hesabın var mı? giriş yap

  • sadece uganda'da gerçekleşebilecek mucize olay. düşünsene, sunucu defalarca başarısız evlilikler yapmış ve boşanmış, gelecek vatandaşa kısmet arayacak.

    aslında mesaj da iyi, mesele evlenmek değil yiğen, evli kalabilmek.

  • yaptıkları indirim insanları öyle bir çılgınlığa sürüklemiş ki dün kasa sırasında bekleyen bir kadın gözümün önünde doğum yapıyordu az kalsın. 9 ay 10 gün 3 saatlik karnıyla rimel almaya gelmiş, vay aq ben olsam çişe gitmeye üşenirim.

  • annemin birden bire yaslandigi yaz.
    uc kardesiz. annem gundelige gidiyor. babam kumarbaz. evden annemin pazara gidip en ucuzundan haftalik sebze ve para kalirsa da biraz meyve alalim diye biraktigi parayi bile alip kumara yatiriyor. evin kuytu koselerinde sabahlari annem, ogleden sonra babam; biri surekli bir sey sakliyor, digeri surekli onu bulup, kumara yatiriyor. sonra annem, paralari karsi komsu melahat teyzelere birakmaya basliyor.
    o arada, annem surekli bizimle pazarlik halinde: ''okuyacaksiniz, meslek sahibi olacaksiniz. bizim gibi olmayacak hayatiniz.''
    ''tamam anne'' diyoruz. tamam anne. yeter anne. yeter baba. yeter baba! bunu en cok kucuk abim soyluyor. ben pek sesimi cikaramiyorum. korkuyorum.

    buyuk abim o yaz askeri okulu kazaniyor. yazili sinavdan sonraki diger sinavlara girsin diye annemle babam, bizi birakip bursa'ya gidiyorlar. spor ayakkabisi olmadigi icin yalin ayak kosarak kazaniyor kosu sinavini. babam gururlu: "ciplak ayakla bile gecti butun cocuklari." sonra diger sinavlari da kazaniyor ama annem fikrini degistiyor. ''askeri okula gonderemem daha cok kucuk'' diyor komsulara. ama lıseye yazdirmak icin ceket lazim. okul ceketi cok pahali. para yok. hic mi yok? hic yok. sonra kapi kapi dolasiyor tum akrabalari: cocugunuza kucuk gelen lıse ceketi var mi? kimsede yok. hic mi yok? hic yok.

    ''daha ceketi bulamiyorsun, nasil okutacaksin ki'' deyip vazgeciyor. ve abim bursa'ya bir daha goturuluyor. donus yolunda annem yaslaniyor. 3.5 saatte genc bir kadindan yasli bir kadina donusuyor. geri dondugunde cok sasiriyorum. ama soramam. kizabilir.
    kayit icin bir kontrat imzalamamiz gerekiyormus. eger olur da abim okulda duramaz, mezun olmadan once ayrilmak isterse taahhütnamede belirtilen miktarda parayi odemek zorundaymisiz. iki de kefil istiyorlar. kefillerden biri annemin yegeni: imam. digerini bulamiyoruz. sonra bir komsumuz ''ben imzalarim'' diyor. onlar da fakir ama ''imzalarim ben'' diyen ali abi itfaiyeci. memur oldugu icin imzasi gecerli. sonra ali abi cok genc yasta kalp krizinden oldu. ailece hala dua ederiz ona. sonra...sonra daha baska bir suru hikaye.

    o yazin sonunda abimi gormeye gidiyoruz. cok guzel bir bahcedeyiz. heyecanla bekliyoruz. kapilar acilacak. ogrenciler bahceye cikacak. ve iste aciliyor tum kapilar: birbirinin ayni yuzlerce cocuk. hangisi abim anlayamiyorum. hepsi ayni kiyafet icinde. saclari ayni sekilde kesilmis. sonra kalabik arasindan yavas yavas yaklasiyor abim. onu gorunce neden bilmiyorum agliyorum. abim degil sanki. pazardan alinma ayakkabilarimdan birinin numarasi kucukmus: o gun ilk kez giydigimden daha once anlamamistik. ayagimi acitan ayakkabiyi cikariyorum. beyaz corabimda kan.

  • şu anda tekrar kurtlar vadisi izliyorum. ortalardan bir bölüm açtım devam ediyorum öyle. bilmem kaçıncı kez bitirmiş biri olarak söylüyorum ki benim aklıma böyle bir karakter gelmiyor. ama söylenenlerin neden gereksiz olmadığını açıklamaya çalışayım.

    en büyük adayımız elif eylül'ün kardeşi eren eylül. bu karakter en başlarda yaptığı salaklıklarla hapishaneye düşmüş ve sonra gelişen olaylarla hapishanede çakır'ın himayesi altına girmiş ve hayatta kalmayı başarmıştır. karakterin gerekli olmasının nedeni ise elif'in çakır'a bu nedenle içten içe minnet duymasını sağlamaktır. kardeşini mafyanın elinden kurtaran ve daha sonra ona hapishanede sahip çıkan çakır ile artık düşman olmazdı.

    ömer baba ve nafize anne denmiş. başroldeki kahramanımız efe yakup karahanlı olarak dünyaya gelmiş, ali candan olarak yetişmiş ve polat alemdar olarak hayatına devam etmektedir. bu şu demek oluyor; efe olarak genlerini türkiye'nin en güçlü iş adamlarından olan mehmet karanlı'dan almış, muhafazakar bir aile tarafından (ömer baba ve nazife anne) ailesini, çevresini seven ve bunlara saygılı bir birey olmuş ve akıl hocası olan aslan bey tarafından gözü kara vatan millet sakarya kafasıyla yetiştirilmiştir. hem aklını hem vicdanını hem de özelliklerini bu 3 farklı kişilik olarak kazanmıştır. ömer baba konuşmasıyla ve ney üflenmesiyle çok sıkar izleyeni. ve her ne olursa olsun sakin kalır. kıyamet kopsa vardır bir hikmet evladım deyip bir hikaye anlatır. nazife anne ise çocuğunun üzerine titreyen ve onun için gerekirse en salakça şeyleri bile yapabilecek biridir. gene sıkıcıdır ve klişedir. ama polat'ın hangi zihniyetle yetiştiğini görebilmek için çok iyi karakterlerdir ömer baba ve nazife anne.

    deli hikmet ise bence bu üstteki karakterlerden daha içi dolu ve bize birçok şeyi gösteren karakterdir. yeri geldiğinde birçoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi insanları aşağılar küçük görür. yukarıda arkadaş örnek vermiş, yoldan geçen bir kıza kaşar diyebilecek kadar şerefsizlik yapabiliyor. bazen benim ali'den neyim eksikti, aslan amca beni almadı da onu aldı diye kendi kendini yerken görüyoruz. bazen kurduğu komplo teorileri doğru çıkıyor ama sıradan okumamış bir televizyon tamircisi olduğu için kimse ciddiye almıyor. deli hikmet karakteri türkiye'de çok fazla olan bir karakter. bunu güzel bir şekilde göstermişler.

    ankettekiler dışında ise aklıma birileri gelmiyor. hepsi bir şekilde başrolün gelişimi için rol oynuyor. kumarhaneye ses sistemi kuran hippi karakteri bile çakır karakterini tanımamız için senaryoya hizmet ediyor.

    kurtlar vadisi'nde şu olmasa iyi olurdu diyebileceğim bir karakter aklıma gelmiyor bence de yok zaten. ama gene de bakmaya devam edeceğim. buldum dediğim an güncellerim girdimi.

  • hesap kitap yapmadan içinizden geldiği gibi davranmak. taktik insanı değilseniz ve gerçek düşüncelerinizi karşınızdakine söylemekten çekinmiyorsanız yahut başka türlü olmuyorsa başarısız olma ihtimaliniz çok yüksek.

  • bence artık şu whatsapp grupları filan kesinkes kapatılmalı. zaten resmiyette böyle bir uygulama yok, olmamalı da. öğretmenle veli telefonda değil, eskiden olduğu gibi resmi bir ortamda yani okulda ciddi bir şekilde yüzyüze görüşmeli. çocuk oyuncağı değil bu işler.

    edit: başlık başa kalmış.