hesabın var mı? giriş yap

  • zamanında iki kardeş miras yüzünden birbirine düşmüşler ve anlaşamayınca da oranın kadısının yanına gitmişler. kadı demiş ki ''biriniz bölsün diğeriniz seçsin.''

    adil olmak bu kadar kolay aslında ama sen onu bizim millete anlat.

  • insan içine çıkması bile sakıncalı olan at hırsızlarına bak sen. bu çağ dışı sistemlerin 20 yıl önce tarihe karışması gerekiyordu.

    aynı anda hem bekleyen yolcu takibi yapıyor, hem araba kullanıyor, hem para üstü veriyor, hem telefonla konuşuyor, hem de inmek isteyen varsa indirmeye çalışıyor. işine geldiği gibi süratli gidip terör estirmek veya çok yavaş gidip trafiği tıkamak da cabası.

    2022'ye geldik halen bu mafyalarla uğraşıyoruz. polise bile saldıracak kadar şımarmışlar. artık ortada nasıl bir rant varsa hiçbir şey yapılmıyor.

  • "kıskananlar çatlasın", "kedi uzanamadığı ciğere mundar der" gibi kalıp sözlerle savunulan okulmuş.

    eh be kardeşim, her vatan evladı da master degree yapıp müdür olmak zorunda çünkü. kimse şef, memur falan olamaz.
    her önüne gelen en doktor, en mühendis, en kimyager, en rafine zevkli, en bi orwell okuyanından... garsonluğu, taksiciliği yapmak için orta dünyadan seçme orklar getirdiler hep.

    tamam "okulum" kisvesi altında bok sürdürmeyeceksiniz bu eğitim yuvasına, sürdürmeyin de. gerçekten de türkiye'deki en iyi lise kabul.
    ama kardeşim uzanılabilen ciğer mevzuuna gelince benim tepem atıyor.

    bizim çükümüz ancak "x anadolu lisesine" erişebildi. ne süper ingilizce öğrendik, ne özel odalarda fotoğraf banyosu yaptırabildik, ne de orwell romanları okuyup birey olma fikri üzerine yoğunlaşabildik. ne yapalım ölelim mi?

    ben p&g, eczacıbaşı vs. gibi holdingleri geç, öküzoğlu şirketler grubunda bile kafadan sümük muamelesi görüyorum. (mütemadiyen demiyorum bak ilk izlenim olarak) neden? çünkü ege üniversitesi ve anadolu lisesi mezunu bir ciğere ulaşamayan kediyim.
    sen cv'nde ışıl ışıl parlayan "rober kolej" etiketiyle istediğin insan kaynakları müdürüne artistik taslarken benim kendimi ne kadar geliştirmiş olabileceğim konusunda hiç bir meraka düşmüyor bazen işveren. neden? çünkü eziğim ben, bi kolej bile okumamışım nerden bilebilirim 1984'ü falan?

    kıskanıyorum, çatlıyorum da neden bi düşündün mü? asla geri getirelemeyecek lise yıllarını yaşadık herhalde hepimiz. (ya da halen yaşamakta olanlar vardır bilemiyorum.) ben internet bağlantısını internet kafede, fotoğraf tabını mahalle şipşakçısında gördüm (sanma ki duygu sömürüsü, türkiye oolum burası.) belli bir yaşa kadar olabilecek en iyi imkanları zorladık durduk.
    liseyi hatta üniversiteyi bitirdikten sonra geliştiremeyiz kendimizi değil mi?

    bir de isteyen girerdi, benim ailem evini sattı geyiği var. tamam yaa bizimkiler satmadı evini, gitti kebapçı açtı, oldu mu? kaç bu okulun kontenjanı allasen? 2 milyon civarındaysa bastırsın herkes 150 milyarı biz de alalım bu muhteşem eğitimden...
    anladık şahane eğitim, ilim irfan yuvası, tamamdır. lakin gaza gelip "çatlayın ulan süper bi lisede okudum ben" demek neyin nesi?
    aynı gemideyiz ya uyanın biraz. okul bireyselliği abartmış anlaşılan. zira mezunları;
    "ben şahane okudum da yaşıtlarım ne bok yedi acaba?"
    "burası benim ülkem, herkesin benim gibi bir eğitim almaya hakkı var aslında"
    diye düşüneceğine bir davul çalıp göbek atmadıkları kalıyor
    "nası taktık ama ortaöğretimde size" diye.

    ben en azından benimki kadar bile ingilizce eğitimi alamamış allahın cezası(!) düz liselerde okuyan ezik (!) arkadaşlarıma çevirilerinde falan yardım ediyorum.
    yanlarında ingilizceyi aslında çok da bilmiyormuş gibi yapıyorum.

    zira ortaokula girilen yaş 11-12, bu sağlıklı karar verip "şu okula gireceğim" denilebilecek bir yaş değil. ama robert kolejliler 5 yaşından itibaren taş taşımış kolej parası biriktirmiş, sonra da en bi bilinçli tavırlarıyla onlarca okul içinden roberti seçmiş gibi bunu bir başarı hikayesi olarak sunmuşlar bile.

    ailen bir şekilde harcamalarından kısmış ya da kısmamış göndermiş. göndermese haberin bile olmazdı varlığından 11 yaşında...

    kıskandık çatladık, okulunuz da çok mundar....

  • timur ordusunda görev yapan isen buga isimli bir general 1402 ankara savaşında askerlerini bu köy civarinda topladığı için burada esenboğa köyü oluşmuş ve devamında buraya yapılan havaalanı da aynı ismi almıştır..

    kaynak:murat bardakçı

  • "orakl"ların yaşadıkları veya geçerli oldukları dönem mö 700 ile ms 300 arasındaydı. sözcüğün üç anlamı vardır ya da üç şeyi tanımlar; birinci anlamda "orakl" tanrıların konuştuğu kişidir, ikinci anlamda geçerli yani güncel olan tapınak veya çekinilen, saygı duyulan tanrıdır, üçüncü anlamda ise tanrı tarafından kahin aracılığı ile verilen cevaptır. batı anadolu'nun yani iyonya'nın bağrında bulunan söke yakınlarındaki didim apollo tapınağı 1700 öncesine kadar yaklaşık ikibin yıllık bir "orakl" merkeziydi. antik dünya'dan günümüze gelen bu baş döndürücü tapınak, geçmişe terk ettiğimiz ve unuttuğumuz görkemin ve de gizemin muhteşem bir örneği olarak gözlerimizin önünde hala durmaktadır.

  • bu dizinin birkac nesil uzerinde bu kadar derin etki birakmasinin nedenlerinden biri de, pazar gecelerinin o karanlik, banyolu, sikintili etkisinin uzerine eklenen basit bir org ile kaydedilmi$ jenerik muzigidir.

    bu muzik tema olarak hizlidir ama ayni zamanda huzunludur. o donemin dallas gibi amerikan dizilerinin jenerik muzigi formunda bestelenmi$tir.

  • (bkz: ben kaldım kardeş ben kaldım)

    edit; oha debeye girmiş.. ya yönetimdeki arkadaşlarım, abilerim, kardeşlerim, bacılarım gözünüzü seveyim bu entrynin debede ne işi var!? allahınızı severseniz şu işe biraz özen gösterin. lütfen bakın allah rızası için diyorum allahınız yoksa darwin için ne bileyim kozmoz da olur

    benim bu hayatta keyif aldığım çok az şey var lan.. bunlardan biri de (haftaiçi) boğaza karşı kahvemi içip debe listesi okumak.. fakat (en az) son 2 yıldır siz napıyosunuz!? 5-10 yazar belirlemişsiniz ve onların boktan entrylerini her sabah debe listesine atıyorsunuz, ne bileyim benim bu dandik bkz entryim gibi gereksiz entryleri debeye sokuyorsunuz falan fıstık. yapmayın olm değmez.. hem sözlüğün kalitesi düşüyor hem de adaletsizlik yapılıyor.

  • üst edit: hepsiburada.com genel merkezinden arandım. hepsiburada'nın sahte ürünlere karşı politikasının çok net olduğunu, sahte ürüne taviz verilmediğini belirttiler. bununla birlikte sahte ürünle mücadele konusunda çeşitli yaptırımlar uyguladıklarını ve gelecekte bunları geliştireceklerine dair bilgi ilettiler. bizim konumuz için de ürünün ellerinde olmadığını ve bu sebeple oluşan zarar ile ilgili fiyat farkını hediye çeki olarak tanımlayacaklarını belirttiler. sahte ürün satan firmalar için caydırıcı olması açısından çeşitli önerilerde bulundum ve dikkate alacaklarını söylediler. destekleyen tüm yazarlara çok teşekkür ederim. teşekkürler sözlük.

    14 ağustos 2021 tarihinde eşime "dyson airwrap™ complete uzun saç şekillendirici (dyson türkiye garantili)" adlı ürünü hepsiburada üzerinden 3.646,01 tl'ye satın aldık. o dönemde hemen hemen tüm sitelerde ürünün fiyatları bu civardaydı. cimri.com 1 yıllık fiyat değişimi

    eşim yaklaşık 1 yıldır elimizde olan bu üründen memnun kalmadığı için işe yaramaz olduğunu düşünüp pek kullanmıyordu. geçtiğimiz günlerde eşim bir arkadaşımızın evinde aynı ürünü görüp kullanınca bizim aldığımız ile arasında ciddi farklılık olduğunu gördü. bu duruma istinaden aldığımız üründe arıza olduğunu düşünerek dyson müşteri hizmetlerine başvurduk.

    dyson müşteri hizmetleriyle ürüne ait seri numarasını paylaştık. görsel. müşteri hizmetleri, ürünün orijinal olmadığını ve bu sebepten ötürü ürüne servis kaydı açamayacaklarını belirttiler. buna istinaden hepsiburada.com müşteri hizmetleriyle görüşüp ürünün orijinal olmadığını ve bu konuda ne yapmamız gerektiğini sorduk. onlar da satıcı firma ile iletişime geçip dönüş yaptılar ve ürünü ilgili firmaya göndermemizi istediler.

    biz, hepsiburada.com'a üstüne basa basa ürünü dyson türkiye garantili olarak aldığımızı bu sebeple hiçbir şekilde onarım/iade kabul etmediğimizi yalnızca orijinal ürün ile değişim istediğimizi söyledik. onlar da "ilgili firma tarafından ürününüz incelendikten sonra size yardımcı olacağız" dediler. biz de hepsiburada.com'un bu sözüne güvenerek ürünü ilgili firmaya gönderdik.

    09 eylül 2022 tarihi itibarıyla ürünümüz incelenmiş ve iade alınmasına karar verilmiş. ürünümüzün 14 ağustos 2021 tarihinde aldığım ücreti olan 3.646,01 tl kartımıza iade edilmiş. görsel. oysa hali hazırda ürünün satış fiyatları bu rakamın çok çok üstünde. oysaki biz sadece ürünün orijinal olanıyla değişim yapılması durumunu kabul edeceğimizi kendilerine belirtmiştik.

    hepsiburada.com ile tekrar iletişime geçtiğimizde bu geri bildirimimizin çok kıymetli olduğunu, ürünün sahte olduğunu belgelendiği için ilgili satıcı ile ticari faaliyetlerini sonlandırdıklarını belirten bir cevap verdiler. görsel

    biz ilgili firmanın üyeliğini sonlandırmanın bizim zararımızı karşılamadığını, hepsiburada.com'a güvenerek bu ürünü aldığımızı, mağdur edildiğimizi ve ayrıca iade edilen tutar ile hiçbir şekilde ürünü alamayacağımızı kendilerine ilettik. ancak konu ile ilgili "git kime şikayet edersen et" tarzında bir yaklaşımla yasal haklarımızı kullanabileceğimizi belirttiler. görsel

    biz, hepsiburada.com'a güvenerek satın aldığımız sahte bir ürünü gerçek diye 1 yıldır kullanmaktayız. sahte olduğunu tespit ettikten sonra bize iade edilen para ile biz şu an ancak ürüne ait birkaç başlık satın alabiliyoruz. talebimiz ürünün orijinali ile değiştirilmesi. ancak hepsiburada sahte ürün satıldığını kabul etmesine rağmen hiçbir şekilde çözüm sağlamaya yanaşmamakta. bu yüzden son çare sözlüğe yazarak hakkımızı aramak istedik.

    düzenleme 1: 1 yılda nasıl ürünün sahte olduğunu fark etmesin diyen arkadaşlar var. bir ürünü daha önce kullanmadıysanız elinizdeki ürünün orijinal olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? yani düşünün ki birisi size daha önce kullanmadığınız bir ürün getiriyor ve siz o ürünü orijinal diye düşünüyorsunuz ve kullanıyorsunuz. ancak o ürünü kıyaslayabileceğiniz farklı bir ürün gördüğünüzde aradaki ayrımları yapabilirsiniz. kısaca ikinci resim olmadan aradaki 7 farkı nasıl bulabilirsiniz?

    düzenleme 2: bazı arkadaşlar ürünün güncel fiyatı ile ödediğimiz arasındaki farkı talep ettiğimiz gibi bir mantık kurmuşlar. kesinlikle bir böyle talebimiz yok. tek talebimiz sahte ürünün orijinali ile değiştirilmesi. zaten ürünü gönderme amacımız buydu. ürünü gönderirken kesinlikle iade istemiyoruz değişim istiyoruz demiştik, hepsi notlarda var. biz ürünü gönderdik. şimdi elimizde ürün yok onun yerine 3646 tl var. ancak bu parayla hiçbir şekilde bu ürünü alamıyorum. hak mı bu?

    düzenleme 3: firmanın kullanıcı adını kapatmak bir çözüm değil. caydırıcı da değil. bugün o firma belki 100 müşteriye bu ürünü sattı. sahte olduğunu anlayan 5 kişiye ücret iadesini yapsa bile firma ciddi bir kar etti demektir. ayrıca bugün o firmanın satıcı adını kapatsan bile yarın birinin adına tekrar şahıs firması kurup satış yapabilir. caydırıcılık nerede?

    düzenleme 4: hepsiburada ürünün sahte olduğunu kabul eden mesajı 10 eylül'de yazdığı için başlık 10 eylül diye açılmıştır.

    düzenleme 5: yüzden fazla destek mesajı geldi. herkese çok teşekkür ederim. başlık sayesinde aynı satıcıdan satın alan bir yazar daha ürünün sahte olduğunu fark etti ve hepsiburada'ya başvurdu. bununla birlikte onlarca yazar ilgili pazaryerinden aldığı deterjandan kulaklığa kıyafetten telefona kadar birçok ürünün sahte olduğuna dair deneyimlerini anlattı. bu sorun çözülse bile türkiye'deki pazaryerlerinin sahte ürüne karşı sıfır tolerans politikası göstermesi gerekiyor. bence her önüne gelen satış yapamamalı.

    düzenleme 6: hepsiburada üzerinden satış yapan satıcının sahte ürün göndermesinden hepsiburada'nın sorumlu olmadığını yazan bazı yazarlar olmuş. o zaman hepsiburada aydınlatma metnine "hepsiburada.com satıcıların sattığı ürünlerden mesul değildir. satıcılardan aldığınız ürünlerin orijinalliğini sorgulamak tüketiciye aittir" yazsın bir zahmet ve hepsiburada üzerinden alışveriş yapacak arkadaşlar bu koşula göre alışveriş yapsın.