hesabın var mı? giriş yap

  • sağlıklı beslenmenin her geçen gün mümkün olmaktan hızla uzaklaştığının kanıtıdır.

    fındık, fıstık, leblebi, ayçiçeği, kabak çekirdeği, antep fıstığı gibi kuruyemişin neredeyse her türünün yetiştiği bu verimli topraklarda bize sadece kuru ekmek yemeyi reva görenler var çünkü.
    şu fiyatlarla kim fındık fıstık alıp düzenli olarak yiyip, yedirebilir çoluk çocuğuna.

  • -bak ben bu yüzü görünce neler hissediyorum bir bilsen..
    +neler?
    -evimi, geleceğimi, yaşlılığımı, çocuklarımı, torunlarımı.

    düzeltme gereği duydum;
    fos çıktı arkadaşlar, bütün iltifatların canı cehenneme!

  • kendi kalesine gol atan merih icin trt spikeri tarafından sarf edilen cümle,

    merih bu vatan icin ne yapti, allah aşkına bilen aydınlatsın. bu ucuz hamasetten ne zaman kurtulacagiz

  • arkadaşlar, ben bu kızı okuldan tanıyorum. kendisi kolej mezunu ve ailesinin durumu iyi. üstelik okula dereceyle girdiği için, lisans boyunca aldığı burslarla beşiktaş’ta tek başına eve çıkacak ve her gün zara’dan aldığı kıyafetlerle blogger gibi çekim yapacak kadar parası olan bir kadın.üstüne üstlük paris’te bir arkadaşıyla eve çıkacak kadar parası olan ablamız mubi’de işe başladığını ilan etmiştir. berlin film festivali’nde bir sürü filme gidebilmekte ama ne hikmetse 500 euroyu toplayamamaktadır. kendisini ve bağışçılarını tebrik ediyorum.

  • 13 yaşındaydım. yaz tatili için anneannem ve dedemle köyde kalıyordum. bir sabah dedem erkenden kalkmış, güzelce giyinmiş kokulanmış beni uyandırdı. "ben şehre iniyorum kızım bir şey istiyor musun" diye sordu. ben de sabahın köründe beni uyandırdığı için sinirlenip dünyanın en gereksiz atarını yaptım. aşırı huysuz bir şekilde "falım sakız al, buranın bakkalındaki sakızları beğenmiyorum" deyip kıçımı dönüp geri yattım.

    dedem şehre gittiğinde karşıdan karşıya geçerken bir dolmuşun kendisine çarpması yüzünden birkaç gün hastanede yatıp sonra da öldü. şehir merkezinde işleri olduğunda hep elinde taşıdığı içine evraklarını koyduğu küçük kahverengi bir çantası vardı. hastane, cenaze vs süreçleri geçtikten sonra annemle çantasını açtık. içinden 10'a yakın falım sakız çıktı. günlerce o sakızlara bakıp bakıp ağladım. şımarıklığıma, domuzluğuma öfkelendim. o sakızlar bana bazen çok basit olarak görebileceğin bir nezaketsizliğin nasıl ömürlük bir pişmanlığa dönüşeceğini öğretti.

    hatırladıkça hala burnumun direği sızlar. hiç geçmeyeceğini bildiğim bir hüzne kapılırım.

  • böyle saçma meraklari olmayan insandır; zira sen kapatinca karşı tarafı da görmuyorsun. bence harika.
    kaldı ki bir sürü "aaa girmiş cevap yazmamis" modunda takılan arkadaşlar hala bunun "kişiye özel telefon" olduğunu unutup "her istediğimde ulaşabilirim telefonu" olduğunu sanıyorlar. lütfen bisktrp gidin, istediğime istediğim zaman cevap veririm.