hesabın var mı? giriş yap

  • iddiaya göre geçenlerde su baskınına uğrayan tesis.
    bu zamana kadar bir kaç defa yayını kesip sesli mesaj yayımlamış olsalar bile bu sayı daha fazla olabilir, çünkü istasyon dinlemesi sürekli olarak yapılmamıştır. bazı durumlarda buzzer'ın değiştirildiğine rastlanmıştır. kimi kaynaklar istasyonun resmi amacının iyonosfer araştırması olduğunu belirtmektedir. ama istasyonun gerçek amacı hiçbir zaman beyan edilmemiştir.

    istasyonda görevli insanların bulunup bulunmadığı kesin değildir. arka plan gürültüsü nedeniyle buzzer'ın açık bir mikrofonla birlikte bir odada olduğu düşünülmektedir. yayımlanan sesli mesajlar incelendiğinde bunların genellikle istasyon çağrı kodu ile başlayıp, sayı dizileri ve heceleme alfabesiyle verilen bir kelimelik mesajlar ile bittiği görülmektedir. hecelenen harflerin buzz tonu gibi yaklaşık 1 saniye, her harften sonra duraksamanın da yaklaşık 1.5 saniye olmasından, sesli mesajların yapay olarak üretildiği anlaşılmaktadır.

    yine iddiaya göre nadir durumlarda aynı frekanstan insanların konuştuğu duyulmuştur. bu başka bir yayının frekansa karışmasından dolayı ortaya çıkmış olabilir. bunun ve arka plan gürültüsünde konuşan bazı insanların duyulmasının istasyonda görevli insanlar olduğu tezini güçlendirdiği düşünülebilir.

    istasyonun yayınının sesli mesajlar, (yanlışlıkla veya kasten) mikrofona veya frekansa karışmalar şeklinde kesilmesi ne yazık ki dead man's switch tezini tehdit etmektedir. ancak sesli mesajların yapay olarak üretilmesi ve numbers station formatında olması şüphe ve merakı tekrar yükseltmektedir. kısaca varsayımlar birbiriyle çelişmekte ve ortaya kesin bir inanışın çıkmasına engel olmaktadır.

    eğer bu yayın bir dead man's switch ise neden sesli mesaj yayımlamaktadır? eğer bir tür gizli numbers station ise neden nerdeyse yayının tamamı buzzer'dan oluşmaktadır? veya, bu istasyon masum bir araştırma fesilitesi ise neden yapay sesli mesajlar yayımlamıştır? işin içinden çıkmak şimdilik mümkün değildir.

    peki ya istasyona yönelik artan ilginin farkında olan bir grup haylaz insanın, yayına karışıp sesli mesajlar ve konuşmaları yayımladığını varsayarsak? bu şekilde düşünürsek masum bir araştırma fesilitesinin serbestçe istismar edildiği sonucuna varırız. ayrıca bu düşünce komplo teorilerinden daha rasyonel görünmekte ve istasyondan duyulduğu iddia edilen "alakasız" bazı diyalogların yayına farkında olmadan karışan "masum" diğer yayınlar olduğu düşüncesini güçlendirmektedir. bu durumun teknik olanağı şahsımca tahmin edilememekle beraber, istasyonun gizemli halinin daha ilgi çekici olduğu da, ayrıca belirtilmelidir.

  • istanbul'da işle ev arası mesafeyi yürüyerek kateden şanslı azınlıktanım. kışın biraz zor oluyor ama alıştım.
    annemle babamın haklı telkinlere rağmen kahvaltı yapmadan evden çıkmayı tercih ediyorum, hem uyku daha tatlı geldiğinden hem de sabah uyanır uyanmaz yemek yeme fikrini bir türlü benimseyemediğimden.
    evden kahvaltısız çıktığım için her gün aynı pastaneden iki tane peynirli poğaça alıyorum. midem ezilmeye başladığında yemek için.
    pstanedeki çalışan kızlar birkaç kez değişti. sonuncu epeydir duruyor. her gün aynı şeyi alınca beni kapıda gördüğü an hazırlıyor poğaçaları sağolsun.

    bir gün, klasik "günaydın" "kolay gelsin" "hayırlı işler" vb diyaloglar dışına çıktık:

    "abla sen kaçıncı sınıfa kadar okudun?" diye sordu.
    "neden" dedim.
    "hiiç, merak ettim" dedi.

    meğer okutmamış ailesi mihriban'ı. ilkokul 4 sınıfa başladığı senenin ilk döneminde okuldan alıp çalıştırmaya başlamışlar. evin yemek, temizlik işleri de ona aitmiş. ama bir yerlerden 'dışardan bitirme' diye bir şey duymuş. bilgim varsa yardımcı olabilir miymişim, çünkü işten pek vakti kalmıyormuş soruşturmak için. zaten nereye sorması gerektiğini de bilmiyormuş. hem diploması olursa daha iyi bir iş bulabilirmiş, öyle demişler.

    -----------------
    hayatınızda kaç kişi size "kaçıncı sınıfa kadar okudun" diye sordu.
    -----------------

    olayın güzel kısmı doğru kişiye sormuş olması. belediyenin ilgili birim başkan danışmasıyla çalışıyorum. hemen anlattım kendisine durumu. ertesi gün görevli arkadaşlar pastaneye gidip mihribanla tanıştılar. işten arta kalan zamanlarında ders çalıştırdılar. diğerleri kolaymış ama matematik biraz zormuş, öyle dedi mihriban.
    girdiği tüm sınavlardan en yüksek notu o aldı.
    geçme notu 45 iken 60 aldığı için üzüldü. (sınıfta alınan en yüksek not 60 bu arada)

    ailesi hoşlanmamış, öyle ders çalışmalardan sınavlara girmelerden, izin vermemişler, önünü kesmişler ama kafa tutmuş, kavga etmiş. bazı sabahlar gözleri dolu dolu oluyordu, ama soramıyordum..

    velhasıl, geçen hafta ilkokul diplomasını aldı mihriban. yüzünde kocaman bi gülümsemeyle, her günkü iki poğaçamı almaya gittiğimde söyledi. şimdi sıra orta okuldaymış. daha da zorlanacağının farkındaymış ama yapacakmış.

    aferin sana. ben de inanıyorum yapacağına.

    seneler sonra editi: mihribanla iletişimimiz kesildi maalesef. en son iki çocuk annesiydi. yolu, bahtı açık olur umarım.

  • bugunlerde harikulade bir yasa geciyor danimarka parlementosu'ndan. halk, bundan sonra kendi arasinda uygun gordugu/istedigi bir seyi, 50bin imza toplama kosulu ile mecliste gorusulmesi icin kanun teklifi verebilecek.

    dusunsenize. biz daha internette bile "devletin bize uygun gordugu" sitelere girebiliyoruz sadece. haha sinirim bozuldu, adamlar kanun teklifi veriyor meclise. ne hakla ya? kimsin sen? halksin hepi topu...

    sozum ona, ulkesinde "ileri demokrasi" oldugunu dusunenlere cok yabanci gelecek uygulama gercekten.

    k: http://m.t24.com.tr/…nun-teklifi-sunabilecek,306338