hesabın var mı? giriş yap

  • bir ömer hayyam rubaisi ile anlatılacak olursa solipsism şudur ;

    ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
    kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
    sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok.
    ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok...

  • 1- laikliğin toplumun her alanına adapte olması
    2- düşünce özgürlüğünün toplumca kabul görmesi
    3- önyargılardan kurtulmak
    4- tipik ortadoğulu köylü kurnazlığı/köşeyi kolayca dönme yerine emeğin hakkıyla kazanma mentalitesi

    kısaca olacak iş değil. anca atom bombası atılıp özenle seçilmiş 1-2 milyon birey dışında kimse kalmaması gerekir.

  • %20 ile türk kızlarına göre olmadığım sonucunu veren test.

    çok da fifi. fransız kızları iyidir. (ama afedersiniz taharet almıyorlar)

  • sanırım bu iddiayı en iyi yorumlayabilecek kişilerden biri benim.

    ölü ya da canlı olmak, maddenin hallerinden ibarettir. maddenin hali derken; katı, sıvı, gaz ve plazmayı kast etmiyorum tabii ki. bedeni oluşturan moleküler makinenin içinde bulunduğu, uyarımlara verdiği tepkileri belirleyen hal; algoritma.

    canlılıktan bahsederken, işin içine insan kadar karmaşık bir yaratık girince durum ister istemez karışıyor. canlının bilimsel tanımı tabii ki mevcut. fakat insan kibri, kendi canlılığı ile dereotunun ya da virüsün canlılığını bir tutmak istemiyor. halbuki moleküler seviyede bakınca, bu üçü arasında pek fark yok. taş ile de yok. nihayetinde, yeterince geriye gidince bunların hepsi, hepimiz hidrojendik. evrenin hala neredeyse tamamı olduğu üzere.

    fakat işte insan kibri devreye girince, canlı olmanın tanımı yalnızca canlının bilimsel tanımıyla kalmayıp amaçlar, idealler devreye giriyor. temsil ettikleriniz, düşünceleriniz biyolojik yığınınızın önüne geçtiği için artık bireyler bir fikir haline geliyor.

    eğer ki beden en alt seviyede aynı bedense ve insan canlısı için canlılık tanımını farklılaştıran şey bireyin temsil ettiği fikir ise, ölen insanlar yaşamaya devam eder. ölen insan öldükten sonra, onu en iyi tanıyan insanların zihninde, geride bıraktıklarıyla devam eder. çünkü insan için canlılık soyut bir kavramdır. "şimdi hayatta olsa şöyle söylerdi" demek ile, o kişinin hayatta olup şöyle demesi aslında pratikte aynı şeydir. fikri özümsemiş bir beyin, herhangi bir beyin, o kişinin fikrini yorumlamış ve alakalı tepkiyi hesaplamıştır.

    ayrıca, ölüm geçişini gerçekleştirmiş fakat bedeni durmamış bireyler (bkz: vampir) bu durum kelime anlamıyla zaten barizdir. beden klinik anlamda ölü olsa da, bireyin fikri bedenle birlikte varlığını sürdürdüğü sürece, o kişi, insan kibrinin tanımladığı haliyle canlı değil midir?

    öte yandan bir de şöyle bakmak lazım: neredeyse 15 milyar senedir var olan ve bedeninizde toplanmış olan madde bunca zamandır "canlı" değildi. illaki bir zamanlar başka yığınların parçası olarak, başka bir canlının parçasıydı, fakat tam olarak bu konfigürasyon canlı değildi. o zaman, 15 milyar sene boyunca cansız olan yığına, kalkıp da sırf bir 70-80 sene canlı kaldı diye (eğer vampir değilseniz) canlı demek, düpedüz işgüzarlıktır. o yüzden, süreye göre ortalamayı alırsak, aslında ölen insanlar yaşamıyor değildir, asıl yaşayanlar zaten ölüdür. bir an için dile gelmiştir ve tekrar geldikleri hale döneceklerdir.

    kaldı ki, sürekli olarak beden kendini yenilerken ve başlangıçtaki ile son andaki moleküller tekrar tekrar sil baştan değişmişken, insan gerçekten de, yalnızca bir fikirden ibarettir. madde, beden konu dışıdır.

    haliyle, ölen insanlar yaşamıyordur, eyvallah, ama yaşayanları da zaten ölüdür.

  • twitre gezerken denk geldim...
    eminim binlercesi vardır böyle.

    ulan yazıklar olsun!
    yiye yiye doymadınız! paraları yediniz, ülkeyi yediniz, gençliğimizi geleceğimizi yediniz!
    doymadınız! utanmadınız! gencecik memur adaylarının haklarını yediniz!

    şu kıza mülakatta elenecek kadar düşük puanı nasıl verirsiniz. ne yapmış olabilir yani 2 senedir memur olmak için kendini paralayan biri mülakatta! süt dökmüş kedi gibi uslu da durmadıysa ben de bişey bilmiyorum...

    not: hakikaten ne bu kızla ne başka bi kpss adayıyla en ufak alakam olmadığı gibi kpss denen sistemle de bi ilgim yok. özel sektörcüyüm.. ama vicdanımızı da çöpe bırakmadık amk.

    https://twitter.com/…anp/status/1475753894273822722

    gelen mesajlar üzerine edit: abi bisürü mesaj geldi, bu yazdığım örneklerden birsürü gönderen oldu... birinci olup atanamayan, çok yüksek puanla atanamayan, mülakatta kazanamasın diye bilhassa elenen birsürü genç varmış... yazık..

    edite edite: ooo kılıçdar amcamız da girmiş topa..
    https://twitter.com/…luk/status/1475924061373046793

    şimdi bu aktroller, atanamayan çocukcağızları terörist falan ilan etmezlerse iyidir ya...
    yıllarca çalış didin.. kpss de tavan puan yap...
    devlete memur olarak girmek için emek ver.

    sonuç olarak kapı gibi terörist damgası kazan.
    trajik bile demeye utanıyor insan...

  • akşam yemeği için marketten 250 gram kıyma almıştım. eve gelirken kapının önünde duran sevimli yavru kediye birazını vereyim dedim, baktım annesi de geldi ve her ikisi de verdiğim kıymayı iştahla yediler, kedileri o halde görünce dayanamadım ve kıymanın hepsini onlara yedirdim. çok sevindiler, benim de içimi huzur kapladı. akşam da makarna yedim.

  • enkazı değil enkazın ardından hızla toparlanan ve geleceğe güvenle bakan, artık şehit haberi gelmeyen bir ülkeyi devraldı. aynı ülkeyi; doların rekorlar kırdığı, kimsenin (akp li yandaşlar hariç) gelecekten umudunun kalmadığı, binlerce gencimizi ve insanımızı terör sebebiyle şehit verdiğimiz, gerçek bir enkaza çevirdi. gerçek budur.

    edit: t a m a m

  • içki içmiyorum, hiçbir zaman da içmedim çok şükür; fakat içmek isteyenin özgürlüğünün en başta ben savunurum.

    virüs yasakları ile ne alakası olabilir içki satışının ..?

    bakın bu sarı inekdir, bugün bunu verirseniz yarın ağlamaya hakkınız olmayacaktır.

    dünyanın hangi ülkesinde virüs kısıtlamalarında içki satışı yasaklanmış?

    zorunlu edit: ben bu entryi gece sahura kalktığımda, başlıktaki ilk entryi okuduktan sonra girdim. yasak var mı , yok mu ben hala anlamadım. eğer yasak yoksa araştırmadan yazdığım için hatalıyım. yasak varsa görüşlerim aynıdır.

    yeni edit :
    andy warhol abimizin bir zamanlar " herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak " demesi gibi , günümüzde insanlar değilse de bazı konular bir günlüğüne gündem oluyor ve sonra da unutuluyor. bu alkol yasağı mevzusu da aynen bu şekilde oldu ve şu anda kimsenin umurunda değil , çoktan unutuldu bile . . .
    benzer şekilde sol framde gündem olan , fırtınalar koparan her konu bir gün sonra unutulup gidiyor.
    sağolsunlar birçok arkadaş mesaj göndermiş hepsine teşekkür ederim ; avrupada alkol yasağı yokmuş , sadece akşam belirli bir saatten sonra ( bu saat her ülkede farklı ) alkollü içki satışı varmış. bazı ülkeler cafe vb. yerlerde içki içilmesini bir süreliğine yasaklamış , ama evde içmek serbestmiş.
    bir tek rusya 11 günlüğüne bizdeki gibi içki yasağı koymuş ; bunun sebebi olarak da millet ayık kalsın ki , onlara aşı yapabilelim diyeymiş :)

  • vatandaş olsa soğuk su içerdi üstüne. savcının şikayeti üzerine dolandırıcıların anında yakalanıp paranın kurtarılması şaşırtıcı. demek ki polis istediğinde hemen yakalayabiliyormuş bu adamları.