ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
emrah serbes
-
emrah serbes kısa zamanda ünlü oldu. ancak bugün geldiği noktada görüyoruz ki bu ün ona fazla geldi. bu popülerliği sürdürecek belli bir altyapı olmayınca da ne yazık ki ortaya böyle sonuçlar çıkıyor...
bir bakıyoruz, içip içip ekranlara çıkıp solculuk oynuyor. ( https://www.youtube.com/watch?v=81lza8dkc0q )
bir bakıyoruz iki sene sadece boksla ilgileneceği için yazarlığı bırakıyor ( http://www.medyafaresi.com/i/haber/2239106-aa.jpg )
bir bakıyoruz, kanal d'ye "korkuyor musunuz" diye tweet atıp daha sonra bu tweeti siliyor ( http://www.birgun.net/…korkuyor-musunuz-141049.html )
son olarak ise bir gece kulubünde, çeşitli anlamlar çıkarmaya müsait bir alt metinle eski sevgilisiyle birlikte fotoğrafını paylaşıyor.
https://www.instagram.com/p/bwtmcndgmuf/?hl=tr
ondan sonra saçma sapan yorumlar gelince de ikinci bir açıklama yapıyor.
gelir. burası türkiye. daha dün cem yılmaz gelen insanüstü rahatsızlık veren yorumlar nedeniyle sosyal medya'yı bıraktı.
sosyal medya'yı bıraksın, kendisini tecrit etsin falan demiyorum. sadece saçmalamasına gerek yok. ancak serbes, bunu saçmalamak için için değil de doğal hali bu olduğu için yapıyor bence. (bkz: https://hizliresim.com/lwqwnj)
veyis ateş
-
sedat peker'in yakalanmasını ya da öldürülmesini en çok isteyenlerin başında kendisi geliyor. böyle bir durumda çıkıp 'söylediklerinin hepsi deli saçması' diyecekti ve yoluna devam edecekti. allah ayağına taşlar dolasın veysi. bastığın yerler çukur, tutunduğun dallar çürük olsun. amin.
toplama bilgisayarlara şahit olmuş efsane nesil
-
toplama bilgisayarlar hala satıldığı için 10 yaşındaki çocuk ve 40 yaşındaki adam bu nesle dahildir. neyin efsanesi onu çözemedim ancak ben.
atalay demirci
-
kural değişmez. küçük çalarsan hırsız olursun, büyük çalarsan beyfendi. bu da öyle.
daha 4-5 yıl önce cemaati destekleyen başbakan, milletvekili pozisyonundaki adamlar bırak yargılanmayı şu an kahraman ilan edilirken, çapı daha küçük olan adamlar günah keçisi ilan ediliyor. ikiyüzlülük bu milletin damarlarına sızmış. yapacak bir şey yok.
başkası için akbil basıp parasını almayan insan
-
maldır, evet malım. o akbilin ücretini almadım hiç. saçma belki ama hep aynı şeyi söyledim ısrar edenlere, hatta ısrar etmeyenlere de söylüyorum: "aynısını siz de başka birine yaparsınız, ödeşiriz." kendimce aptalca bir kural yarattım askıda akbil gibi, tek ben biliyorum mesela bunu, bir tek ben uyguluyorum belki. olsun ama, söylüyorum denk geldiğim herkese. e mallık tabi ne yapalım, hayat işte...
sergen yalçın
-
galatasaray - beşiktaş maçi sonrasi, sergen beşiktaşli yasin'in formasini giymiştir maç bittikten sonra, bir kamera ile mikrofon gelir, röportaj başlar:
-sergen sirtinda beşiktaş formasi var bunun anlami nedir acaba? {büyük av yakalamiş olmanin heyecani ile sormaktadir, acaba sergenin kalbinde hala beşiktaş mi vardir? büyük bir mesaj mi veriliyordur? aman tanrimdir!}
sergen: valla yasin formami istedi, ben de çiplak gezecek değildim heralde
10 mayıs 2021 bbc'nin istanbul'da çektiği fotoğraf
-
ablanın maskesi olmaması ve aşı olduğuna dair kulağında küpesi olmaması dikkatlerden kaçmıyor. yetkililerin hemen bu işletmeyi denetlemesi gerekiyor, turistlerimiz için tehlikeli bir durum.
elde çorap yatakta otururken halıya takılı kalmak
-
erkenden kalkmak zorunda kalmışsınız, güneş daha odanıza gelememiş, sarı ampula muhtaç etmiştir sizi. yatağınızda dogrulup bi müddet yatak sıcaklığından kopamamış halde oturursunuz. tek corabınızı giyersiniz ve ikincisi elinizdeyken birden donarsınız. kurtulamazsınız kolay kolay, gözleriniz dalar ve bakar kalırsınız bir noktaya (halıya ya da ötesine). (bkz: uyku katatonisi)
sınav kağıdında hocaya not yazmak
-
"hocam formülü unuttum ama ben size sorunun nasıl çözüleceğini anlatıyım.biliyorum yani.bilmediğimden değil,eşekliğimden"
rakip firmadan teklif alıp zam isteyen çalışan
-
seni kaybetmek istemeyiz diyip arkadan iş cevirme he :) adam size teklif sunmus, tehdit değil. zam alamadığı için kendince cözüm bulmus. gidip görüştüğü yeri arayıp işine mani olmak da hiç etik değil. belki calısma saatleri dısında yada ögle arasında görüşme yaptı? he calısanın tek salaklıgı görüştüğü yeri söylemesi. sizin kücümsediğiniz 400 tl onun için cok önemli bir para belki de. iki yüzlüsünüz. dakika bası arayıp mobbinge devam edin, umarım calışanınız dava açar.
ankara'da üniversite öğrencisi olmak
-
pekmezli simide alışmak demektir. hatta 2 simide bir ayranı yetiştirmek. hele baharsa mevsimlerden, kızılday'dan bulvara vurup kendini soluğu meclis parkında almak. hiçbir şeyin olmadığı o parkta gelip geçeni izlemek.
hayat boyu kullanmadığın sokak isimlerine alışmak demek ankara'da öğrenci olmak.
+ sevgilim burası neresiydi?
- karanfil
+ peki burası?
- burası da yüksel
+ şurayı biliyorum konurdu değil mi?
- evet orası konur. peki dostun olduğu sokak neydi?
+ hangi dost? şaşırtmalı soru bu : )
ezberlemeye çalışırsınız sokakların adlarını. buluşma yerleriniz kısıtlanır ankara'da. ya karanfil sokakta dost'un önünde buluşursunuz arkadaşlarınızla ya da ziya gökalp'te gima'nın önünde. her seferinde gima'nın hangi tarafı çelişkisini yaşarsınız. hoş gima falan da kalmadı ya artık.
paranın geldiği gün sokaklara atarsınız kendinizi. kızılay'dan tunalı'ya kadar yürür, kıtır'da oturup bir kumpir yer, üstüne 2 de bira içersiniz. bazen kuğulu parkta kuğulara simit atarsınız. banklarda kuşlar üzerime pisleyecek diye korkup oturamaz, sonra oradan esat'a, oradan da kurtuluş'a eve kadar yürürsünüz.
limon'a gidip manga, gölge'ye gidip raindog* dinlersiniz. ssk'da dolanıp çıkışta midye dolma yemek şarttır. sonra belki bir taksiyle esat. soluğu aspava'da alıp 1 dürüm döner, soslu olsun! dersiniz. yemeği yerken ayılıp, sonraki gün girilecek vizeyi hatırlar, boşver deyip kahkahalarla gülmeye devam edersiniz.
odtü'lü değilseniz odtü şenliklerine özenirsiniz. giriş yasak diye yolun ortasında inip dolmuştan, tanımadığınız arabalara otostop çekersiniz. beytepe'de rektör kar küreme makinası almış geyiği yapar, gülersiniz. olgunlardan kitap alır, güven park'ta otobüs ararsınız. dolmuşların tek fiyat uyguladığını öğrenir ve alışmaya çalışırsınız.
kış geldiğinde atkı kullanmaya alışırsınız ankara'da. soğuktan ciğerleriniz yanar, hatta sürekli tekrarlayacak bir hastalık kaparsınız. ellerdeki çatlaklara alışırsınız bir süre sonra. birbirini ısıtmayı öğrenir insanlar ankara'da. tek çift eldiveni paylaşır ve saçları kısa olan bereyi takar.
ankara'da öğrenci olmak hayatta hiç unutamayacağın bir deneyim yaşamak demek. ve ne kadar geçerse geçsin, bahsi her geçtiğinde gözlerinin dolması demek...
video oyun tarihinin en duygusal sahnesi
-
detroit become human'da markus ve yoldaşları barışçıl şekilde direnirken silahlı askerler, onların etrafını kuşatır ve markus bir adım öne çıkarak o şarkıyı söylemeye başlar:
https://youtu.be/sf0xlolodaa
tanrım, göz yaşlarımı tutamadığım, duygularımın nebula olup içime aktığı an bu'ydu.
28 şubat 2015 torku konyaspor fenerbahçe maçı
-
2 büyük rezalete sahne olan maç
1. konyaspor ceza sahasında yoğun buzlanma vardı. içeri giren fenerli düşüyordu ve hakem buna rağmen maçı oynattı. en azından maça ara verip zincir taktırabilirdi.
2. yine aynı hakem uzatmaların ikinci devresini oynatmadan maçı bitirdi.
aziz yıldırım'dan 3, mahmut uslu'dan 2 tane basın toplantısı bekliyorum
dükkana selamın aleyküm ile girmek
-
işlettiği kırtasiyeye 'selam' diye giren gence 'aleyk' diye karşılık veren rahmetli dedemi hatırlatır.