hesabın var mı? giriş yap

  • 13 yaşındaydım. yaz tatili için anneannem ve dedemle köyde kalıyordum. bir sabah dedem erkenden kalkmış, güzelce giyinmiş kokulanmış beni uyandırdı. "ben şehre iniyorum kızım bir şey istiyor musun" diye sordu. ben de sabahın köründe beni uyandırdığı için sinirlenip dünyanın en gereksiz atarını yaptım. aşırı huysuz bir şekilde "falım sakız al, buranın bakkalındaki sakızları beğenmiyorum" deyip kıçımı dönüp geri yattım.

    dedem şehre gittiğinde karşıdan karşıya geçerken bir dolmuşun kendisine çarpması yüzünden birkaç gün hastanede yatıp sonra da öldü. şehir merkezinde işleri olduğunda hep elinde taşıdığı içine evraklarını koyduğu küçük kahverengi bir çantası vardı. hastane, cenaze vs süreçleri geçtikten sonra annemle çantasını açtık. içinden 10'a yakın falım sakız çıktı. günlerce o sakızlara bakıp bakıp ağladım. şımarıklığıma, domuzluğuma öfkelendim. o sakızlar bana bazen çok basit olarak görebileceğin bir nezaketsizliğin nasıl ömürlük bir pişmanlığa dönüşeceğini öğretti.

    hatırladıkça hala burnumun direği sızlar. hiç geçmeyeceğini bildiğim bir hüzne kapılırım.

  • bence bu açık sağ-sol mevzusundan ziyade, uykulu olmak ve uykusuz olmanın aynı manada kullanılmasıdır.

    çok uykulu hissediyorum: uykum var

    çok uykusuz hissediyorum: uykum var.

    bundan büyük açık mı olur?

  • din kültürü ve ahlak bilgisi hocasının muhtemel bir önermesidir ve öğretmenler odasında şöyle bir hayali diyaloğa neden olabilir:

    din hocası: "dünya güneşe 1mm daha yakın olsaydı hepimiz yanardık. bu da yüce....."

    coğrafya hocası: "iyi de dünya - güneş mesafesi yıl içerisinde zaten 147 milyon kilometre ile 152 milyon kilometre arasında, 5 milyon kilometre kadar değişiyor hocam. yani 5'000'000'000'000 milimetre, ayrıca dünya yüzeyi de pürüzsüz değil ki, dağlar daha yakın güneşe!"

    biyoloji hocası: "tabi bir de hem bireylerin hem de türlerin değişen ortama ayak uydurma yetileri var. yaz/kış arasında 30 derece sıcaklık farkı oluyor ama türler bu yüzden yok olmuyor. hepsi kendisine bir uyum mekanizması geliştirmiş vaziyette. zaten çağlar boyu ciddi iklim değişimleri gözlemiş, fosil kayıtlarında çok net görünüyor, ama hala buradayız değil mi?"

    fizik hocası: "hocam dur öyle lafla olmaz bu işler, hesaplamak lazım. şimdi güneş dünyaya ortalama olarak r=150 milyon kilometre uzaklıkta. yaydığı enerji de ortalama p=3.84x10^26 watt. dünya mesafesinde 1 metrekareye bir saniyede düşen enerjiyi hesaplayalım önce. üretilen enerji her yöne eşit dağıldığı için r uzaklıkta a=4 x pi x r^2 alana yayılır. yani dünya güneş mesafesi için bu alan

    a= 4 x pi x (150'000'000'000m)^2 = 2.827433388230814e+023 m^2 eder.

    enerjiyi bu alana bölersek
    i = p/a = 1360.244246958732 w/m^2

    buluruz.

    şimdi yarıçapı 1 mm arttıralım. r'= 150'000'000'000.001 m olsun. hesabı yeniden yapalım:
    a' = 4 x pi x (150'000'000'000.001m)^2 = 2.8274333882308516e+023 m^2
    i' = p/a' = 1360.244246958714 w/m^2

    yani 0.0000000000179625 w/m^2 fark bulduk. bu da afedersiniz siz osurunca çıkan sesin enerjisinden daha az. yani dünya 1mm güneşe yaklaşınca değil, sizin kıçınızdan çıkan seslerden yanıyor hocam!"

    din hocası: kafirsiniz hepiniz. burada yanmasanız da cehennemde yanacaksınız!

  • maaş zammı gündem olduğunda senin gibi binlerce insan var asgari ücretle çalışabilecek derken sorun yok. çalışan bana böyle yüksek teklif var, verebiliyorsanız kalayım yoksa gideyim deyince onursuz ve namussuz oluyor. hadi oradan esas sizsiniz onlar

  • anlayamadigim icin gerizekali olduguma kanaat getirdigim espri. 4 bacak yapmak ne lan

  • organ mafyası, çocuk tacizi, işkence, cinayet yetmiyormuş gibi bir de tuncer'in karısı emine var. hikayede kendisinin görevi bütün suçu gizlemek. "ne alakası var efendim tamamen iftira" diyerek her şeyi inkar ediyor.

    bir de skt'si geçmiş 400 koli gofretin ambalajını değiştirip yeniden piyasaya sürme olayı var ki çok orijinal bir fikir gibi geldi bana: "madem kötüyüz bunu da yapalım amk,hem hikaye bütünlüğünü bozmuyor." yani adamlar eleştirmenlerden tam not almak için her boku yapmış gibi.