasında değişmektedir. haralarda uygulanan sistemli bir yetiştirme, iyi bir bakım ve besleme ile türkiye'de haralarda yetiştirilen arap atlarında cidago yüksekliği 5-8 cm daha artmıştır. haralarda 160 cm cidago yüksekliğine sahip arap atlarının yetiştirildiği görülmektedir.

    beden: cidago yüksekliğinin beden uzunluğuna oranının fazla olmaması nedeni ile yandan bakıldığında beden bir kare içine sığabilecek durumdadır.

    sağrı: uzunca ve az meyillidir. kuyruk bağlantısı yukarıdandır. dörtnal koşarken kuyruk yukarı kalkar ve havada "s" harfi şeklinde bir kavis yapar. buna "kuyruk tutma" denir (kuyruk tutma kimi yarım kan araplarda görülmesine karşın, kimilerinde de görülmez).

    bacaklar ve tırnaklar: bacaklar kuru, eklemler geniş, tendolar belirgin ve sağlamdır. tırnaklar düzgün ve sağlamdır.

    deri: ince, yumuşak ve tüyler parlaktır. deri altı kan damarı belirgindir.

    don: en çok al, kır ve doru donlara rastlanır. yağız don az görülür. bu ırkta kula ve izabel dona hiç rastlanmaz.

    yürüyüş: adi yürüyüşte adımlar geniş değildir. tırıs yürüyüş ve dörtnal koşmalarında adımlar alçaktandır.

    arap atı, çekim, binek ve yarış kabiliyeti olan kombine verim yönlü bir ırktır. sağlam bir konstitüsyona, canlı bir temparemente ve yüksek bir kalıtsal güce sahiptir.

    arap atı dayanıklı bir ırktır. üç-dört ay süre ile günde 70-80 km yol yürüyebildiği belirtilmektedir.

    arap atı üç yaşında gelişmesini tamamlar. kısraklarda ilk tohumlama yaşı ile aygırların tohumlamada ilk kullanılma yaşı dörttür.

    ana yaşı, doğum ayı, gebelik süresi ve kısrağın bakım ve besleme şartlarına bağlı olarak erkek taylarda doğum ağırlığa 44-47 , dişi taylarda ise 42-45 kg dır. taylarda yaşama gücü yüksektir %94-95 arasındadır.

    kısraklarda gebelik süresi kısrağın yaşına, tayın cinsiyetine, tohumlamanın yapıldığı aya ve aygıra bağlı olarak 334 gün ile 342 gün arasında değişir.
    ergin aygırlarda canlı ağırlık (kondisyona bağlı olarak) 470-500 kısraklarda ise 450-480 kg'dır.

  • dün gültan kışanak'ı konuk ettiği programında yüzünde güller açmaktaydı. karşılıklı acaba yarınki nevruz mesajı ne olacak? ayy çok heyecanlı diye konuştular (izlediğim 10- 15 dakika boyunca). gültan hanım'ın yüzündeki gurur ve nereden nereye geldik duygusu hakkında bişey yazmak lazım mı bilmiyorum. ben şirin hanıma yoğunlaştım.
    hani insan hayvan kesilmesine dayanamaz ama et yemeğe bayılır. mesela ben balık tutmaya kıyamam ama çinekop çok severim. bu kentleşmenin sanayileşmenin falan bize kazandırdığı bir riya olsun. ya da özümüzden koptuk mu diyelim. ağız tadıyla bir tavuk bile kesemiyoruz. o dehşeti yaşayıp, şükredip allah ne verdiyse yiyip hayatımıza geri dönemiyoruz.
    kendisinde bu tarz bir kopukluk var bence kürt siyasi hareketini demokratik, özgürlükçü ve heyecan verici bulmasından kaynaklanıyor. heyecanla mesajını bekledikleri kişi gültan hanım için belli ki önder. ama o kişi aynı zamanda türk ordusuna düşman diyen, türkiye devletini düşman olarak gören, bunu da saklamayan bir kişi. öcalan'ın şimdiki barış güvercini halleri pek çaktırmıyor olabilir ama eski görüntülerinde açık ve net düşman diye bahsediliyor türkiye devletinden. böyleyken böyle yani. şirin hanım devleti pek sevmiyor diyeceğim. evet devletin bayılacak bir tarafı yok ama başka devlet de yok.
    kendi budunuzun kesilmesine dayanamıyorsunuz, bakamıyorsunuz. zaten siz şiddete militarizme falan da karşısınız. sonra biri o budu size demokrasi sosu ile pişirip getiriyor. ne kadar hoş, adamlar bunu otuz yılda pişirdi, helal olsun diyorsunuz. karşılıklı heyecanla bakalım menüde daha neler var falan diye konuşuyorsunuz. bence olayın kendisi böyle bir çarpıklık, anlamıyorum.

    edit: imla

  • sözlük olarak aştığımızın göstergesi başlıktır.

    adam ingiltere kraliçesinin ingilizcesini beğenmedi.

    işte gerçek sözlük bu.