ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de kahvaltı kültürünün içler acısı olması
-
henüz yurt dışında kahvaltı yapmak zorunda kalmamış veya yurt dışından gelen arkadaşlarına türkiye'de kahvaltı yaptırmamış insanın içi boş düşüncesidir. reçelinden peynirine, sucuğundan kaşarına, yumurta çeşitlerinden zeytin türevlerine kadar uçsuz bucaksız bir mutfağa sahiptir türk kahvaltısı.
biz almanlar gibi bir dilim ekmeğin üstüne her şeyi boca etmeyiz. ingilizler gibi sabah sabah kuru fasülye yemeyiz. fransızlar gibi günün en güzel öğününü bir kahve bir kruvasanla geçiştirmeyiz. şişko amerikalılar gibi corn flakes'e abanmayız. afrikadan meksikadan bahsetmiyorum bile. dünya üzerinde türkler kadar kaliteli kahvaltı yapan & hazırlayan başka bir millet ben henüz görmedim, duymadım.
son olarak... van kahvaltısı ulan!
edit: imla
doktorların ve tıp öğrencilerinin espri anlayışı
-
bazen gerçekten taşı gediğine koyar.
olay tekirdağ'da geçmektedir.
3 aylık ilayda gecenin bir yarısı etinden et koparılmış gibi bağırmaya başlayınca acile gidilir. nöbetçi doktor muayene eder ve farklı bir şey yedirip yedirmediğimizi sorar. azıcık -ama gerçekten azıcık- kavun emdirildiği söylenir. doktorun cevabı:
- yanında beyaz peynir ve rakı vermezseniz bağırır tabi.
mekan tekirdağ olunca bir şey diyemedik. adam haklı.
hakemlerin duş aldıklarını herkese bildirme merakı
-
- arkadaşlar duşumuzu aldık gidiyoruz. lütfen.
- hocam duşu birlikte mi aldınız peki?
- evet. sonradan gözlemci arkadaş da katıldı hatta bize.
- vay ibneler!
rte'nin gazi koşusu ödül törenine katılmaması
-
atlarla geçmiş bir zamanda bir husumeti bulunan birinin anlaşılabilir davranışı.
(bkz: şerefli at cihan)
bright star
-
güzel filmdir. görüntülerin insanlık durumlarını, metinlerin hikayeyi çok iyi anlattığını söyleyebilirim. filmin sonu muhteşemdi. filmin en beğendiğim sahnelerinden biri, fanny'nin küçük kız kardeşinin, keats'in evlerindeki zorunlu konukluğunun son günlerinde, ma aile bahçede eğlenirken, kuru bir yaprak bulması ve onu bahçenin en uzak noktasına bırakıp, buraya sonbahar gelmeyecek demesiydi.
25 temmuz 2021 ihsan şenocak'ın tweet'i
-
işte osmanlıyı çökerten, türkiye'yi bu hale getiren kafa budur işte. tam olarak budur.
şu kafanın eğitime, bilime, sosyal hayata hükmettiğini düşünün.
düşünemediniz dimi ?
çünkü böyle bir sistemde düşünme bile yok. o kadar yerlerde bir zihniyet bu.
yazık kimin çocuğuysa.
edit: imla
almanların beceremediği şey
-
(bkz: insiyatif kullanmak)
görevleri neyse onu yaparlar. fazlasını yaptırmak imkansız.
oy istemeye giden ak partili ablaların yediği ayar
-
yavuz "hırsız" modunda gerçekleşmiştir. utanmadan "at gözlüğu" diyor süprerzekalı ablam.
af edersiniz ama bu ülkede insanlara "at gözlüğünüzü çıkarın" diyecek en son insanlardır akp'liler.
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslık : merhaba beyler ben manavlar derneği başkanı
1. en büyük patlıcan bende
2. en iyisini hep kendinize saklarsınız zaten
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
barış akarsu'ya bir parçada bas çaldım, aynı motosiklette yolculuk ettim, sahne arkasında viski içtim, aynı yatakta yattım (evde başka yatak yoktu lan) .
http://www.youtube.com/watch?v=sitmgzz5vwy
not : adam yaşarken seni kullanıp üzerinden prim yapacağım alınmak yok demiştim. yüz vermeyenleri bana yönlendir demişti.
edit: düşündükçe hatırlıyorum
gelip öğrenci evinde yatıya kalabilecek mütevazilikte bir adam olduğu için son görüşmemizde hep böyle kal bozma hiç demiştim (ukalalığa gel) bozarım lan sanane demişti. şimdi hiç bozmadı öyle kaldı. yaşasaydı da bozsaydı keşke.
hayat kısa, toprağı bol olsun
insanı iyi hissettiren şeyler
-
güneşle temas edince hapşırmak. bu hem güneşin tepende olduğuna işaret, hem de yaşadığına. çok yaşa!
yurt dışında yaşanan dumur olaylar
-
bütün italya'nın birbiriyle flört etmesi..
ya da ben çok gerikafalı acayip bağnaz filan olduğum için bana öyle geldi..
yaya geçidinden karşıya geçen kadına, otobüs şöförü yol verdi diye, teyze adama öpücük attı..
bildiğin teyze, bildiğin otobüs şöförü ve bildiğin öpücük..
süpermarket kasasında, kasiyer çocukla bi kadın 15 dakika gülüşe oynaşa fingirdeşe konuşurlarken, biz de arkasında 20 kişi ip gibi dizilip sıranın bize gelmesini bekledik.. kimse de sesini çıkarmadı.. ben de misafirim diye sesimi çıkarmadım..
neden kimse sesini çıkartmadı peki?!
çünkü sıra kime geldiyse o da kasiyer çocukla gülüştü.. fingirdeşti..
makarna yemek için girdiğim self-servis bi lokantada, makarna tezgahının arkasındaki çocuğa "hangisini önerirsin?" dedim..
"hiç biri senin kadar güzel değil :)" dedi..
makarnamı aldım, okşanmış gururumla arkamı döndüm masaya gidicem, benden sonra gelen 110 kiloluk, 50 yaşlarında adama da aynısını söyledi..
yani; otobüs şöförü teyzeye, teyze kasiyer çocuğa, kasiyer çocuk adama sonra hepsi uşağa..
böyle bi ortam..
aklım gitti bi haftada..
bütün ülke ihtiraslı bi aşk yaşıyo valla..