ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ota boka yoğurtlu sos bkz'ı veren ergen irisi
hakkari'ye havaalanı yapılacak dense kim inanırdı
-
havaalani denilen asfaltin gozde fazla buyutuldugunun ispati olan soru. havaalani ya inanilmayacak birsey degil ki... ankara metrosu tamamlanacak denmisti bak biz 10 yildir inaniyoruz...
hayata bakış açısını değiştiren kitaplar
-
kuran-ı kerim, okudum ve artık müslüman değilim, dolayısıyla hayata bakışım da değişti
volkan konak
-
iki sene önce.
cerrahpaşa'ya yatıyorum.
teşhis kötü, tanı kötü..
cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.
gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.
"volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...
orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.
şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.
az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
öyle güzel söyledi ki...
alper kamu
-
oğullar ve rencide ruhlar'ın baştan aşağı karizmatik veledi olmasının yanı sıra benim için artık aşık olunan roman kahramanlarından biri o. pis cehennem cücesi!* bana bir hayrın dokunmayacağını biliyordum zaten. boy güdük, yaş küçük, dil papuç, akıl desen dağ kadar. olmaz olmaz dememek lazım, canlanıp gelir mazallah...
noterliklerin batmaya başlaması
-
sonuna kadar okuduğum ama güncel durumda 2 yıl çalışıp antalyada daire alabilme seviyesine kadar düşmüş noterin nasıl battığını anlamadığım durum. böyle bir batma fırsatı varsa derhal değerlendirmek isterim.
sadece askerde karşılaşılan olaylar
-
askerin kitap okurken komutana yakalanması; akabinde komutanın "kimin lan o kitap?!" diye kükremesi, kek askerin "ömer hayyam'ın komutanım" diye cevap vermesi, komutanın "akşama ikinizi* * de odamda görecem ulan!" demesi...
suprematizm
-
kasimir malevich tarafından birinci dünya savaşı öncesinde ortaya atılmıştır.
nesnenin yokluğu ve tek, nesnesiz bir dünyanın varlığı ileri sürülerek, resmin de doğanın bir yüzeye yansıması değil, kendisi olarak kabul edilmesi gerektiği savunulur.
dolayısla resmin betimleyici ve taklit edici niteliği yadsınarak özgürlüğüne kavuşturulmuş hiçlik tezi ortaya atılmıştır.
hokkabaz
-
cem yılmaz'ın en iyi filmi. ona buna gönderme yok, bilim kurgu yok, sosyal medya jargonu yok, zoraki espriler yok. güldüren, üzen ve sonunda hafif gözleri de nemlendiren sıcacık bir film.
mary poppins
-
mary poppins, cok sert, disiplinli bir murebbiye olmakla beraber, cok enteresan surprizler de yapar kitap boyunca. kendisi baslibasina bir surpriz olan tuhaf bir cantasi vardir, icinde yok yoktur. bu cantadan, normal bir cantanin almasi mumkun olmayan envai cesit seyi cikarip kullanir, isi bitince de cantasina geri tikistirir. cantadan cikan nesneler arasinda acilir kapanir yatak bile vardir! murebbiyeligini yaptigi cocuklar canini sikip, uslu durmadiginda, akla gelmeyecek, sevimsiz yontemlerle cezalandirir onlari, ama uslu durduklarinda ve kendisinin de keyfi yerindeyse, cok renkli, fantastik deneyimler yasamalarini saglar, beraber resimlerin icine girip cikarlar, gokyuzunda yildizlarla oyun oynarlar vs., tum bu sahneler cok renki ve eglenceli bir dille yazilmistir. cocuklarla mary poppins arasinda sozsuz bir anlasma da vardir bu tuhaf deneyimler konusunda, cocuklar gorup yasadiklari olaganustu seyleri kimseye anlatmazlar.
teyze kızı amca kızı dayı kızı hepsi caiz
ailenin komik kısa mesajları
-
dedem bana kontör yollamaya çalışırken mesajı turkcell yerine benim numarama atar:
"0537**** kontur 50"
bir şeylerin yanlış olduğunu farkeder ve 5 dakika sonra ikinci mesajı atar:
"0537*** kontur yollama 50"
türk erkeğinin çok yakışıklısın'a vereceği cevap
-
+ çok yakışıklısın!
- yemezler sedat abi, borcunu yarına kadar öde.
hayvanların ağzından atasözleri
-
kaz gelecek yerden hayır gelmez.
- tavuk