hesabın var mı? giriş yap

  • bana göre erdem falan değildir, lütuf da değildir. birçok farklı sebebi olabilir, parayı, zekayı, herhangi x bir şeyi güzelliğe tercih eden birinin tercihi olabilir, toplumun güzellik normları dışında da olsa sevdiği kişiyi gerçekten çok güzel bulan birisinin kararı olabilir, şartlar öyle gerektirdiği için mecburiyet olabilir. ama erdem? sanmıyorum.

    birilerini önce itip sonra da onlara merhamet bağışladığınızda daha iyi insanlar olmuyorsunuz. bu biraz, "gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz" demek gibi oluyor, bence.

  • iyi kalpli adamin bir tanesi bi gun neyzenin parasiz pulsuz gezdigini bilerek ona para vermek ister ama neyzenin dillere destan hazir cevapliligi onun gozunu korkutmaktadir ve parayi neyzenin arkasindan atarak neyzen paran dustu der.

    neyzenin cevabi ise su olur.

    -o dusen benim param degil. zaten bende para ne gezer. o dusen senin altin kalbindir.

  • bardağın boş tarafı: dünya kupası finalini hem oyuncu(1966) hem teknik direktör (1986) olarak kaybetmiş tek futbol adamı.

    bardağın dolu tarafı: dünya kupasını hem takım kaptanı (1974) hem teknik adam (1990) olarak kaldırmış tek futbol adamı.

    ayrıca, hem oyuncu hem teknik adam olarak dünya kupası kazanma onurunu da mario zagallo ile birlikte taşır.

    11 eylül 1945 doğumludur. 1954 de sc münchen 1906 da futbola başlar, 1958 de bayern münchen e geçer. bayern in 1963-64 sezonunda bundesliga’ya adım atışından sonra 6 haziran 1964 günü st pauli karşısında ilk bundesliga maçına çıkar. 22 eylül 1965 günü ilk milli maçını oynar. 1966 ingiltere dünya kupası nda 6 maçın tamamında oynayıp 4 gol atar. yarı finalde ruslara attığı frikik golünden sonra bir başka efsane, lev yashin yanına gelip elini sıkacaktır. unutulmaz 66 finalinde kupayı ingilizler alır. 1970 de yarı finalde italya karşısında çıkık omzu sarılı olarak mücadele etiği görüntüyle hafızalara kazınır. 1971 de milli takım kaptanlığına yükselir. 1972 de avrupa şampiyonasının , iki yıl sonra da dünya kupasının muzaffer kaptanıdır. 23 şubat 1977 günü paris’teki fransa karşılaşmasında son kez batı alman milli takımı forması giyer. 50 kez sahaya kaptan olarak çıktığı 103 maç ve 14 golün ardından, 100 maç barajını geçen ilk futbolcu ünvanı ile veda edecektir batı alman milli takımı na.

    1966, 67, 69 ve 1971 de 4 kez batı almanya kupasını kazanır bayern ile. kaptanlığa yükseldiği 1968-69 sezonunda ilk bundesliga şampiyonluğu gelir. ardından 1972, 73 ve 74 yıllarında aynı başarıya ulaşacaktır. 1974,75 ve 76 da şampiyon kulüpler kupası nı kaldırır. kıtalararası kupayı da boş geçmez, 1976 da onu da kazanır. 1967 deki kupa galipleri kupasını da unutmayalım. uefa kupası mı? 1996 da teknik direktör olarak bayern in başında kazanır. 1977-80 arasında oynadığı cosmos da 1977,78 ve 1980 de üç kez şampiyonluğu tadacaktır. bundesliga ya döner. 1980-82 arasında oynadığı hamburger sv ile 1982 de bundesliga’yı bir kez daha kazanır. bu arada teknik adam olarak 1994 yılında bayern münih ile yine bundesliga yı kazanacaktır. bundesliga’da oynadığı 424 maçta 44 gol atmış kaiser.

    1972 ve 1976 da avrupa yılın futbolcusu ödülünü kazanmıştır.

    1984 yılında antonio maceda nın kafası jupp derwall i yerinden etmişti. beckenbauer’in bırakın antrenörlük tecrübesi, diploması bile yoktu. ama bir yolu bulunup batı alman milli takımı nın başına getirildi. böyle bir adamdır almanların gözünde beckenbauer. her zaman dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncuları arasında sayılır ve çoğu kişi için bu sınıfa giren tek savunma oyuncusudur. beckenbauer’in libero kavramını yorumlayış biçimi onu çok özel bir oyuncu yapar. liberoda oynayış tarzını bayern münih takımında hemen kabul ettirmiş beckenbauer. ama helmut schon, milli takımda da aynı şekilde oynamasına 1972 ye kadar izin vermemiş. izin ile beraber 1972 avrupa şampiyonluğu ve 1974 dünya kupası da gelmiş. futbol denen oyunun gördüğü gerçek liderlerden biridir. oyuna koyduğu ağırlık ile kendisinden sonraki pek çok oyuncu için bir model olmuştur. fifa nın istatistiklerine göre gelmiş geçmiş oyuncular içinde ayağında en fazla top tutan oyuncu olmuş beckenbauer.19 yıllık futbolculuk yaşamında 4 batı almanya kupası, 5 bundesliga şampiyonluğu, 3 nasl şampiyonluğu, 1 kupa galipleri kupası, 3 şampiyon kulüpler kupası, 1 kıtalararası kupa, 1 avrupa şampiyonluğu, 1 dünya kupası var.

    ayrıca, aynı kulüpte hem kaptan, hem teknik direktör hem de başkan olarak şampiyonluk yaşamış başka birisi var mıdır acaba?

    bir de kitabı, franz beckenbauer futbol okulu vardır ki, iyi ki yazmıştır, iyi ki okumuşumdur, iyi ki “bazı insanlar ağaçlara bakmaktan ormanı göremezler” * yazmıştır orada da futbola ve hayata bambaşka bir gözle bakmamı sağlamıştır çocuk yaşımda.

    boş ver bardağın dolu tarafını boş tarafını hebenneka! 19 yılda 19 kupa. o, kaiserdir.

  • ya kardeşim amk grafitisini marmarayın camlarına kadar yapmış annesizler. kalkmış saygıdan bahsediyorsun. devletin malına zarar vermek bu. kimden izin aldın be amk evladı desen bunu yapan kişiye alınır.

    yap kadıköydeki gibi koca binaya izin alinmiş bir şekilde bizde geçerken hayranlıkla bakalım. gece vakti suikast düzenler gibi vagonlara abuk subuk isim yazmak sanat değil.

  • bildiğiniz her şeyi sıfırlayın. meseleyi işin üstadı bendenizden dinleyin bir kez de. yılların tecrübesi konuşuyor lan burada; başçavuşun beygiri anırmıyor aloo!

    ciddiyete dönelim. insanlar karşılarındaki kişiler hakkında karar vermek için en fazla 30 saniye düşünürler. içgüdüsel bir olaydır aslında bu. 30 saniye içerisinde bir x cinsi y cinsi için beynine "olur" sinyalleri yolladı yolladı; yollamadıysa don juanlık filan hikaye. afedersin bir yerini yırtsan da o saatten sonra boş.

    şimdi konuyu gerçek hayattan vereceğimiz örnekle açıklamaya çalışalım. y bıcır bıcır şirin bir kızdır. x1 ise efendi adam. x2 ise x1 in fiziksel olarak tıpatıp aynısı piç erkektir.

    y, x1 ve x2 ortak bir ortamda bulunurlar. y hanımkızımız 30 saniye içerisinde beynine iki genç için de olur sinyalleri yollar. ortamdan ayrılınır ve insan davranışları incelenir.

    y --> evine gitmiş ve iki erkekten de eşit derecede hoşlanmıştır

    x1 ve x2 --> evlerine gitmişlerdir ve y cinsinden eşit derecede hoşlanmışlardır.

    olayın özü burada başlıyor işte (üçlünün pazartesi buluştuğunu hesap edersek)

    x1 davranışları:

    pazartesi gecesi: acaba sevgilisi var mı? yok canım sevgilisi olsa neden bizimle buluşsun ki? ama böyle güzel kız da boş kalmaz yani...
    salı gecesi: arasam mı acaba? yok yahu ararsam şimdi bulaşık bir tip olduğumu düşünür. en iyisi biraz zaman geçsin.
    çarşamba gecesi: saat geç mi oldu yahu? arasam mı? yok aramayayım en iyisi. yarın arar haftasonuna bir yerlere davet ederim
    perşembe gecesi: geç mi oldu? arasam mı? mesaj çekeyim en iyisi, müsait olduğunda cevaplasın.
    cuma gecesi: neden cevaplamadı ki? ben biliyordum abi kesin sevgilisi vardı o kızın bıdıbıdı...

    halbuki aynı anda x2 nin davranışları şu şekildedir:

    pazartesi gecesi: - aloo y naber? iyi ya n'olsun işte takılıyoruz. yarın işin yoksa gelsene yine takılırız beraber? ok kaçta alayım seni...
    salı gecesi: - yarın gel yine bıdıbıdı yaparız
    çarşamba gecesi: - bana gidelim mi?
    perşembe gecesi: finish her!

    yani anlayacağınız üzere olay tamamen erken müdahale hayat kurtarır mantığı. atalarımız buna akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir demişler. ne güzel bir söz öyle...

    ataturkiye, xyz haber, atina.

  • ciddi ve uzun süreli bir ilişkinin ardından yaşanmış bir ayrılıksa öncelikle şunlara dikkat etmek gereklidir:

    * asla uyumaya çalışmayın, çünkü uyuyamazsınız.
    * yemek yemeye çalışmayın, çünkü canınız hiçbirşey istemez.
    * mutlu gözükmeye çalışmayın, çünkü kendinizi bile kandıramazsınız.
    * yeni birisine bakmaya çalışmayın, çünkü kimseyi beğenmezsiniz.
    * unutmaya çalışmayın, çünkü gözlerinizin gördüğü herşey size onu hatırlatır.
    * zamana bırakın, çünkü elinizden başka hiçbirşey gelmez.