hesabın var mı? giriş yap

  • başlık : başbakan millilere 28 milyon verene kadar

    entry : milli olmayanlara adam başı 30 lira vereydi karaköy ekonomisine de hareketlilik gelir, millet de milli olurdu. türkiye kazanırdı.

    güldükçe düşündüm, düşündükçe yarıldım lan. adam haklı ve özet geçerek güldürmüş amk.

  • çoçukluguma denk gelen dönemdir. oynayan aynını etrafında bütün çocuklar toplanırdı, ayı lan ayı. sokaklarda ayı gezerdi, elinde tef ile bir adam o ayıyı oynatırdı. şimdi böyle bir şeyi hayal etmek bile olanaksız.

  • algı boyutunun değiştirilmesini, insanın kendi bilincinin farkına varmasını sağlayan anhalonium lewinii adlı kaktüsün doğal ürünü olan halüsinojen. günaybatı amerika ve meksika yerlileri için dini törenlerinin vazgeçilmez ritüeliymiş zamanında. ancak modern farmakaloglar tarafından 1886 yılında incelenmeye başlanıyor. alman farmakolog ludwig lewin, kendi ismini verdiği bu kaktüsün ilk sistematik incelemesini yayınlayan bilim insanı.
    esasında meskalinin, bir uyuşturucu olarak sınıflandırılması kimyasal özelliklerine dayandırılıyor, ancak temel felsefesi bilindik uyuşturucularla aynı sınıfa konmasına engel oluyor. kelimenin kökünde yer alan "uyuşturmak" fiili, algıların kapanması, değiştirilmesi, kandırılması olarak yorumlanabilir. meskalinin beyin ve irade üzerindeki etkisi ise bunun tam zıttı, yani köreltmekten çok algının geliştirilmesi üzerine kurulu. aldous huxley'in algı kapıları adlı eserinde bu detaylar kusursuz bir biçimde betimleniyor, huxley bu halüsinojeni bizzat kendisi kullanmış ve yaşadıklarını bu kitapta derlemiştir.
    huxley'e göre insan; evreni, doğayı, yaşamı, ve tüm varoluşsal felsefeleri algılayabilecek algı düzeyine sahiptir. ancak insan sosyal bir varlık oluşu sebebiyle, bu algı yeteneklerinden yoksun bırakılmıştır. bir nevi filtre görevi gören üst akıl, insanın biyolojik açıdan varlığını sürdürebilmesi için gerekli olanların dışında çoğu algı yeteneğini süzmüştür. çünkü bu algılar, insanı öyle bir seviyeye taşıyacaktır ki, gündelik yaşantının gerekliliklerini yerine getirmek; tüm kozmosun bilincine varmış, kozmosla bir bütün olmuş bu bilinç için uğruna uğraşmaya değmeyecek bir aktivitedir.
    nitekim huxley de meskalin kullandığı süreç boyunca, "öylelik" adını verdiği bir şeyden bahsediyor. kendisine uyuşturucu hakkında yöneltilen soruları "sadece öyle işte." diyerek geçiştiriyor. bu onun içinde bulunduğu ruh halini tam olarak anlatmaya yarayan bir kelime: öylelik. meskalinin tüm olayı da bu kelimenin gerçek anlamını kavrayabilmekle ilgili zaten.

  • bi ev arkadaşım vardı, yaklaşık iki yıl arabasızdı ve bunu sürekli dile getiriyordu. araba olsa var ya garıların amuna goyacaz diye. ailesinin durumu iyidi, iki sene sonra bi geldi pejo 406 altında. eleman sonra bi değişti, upgrade oldu yani. haftasonları, olm arabada kızlar var, in evden diye mesajlar gelmeye başladı. at, avrat, silah yerini araba, avrat, kredi kartına bıraktı. o özgüven patlamasına canlı canlı tanık oldum anlayacağınız. ben mi? ben hem arabasız hem de kelim, bu ikisi bir araya geldi mi belasındır bu ülkede :))

  • devrimlerini hazmedeyen şerefsizlerin güya dalga geçtiği cumhurbaşkanı. halbuki bir şapka devrimi de babaları yapsaydı da bu piçlerin, doğmasalardı ne güzel olurdu.

  • 14 katli bir binanın 5. katinda oturuyorduk. uyku halindeyken sanki biri durtmus gibi uyandim ve kardesimin odaya girmesi bir oldu. normalde cok sakin olurum boyle seylerde. yakin zamanda bir suru deprem oldu ama uyandigim andan beri sakin olunmayacak birsey oldugunu anladim. kardesimle saga sola koşup çömelecek yer aradik ama girdigimiz odanin duvarlari düşüyor ya da dolaplar falan düşüyordu. en son cok yuksek bir gurultuyle hem bizim ic duvarlar düşmeye basladi. sesten dolayi apartmanin çöktüğünü düşünüp eğildik koridorda. acikcasi çokta cikabiliriz sanmiyordum ki bir anda durdu. durdugu gibi ince kiyafetlerle kendimizi disari attik.merdivenler moloz yigini icindeydi.
    sokaga ilk inenlerdendik ve muammer aksoy caddesine baktigimda durumun ciddiyetini anladim 3-4 yerde yangin vardi, ve yol boyu pek sağlam bina görünmüyordu. kardesim akillik edip hatlarin gideceğini anlayip annemleri aradi ne görürseniz gorun biz iyiyiz dedi. sonra zaten bir sure iletisim koptu.

    kosarak iskenderunu turladik. akrabalari gezdik. ve malesef dayimlar enkaz altinda.

    ne uyuyabiliyor, ne müdahale edebiliyoruz birşeye.

    istanbuldan gelen afad ekipleri yolunu kaybedip bizim enkaza geldiler. ancak enkazi begendiremedik. sanirim kameralara cok uzakti. biz teknik ekip degiliz size onlari yollayacaz diyip gittiler. tabiki yollamadilar.

    vex isimli köpeğe sahip istanbul ekibi. keske bunca boş zamaninizda en azindan köpeğe gel-git i tam anlamiyla ogretseydiniz.zaten ekibin köpeğe bile talimat yaptiramayisini görünce, bazi şeylerden ümidi kestik.