hesabın var mı? giriş yap

  • allah'tan arada "öncelikle, türk insanı gerçekten de farkındalığı yüksek bir kitledir. " cümlesine rastladım hızlıca geçerken. yoksa bütün yazıyı okumak zorunda kalacaktım.

  • hey gidi hey. ne guzel bir kistin sen 87 kisi. o tatil benim hafizama trt yayin saatlerinin uzamasi ile kazinmistir. donemin trt genel muduru her kimse ellerinden opuyorum. kendisi "bu cocuklar okula gitmiyorlar, bari ben de oglen vaktinde baslatayim yayini da cocuklar karda oynamaktan yorulduklarinda evde baymasinlar" deme yurekliligini, delikanliligini gostermis guzel bir abimizdir. cocukluk donemimin en hos filmlerinden bir kacini bu tatil sirasinda izlemistim.

  • üst edit: videodaki selin hanım twitter hesabından açıklama yapmış. tık, tık videodaki gözlüklü öğrenci de şu beyefendiymiş. videoyu çeken ve yayınlayan gökhan bey için de şuradan... baklava desenli kazak giyen öğrenciyse şu beyefendiymiş.

    ikinci videonun 24.dakikasında fıkra anlatan hoca tarihçi ekrem hüsem'miş. kocaali haber isimli haber sitesinde kendisinin yaşlı halinin olduğu fotoğrafın görülebileceği şöyle bir köşe yazısı da bulunuyor.

    ikinci videoda merdivenlerden çıkan perihan hanım'ı bulamadık sözlük...

    ve selin hanım dünyalar tatlısı bir insan. aynı videodaki gibi. umarım hayatı boyunca lisedeki gibi mutlu olur. o kadar çok mesaj aldım ki cevap veremediklerim olmuştur. videodaki kişilerden biri benim diyen olursa entry'i düzenlemeye devam ederim.

    video

    24 kasım 1995'te kartal anadolu lisesinde bir eşit ağırlık sınıfında öğrenciler tarafından çekilen videodur. 90'ların giyim tarzı video boyunca direkt göze çarpıyor. kenan doğulu'nun 90'larda popüler olan bir kereden hiçbir şey olmaz parçasını çok güzel söylemişler. videodaki kişiler şu an neredeyse 40 yaşına gelmiş çoluk çocuğa karışmıştır büyük ihtimalle. ayrıca kadın ve erkek öğrencilerin saç tarzlarını beğendiğim buram buram samimiyet ve nostalji kokan videodur.

    videonun ikinci ve üçüncü bölümleri de vardır.

    videoyu çeken ve yükleyen gökhan bey videonun dördüncü, beşinci ve altıncı bölümlerini de youtube'a yüklemiş. kendisi bu üç videonun 1994 yılında çekildiğini belirtmiş. aynı zamanda 1-2 hafta içinde toplanıp yeni bir video çekeceklermiş.

    dördüncü bölüm

    beşinci bölüm

    altıncı bölüm

    edit: hayattaki en büyük şansım bu ortama az çok benzer lise hayatımdır. bu yüzden lise zamanları çok büyük önem arz ediyor benim için. ayrıca videodaki zamanlarda verilen eğitimin kalitesi şu anki liselerin verdiği eğitim ve öğretimin kalitesinden kat kat yüksek olduğuna kalıbımı basarım.

    edit 2: ikinci videonun 9. dakikasında malum şahıs mı değil mi diye düşünebilirsiniz. kendisi müdür yardımcısı osman kaymak'mış. aklınıza gelen kişi değildir rahat olun.*

    edit 3: videodaki öğrencileri soranlar var; fakat hepsi benden yaşça büyük, hiçbirini tanımıyorum.

    edit 4: videoda fahrettin koca, ekrem imamoğlu, ozan tufan gibi birçok kişinin olduğuna dair bir sürü mesaj aldım. ama hiçbiri ikinci videonun 9. dakikasındaki görüntü kadar beni şaşırtmadı.

  • facebook'un satın alma tekliflerini defalarca reddeden snapchat'e karşı yapılmış bir misillemeden başka bir şey değil. halihazırda snapchat, twitter'ın günlük kullanıcı sayısını bile geçmiş durumda ve oldukça popüler bir hâle geldi. facebook, nispeten yakın bir uygulama olan instagram'ı snapchatleştirerek bu alanda snapchat hakimiyetini kırıp, pazarı eline almak istiyor belli ki.

    ben beğenmedim. instagram kalıcı bir fotoğraf albümü şeklinde kullanılabildiği için güzel geliyor bana. snapchat de anlık geçici paylaşımlar yapılabildiği için cazip. herkes kendi işine baksa keşke.

  • görünen o ki 20 tl'ye satılsaydı şüphelenilmeyecek sosistir.

    - efenim sosisi 3.50 liraya mal ettik. 4 lira etiket fiyatı olabilir.
    + 20 lira yapın onu siz.
    - ama efendim satış politikamıza aykırı.
    + ekşicileri şüphelendirmeyelim yok yere. 20 lira yapın dedim.

    halbuki sosis fiyatından bağımsız şekilde zararları olan bir gıda.

  • "ne türlü kahramanlıklar" kısmına takıldığım konuşma. lan galiba bizi suriye cephesine sürecekler.

  • eşim 35 haftalık hamile olduğundan çatlaklar oluşmaması için bio-oil adlı yağı kullanıyor.
    ürünü trendyol üzerindne bio-oil türkiye resmi satıcısından 3 tane 125 ml sipariş veriyor.
    https://www.trendyol.com/…il-turkiye-m-300884?sst=0

    ürünler bize geldiğinde paketlerin ağzının açık olduğunu ve ürünlerin 200 ml olduğunu farkediyoruz, siparişler sayfasına baktığımızda satıcının "ruslano cosmo" adlı firma olduğunu farkediyoruz. (mardin'den bio-oil yollayan bir firma)

    trendyol'a bu durumu sorduğumuzda "biz de sahte ürün olmaz ürün orjinaldir" gibi hazır cevapların yanında "nadir de olsa ürün stoğu bittiğinde başka satıcılarla yollayabiliyoruz" diyorlar.

    bak bak... bana sormadan benim aldığım ürünün satıcısını değiştiriyor.
    ürünün sahte olduğu o kadar bariz ki;görsel

    bio oil türkiye müşteri hizmetlerini arayıp ürünün altında yer alan lot numarasından ürünün sahte olduğu bilgisine ulaşıyoruz.
    görsel

    bakın bu cana kastetmedir.
    benim eşim hamile ve ne idüğü belirsiz bir satıcıdan ne idüğü belirsiz bir yağı kullanması için yolluyorlar.

    trendyol'a "biz ürünün sahte olduğunu öğrendik" diye anlatınca onlarda konunun araştırılması için 5 gün süre istiyorlar.

    neyini araştıracaksın kardeşim? bio-oil müşteri hizmetlerine verdiğim lot numarasından ürünün sahte olduğu belli.

    insanın sağlığıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyorum.
    özellikle hamilelerin yoğun olarak kullandığı bu çatlak yağında bile insanların hayatını hiçe saymak tam anlamıyla şerefsizliktir.

    edit: trendyol ekşisözlük üzerinden iletişime geçti ve ilgili mağazanın tüm satışlarını durdurduklarını söylediler,
    geçmiş olsun dileklerini ilettiler. paramızı iade ettiler. en azından bu olay için şimdilik teşekkür ediyorum ama denetimlerin çok daha sıklaştırılması gerektiğini düşünüyorum.

    biz bu olayın farkında vardık ancak trendyol'un bu mağazanın yaptığı bütün satışları takip edip alıcıların mağduriyetlerini gidermesi gerekir.

    dipnot: teşekkürler sözlük.

    edit2: arkadaşlar hayatımda mahkemeye gitmedim ve bu süreçlerin nasıl işlediğini bilmiyorum. bu ülkede adalete güvenim yok.
    tazminat kazanmak gibi bir derdim de yok. tek isteğim; parasını verdiğim ürünün bana gelmesi. çok şey mi istiyorum? entry silme gibi bir durum söz konusu değil. trendyol bu konuda suçludur ve en azından sözlük sayesinde "suçlu" olduklarını kabul etmişlerdir.

    ruslano cosmo adlı satıcı hala satışa devam ediyor gözüküyor. her gün bu satıcının kapatılıp kapatılmadığını takip edeceğim. bakalım ne olacak?

    edit3: trendyol'a teşekkür etmiştim ama teşekkürümü geri alıyorum. dalga geçer gibi mağazayı kapattıklarını söylemişlerdi ama mağaza satışa devam ediyor. sağlığımızla oynayan bu firmaları cimer üzerinden de şikayet ettim.

    edit4: görsel aradığınız mağazaya şu anda ulaşılamıyor. sonunda mağaza kapatılmış ama bu mağazanın isim değiştirip bu işe devam edeceğini herkes biliyor. iki kuruş fazla kazanacağım diye insanların sağlığıyla oynayan bu insanlar öyle ibretlik ceza almalı ki bir daha gün yüzü göremesin.

  • ahmet ağa eşeğini satmaya karar verir ve 50 lira etmeyen eşek için pazarlık paylı 100 lira fiyat verir. komşu köyden acil eşeğe ihtiyacı olan mehmet ağa ise pazarlık etmeden 100 lirayı öder ve eşeği alır. ama ahmet ağa’nın içi rahat etmez ve mehmet ağa’nın neden böyle yaptığını anlayamaz. sonra eşeğini geri almaya karar verir. pazara gittiğinde ise mehmet ağa’nın eşeği 200 liraya satışa çıkardığını görür. bunu görünce kesin olarak eşeği geri almaya karar verir. pazarlık etmeden 200 lirayı verir ve eşeği geri alır. bu sefer de mehmet ağa’nın mantığına yatmaz ve eşeği geri almaya karar verir. ertesi gün eşeği 400 liraya geri alır. bu alışveriş her gün bu şekilde fiyat artarak devam eder ve bir gün farklı bir köyden gelen hüseyin pazarda karşılaştığı bu manzaraya şaşırır. yaşlı eşeğin fiyatı ise 1000 liraya çıkmıştır. yanındakine sorar; ‘hemşerim nedir bu iş? bu eşek 1000 lira eder mi hiç!’ der. adam cevap verir; ‘valla grafikler ortada, eşeğin fiyatı 1 haftada 50 liradan 950 liraya geldi. 1000 lirayı kırarsa 1500 liraya kadar yolu var’ der.

  • internetin artik yayginlastigini bu alanda kabul edemeyen , o bilgileri sadece kendilerinin bilmesi gerektigini dusunen yuksek ego karsisina cikan hasta turudur. lan zaten teshis koyup ilac alacak olsa sende ne isi var, belki adam bakmis biraz onceden noluyor bana diye. belki su da olabilir mi diye soruyor doktora? sanki doktorlar her seferinde 100% dogru teshis koyuyor, ki hastanin kendini bilmesi bazi seylerden suphelenmesi doktorun da isini kolaylastirir.
    korkun lan , yakinda teshisi de ameliyati da robotlar , ozel mekanizmalar yapacak. ben de beni alman teknolojisine emanet edin diye espri yapacam. ben yetisemezsem oglum soylesin diye vasiyet edecegim.