hesabın var mı? giriş yap

  • - kızın ailesi çok zenginmiş öyle mi dirty?
    - evet parisin göbeğinde 3, 4 mağazaları var
    - hıımm e evlen madem oğlum..
    - ..

  • acun ılıcalı'nın bütün bunları (bekarlığa veda partisi, düğün, selfieler, hatta "ben şeyma'nın peşinden koştum" şeklinde açıklamalarını) kızı için yaptığı çok belli.
    o kız ilerde büyüyecek, annesi yüzünden okulda, sosyal hayatında geyik malzemesi olacak, basında çıkan haberleri okuyacak, eziklik hissedecek diye ilişkinin adını koyuyor. anneyi aklamaya çalışıyor.
    çünkü normal şartlarda acun ılıcalı'nın değil şeyma, bu yaştan sonra kimseyle evlenecek, bütün bu instagram/düğün/"mrs ılıcalı"/"bride :))" tırı vırılarını çekecek bi adam olduğunu zannetmiyorum.
    adam sadece "kız babası"
    ne kalbi, ne "a&ş"si, ne düğünü allaasen.

  • ozellikle john dillinger'i yakalayan adam olarak unlenen ve halen fbi tarihinin en fazla halk dusmani yakalayan ajani olarak bilinen melvin purvis'e once destek cikan, sonra purvis fazla sukse yapip on plana cikinca ona bu sefer hayati zindan etmis olan, ve sonunda purvis'in dillinger'in vurulmasindan 1 sene sonra fbi'dan istifa edip ayrilmasina sebep olan adam. yillar sonra purvis'in ailesinin aralarinda gecen kimi yazismalari yayinlamasiyla ogrenilmistir ki kendisi zamaninda purvis'e bayagi kur yapmis bu yazismalarda...

  • eğer gerçekse mükemmel bir cesaret. borç batağına saplanmadan evlenmeye müsaade etmeyen topluma karşı güzel bir duruştur bu.

  • bu caniyi ilk saldırısında yargılayıp dışarıya bırakan hakim derhal yargılanmalı ve kötü uygulama yapmışsa ceza almalı. evet günümüzde hukukta bu mümkün olmayabilir ama acilen hakimler savcılar için de kötü uygulama (malpraktis) suçu tanımlanmalı ve ceza verilmelidir.

    doktor görevinin yerine getirmediğinde yargılanıyor da hakim görevini yapmayınca neden yargılanmıyor? doğru ameliyat yapmak doktorun borcu da doğru karar vermek hakimin borcu değil mi?

    vatandaş görevini yapmış, şikayet etmiş.
    polis görevini yapmış, suçluyu yakalamış.
    savcı görevini yapmış, iddianameyi hazırlamış.

    ancak hakim serbest bırakmış. şimdi suç sadece ısıranda mı yoksa pedofili gibi iflah olmaz bir sapkınlığa sahip adamı serbest bırakan hakimde mi? sapık sapıklığını yapmış, hakim hakimliğini yapamamış.

  • babası ölen, yetim büyüyen, üvey evlat olan, tutuklanan, hapis yatan, sürgünlere gönderilen, işsiz kalan, böbreklerinden hastalanan, göğsünden vurulan, mesleğinden atılan, idama çarptırılan, karısından boşanan, karaciğeri iflas eden; ama her ne olursa olsun bizi kimselere ''uşak'' etmeyen bir adamın maaşıdır bu. fazlasıyla haktır. öyle bir helaldir ki ışıltısından önünü göremezsin.

  • e kardeşine verin o parayı o baksın o zaman?

    edit: şu kısım silinmiş: "kardeşim ileri seviye ingilizcesi olan mühendis, bu paraya her sabah 6 da kalkıp 2 saatte işe gidiyor, akşam 8 de dönüyor, cumartesi yeri gelince ücretsiz mesai yapıyor."

  • gün içinde ilgilendiğiniz bir işiniz ya da okulunuz varsa görme şansınızın olmadığı, ancak bu aktivitelerden fırsat bulup bir şekilde şehre karıştığınız zamanlarda görebileceğiniz kalabalık.

    gerçekten ama gerçekten tahmin edebileceğinizin çok üzerindeler. örneğin bugün işyerinde değilim ve evimin çevresinde biraz yürüyerek biraz açılmak istedim. sabahın bu saatinde bile kafeleri doldurabilen bir kalabalık mevcut. bu insanlar ne yapıyor ne ediyor diye düşünüyor insan ister istemez. bir kısmı işsiz olabilir, ok. bir kısmı iş sahibi olabilir ve işyerinde değildir, ok. bir kısmı da benim gibi işinden ya da okulundan uzakta olabilir, ok. ama bir türlü tamamını açıklamaya yetmiyor bence bunlar.

    gerçekten tahmin edilemez boyutta bir kalabalıktan bahsediyoruz. sanki böyle bu arkadaşlara figüranlık görevi verilmiş de onlar da orada bulunuyor gibi görünüyorlar. sadece şu yüzden bir simülasyon içerisinde yaşatıldığımızı falan düşünüyorum. sonra bu fikre kendimi çok kaptırmadan hayatıma devam ediyorum ama aklıma ara ara yine geliyor bu düşünce.

    arkadaşlar gerçekten siz necisiniz ya? ben de sizin gibi gece gündüz böyle özgürce takılmak istiyorum. boş oturmak fikrini yapım gereği sevmiyorum ama kıskanılıyorsunuz gerçekten. ne dediğimi ben de anlamadım ama öyle. ne hayatlar var ya rab!

    not: istanbul çok kalabalık. gerçekten çok.

  • http://www.dtc.umn.edu/…lyzko/doc/internet.size.pdf
    http://www.sims.berkeley.edu/…nfo-2003/internet.htm

    adreslerindeki bilgilerden yararlanarak internetteki toplam verinin; (paylaşımda olan dosyalardan bahsetmiyoruz, sadece web bazında) 2002 yılında 532,897 terabyte olduğu, o zamandan sonra dayaklaşık 100% luk bir buyumeden bahsedebileceğimizi ve 2005 itibarı ile toplam verinin 1.000.000 tb civarında seyrettiğini söyleyebiliriz.

    e 256 adsl modemi olan bir insan evladının da saniyede 16 kb indirdiğini düşünerek,
    ve 1.000.000 tb 'ın da 210.138.654.745.600.000 kb olduğunu hesplarsak;

    sonuçta tüm interneti indirmek için gereken zaman; 6.756.000.988 yıldır
    bunları depolamak için gerekli hd fiyatı da yaklaşık: 1.000.000.000 € ya gelir (biraz daha fazla ama toplu alımda kdv'den bişeler kırparız)

    o hd blogunu soğutmak içinde 50 60 adet antonov an 225 uçak motoru gerekir.

    imkansız gibi görünse de, türk mantığımla; "upload edildiyse download'da edilir" diyorum.