hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • dünyanın güzel olduğu ve insanların bu kadar büyük bir alanı nasıl yaşanmayacak bir yer haline getirdiğidir.

  • çalışmaya başladığımdan beri dün sanırım ilk kez öğleden sonra dışarıdaydım (hepimiz hafta içi öğleden sonralarımızı satıyoruz ama dün benimki bi şekilde elimde kaldı. para etmedi dün öğleden sonram). öğrenciyken de fark etmiştim bi gariplik olduğunu ama çok da şeyimdeydi o zamanlar. neyse işte bi şekilde bi sebepten mesai saatleri dahilinde dışarda olursan görüyorsun, sokakta bayağı bi kalabalık var. hani sadece üniversite öğrencileri, yaşlı emekli teyzeler amcalar filan değil. bayağı böyle kafelerde oturan, tavla oynayan, sokakta boş boş sigara içen, gaste okuyan 25-60 yaş arası bi güruh. kim bunlar abi? hepsi mi işsiz? bütün beşiktaş, bütün taksim iş arayıp da bulamıyo mu? pardon ama bu ihtimal hiç inandırıcı değil. e napıyo bunlar? ve ben neden haftada 6 gün eşşek gibi çalışıyorum? ve güzel güneşli istanbul öğlenlerini çıldırasıya yaşayan bu insanlar bu şansı nasıl bulabiliyo? ne yerler ne içerler kim bunlar ya? okmeydanı'nda trafik vardı abi saat 3?! bi biz miyiz anasını satiym sabahtan akşama kadar kendini ofise tıkan. yüz elli bin tane soru işareti çıktı kafamda. çalışamıyorum dağıldım.
    bibok anlamadığım kalabalık.

  • tutmayacak telefon. bi kere bunun arkadaş ortamı var, sevgilisi var, ailesi var var oğlu var.

    -ooo yeni telefon yapmışız
    +aldık bişe ya
    -ne abi onun markası
    +telefon işte ya aldım öyle
    -markası ne markası
    +işlemcisi iyi diyolardı aldık ya
    -markası ne olum bunun
    +vestel :(

    bak oldu mu? olmadı.

  • 8 kelimeden oluşur.

    erdoğan'ın "mısır olaylarının arkasında israil var" açıklaması ap tarafından israil dışişleri bakanlığı basın sözcüsüne soruluyor, verilen cevap şu: "bu üzerine yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri". off anam off. ortadoğunun liderine bak sen hele..

    http://www.hurriyet.com.tr/planet/24556467.asp

    edit: genç şakirtler rahatsız! gg diye ispiklemişler lan.

  • bayan lan orman çocuğu arabayla dikkatsizce umursamadan motorsikletliyi öldürmeye hakkı var. neden? bayan lan bayan anlamıyor musun?

    keşke iş sadece tutanak tutmak olsa. bir şekilde halledilir ama kadın resmen adamın canına kast etti. muhtemelen çarptığını bile anlamadı.

  • antik çağda adı "agrillia" olan alaçatı, bugünkü ismini osmanlı döneminde bu bölgede yaşayan "alacaat aşireti"nden almış. osmanlı kaynaklarında alaçatı; 1361'de kurulan ordu teşkilatının bir kolu olan "yaya ve müsellem" yani "piyade ve süvari" köyü olarak da anılıyor.

    fırtına sebebiyle alacaat'a gemileriyle sığınan ve buraya yerleşen cezayir kökenli mahmud ağa bölgenin ayanı olur. torunu ve daha sonra bölgenin yeni ayanı olacak hacı memiş ağa da alacaat'ın kaderini değiştirecek kişi olacaktır.

    1800'lü yılların başlarında şu an dünyaca ünlü rüzgar sörfü merkezi olan alan kocaman bir bataklıktır ve bu bataklığın neden olduğu sıtma alacaat köyünü kırıp geçirmektedir. hacı memiş ağa, kanalı kurutmak üzere sakız adasından yoksul rum gençlerini bir kanal açıp bu bataklığı kurutmak üzere alacaat'a getirir. bölgenin toprak zenginleri de bu gençlere işlemeleri için topraklarını verirler. bölgeye yerleşen rumlar açtıkları kanal ile bataklığı kuruturlar ve kendilerine bir köy kurarak tarlalarını işlemeye başlarlar. işte bu rum gençlerin kurdukları köy şu an mimari dokusu ile meşhur olan alandır. bugün meşhur olan taş evlerin hemen hemen hepsi 1850 ile 1900 yılları arasında yapılmıştır.

    bu gençler tüm bölgeye sakız ve zeytin ağaçları dikerler, bağlar kurup üzüm yetiştirirler. yaptıkları şaraplar meşhur olur, bölgede ticaret canlanır ve köy ilk kez zenginleşir. rumlar buraya dilleri dönmediklerinden "alasata" derler ve köy artık bu isimle anılmaya başlar.

    1912 balkan savaşında balkanlardan kaçan türkler bu bölgeye yerleşince rumlar arasında panik başlar ve bölgeden göç etmeye başlarlar. 1919'da izmir işgal edilince rumlar tekrar köye dönerler ve bu sefer de balkan göçmenleri köyü terk ederler. kurtuluş savaşı sonrasında türkiye ve yunanistan arasında imzalanan mübadele anlaşması ile rumlar yunanistan'a gönderilirler. yerlerine selanik, kavala, girit ve istanköy'den gelen türkler yerleşirler. arnavut ve boşnak göçmenleri de tekrar köye dönerler.

    buraya yerleşenler müslüman nüfus zeytin ve bağcılık işinden anlamadıkları için bunları söküp yerlerine kendi bildikleri iş olan tütün dikerler. bir bölümü de hayvancılığa başlar. fakat bölgenin iklimi bu işlere uygun olmadığı için köyde tekrar fakirlik başlar. ortada para olmadığı için bölgenin mimarisini değiştirecek bir maddi güç de yoktur. bu sebeple rumlardan kalan evlere fazla dokunulamaz. hayvancılık yapanlar evlerin bir bölümünü ahır olarak kullanırlar fakat dokusu yine de aynen korunur.

    90'lı yıllara gelirken alaçatı çeşme'nin henüz gelişmemiş olan köyüdür. izmir'liler yazlıklarını ılıca ve dalyan bölgesine yaparlar. alaçatı pek uğramadıkları derme çatma, bakımsız bir köydür.

    şimdi en başa dönüyoruz. rüzgar. ..

    fırtına sebebiyle buraya sığınan mahmud ağa'nın torunu hacı memiş sayesinde bu dokuyu kazanan alaçatı, bu sefer de rüzgarı keşfeden özellikle yabancı sörfçülerin dikkatini çeker. hacı memiş'in kuruttuğu bataklık artık rüzgar sörfü merkezi olmuştur. sığ olan bu deniz, rüzgar sörfü öğrenmek için de mükemmel bir yerdir.

    rüzgar sörfü sayesinde tanınmaya başlayan alaçatı'nın kaderi bir kez daha değişecektir. rüzgar sörfçüleri alaçatının denizini bilmektedirler ama köyünden pek de haberdar değildirler. alaçatı'ya gelip aşık olan izmirli çiçek düzenleme sanatçısı leyla figen buradan bir ev alır ve hemen karşısındaki yıkık dökük yem deposunu (tütün deposu diyen de var) kafeye çevirir. alaçatı'da daha hiçbir yer yokken agrilia'yı açar. alaçatı ilk kez iyi müzik ve iyi yemek ile tanışır. daha sonra arkadaşı zeynep öziş'i cesaretlendirerek onun da taş oteli açmasını sağlar. antika kavramını da bölgeye getiren kendisidir. 2002 yılında vefat edene kadar da bölgenin güzelleşmesi için çalışır.

    artık alaçatı rüzgar sörfü yapanların çadır kurarak kalmak zorunda oldukları bir yer değildir. bu güzellikle tanışan istanbullular da birer birer buraya yerleşmeye ve satın aldıkları evleri restore edip otel ve kafe açmaya başlarlar. ve sonuç olarak bugün bildiğimiz alaçatı ortaya çıkar.

  • tam bir optimum single malt. herşeyi ile kusursuz ve dengeli. ne is kokusu fazla, ne fazla tatlı ne de çok pahalı.

    limonumsu narenciye tatları yanı sıra tuz ve toprak tadı baskın geldi bana. is kokusu ve tadı damakta yeterince uzun süre kalıyor.

    kutu içerisinden çıkan not ile kendisini ayrıca sevdiriyor. hemen dostlar kulübüne üye olup o güzel islay bölgesinde sizinde bir parça toprağınız olsun. gidip yerinde görmek ve içmek de kısmet olur umarım.

    slàinte

    edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)

  • su an karim los angeles - istanbul ucaginda.
    malezyadaki olayin oldugu gun bu basligi gorunce bir an kalbim hizlandi bir dusuncesiz yuzunden.

    sozlugu hic ilgilendirmeyen ucustur. atin luzumsuz adamlari buradan ya.