hesabın var mı? giriş yap

  • kizlar: elbisem nasıl olmuş?
    -yakışmamış.
    -ay hemen değiştiriyorum.

    erkekler: nasıl oldu lan?
    -yok olmamış.
    -sen ne anlarsın mall:)))

    not: evet bu kadar uzun.

  • dünya' nın benzinli araçlarını yasaklayan ilk ülkesi olmayı planlayan norveç'in, oylama sonucunda 2025' den itibaren dizel ve benzinli araçların satışını yasaklaması.

    tüm "sıfır" model arabaların elektrikli olmasına ek olarak 1 milyar euro da bisiklet otobanlarının yapımına sermaye olucak.

    almanca kaynak

  • nasıl ki soma katliamından sonra akp soma'dan birinci parti çıkmaya devam ettiyse, havai fişek fabrikasının patlamasından sonra da sakaryalılar yine ampule basacaklar. çünkü bu insanlar allahçı, reisçi. belki reisçilik allahçılıktan önce geliyordur, bilemeyeceğim. çünkü reis camiye gel dese hepsi gider, allah gel dediğinde gitmiyorlar diye biliyorum. her şeyin allahtan geldiğine, sınandıklarına inanıyorlar. olacağı varsa olur kafası yaşıyorlar. teknolojik imkan olsa da anüslerinde havai fişeği doğrudan patlatsa müsiad tayfa, dağda 3-5 pkklı kaldı dayanın, denildiğinde yine ses etmeyeceklerdir. bu insanları sıradan bir seçmen olarak değerlendirmek hata, hasta hepsi, sosyolojiden, politikadan ziyade tıbbın araştırma alanına giriyorlar. bunu samimi söylüyorum.

  • yeni acmama rağmen fena çalışmadığım site.
    bir kaç tuyo paylaşayım

    öncelikle ingilizceniz yoksa hiç kasmayın.

    1-mesajlara ne kadar erken cevap verirseniz o kadar iyi. müşteri 4-5 kişiye mesaj atıyor. ilk cevap verenle anlaşma ihtimali çok yüksek.

    2-her zaman anlaştığınız teslimden fazlasını teslim edin.

    mesela 4 gün mü teslim süresi yazdiniz? 2 günde teslim edin. 3 revizyon mu yazdiniz? 6 tane yapın. normalde fazladan 10 dolar fiyat koydugunuz ekstrayi ücretsiz verin. 20 dolarlık paket alan müşteriye 30 dolara sattığınız paket içeriği verin.

    3-musteri ile iletişim en zoru. 2000 km uzaktan, mevzuya aşina olmayan, doğru terminoloji bilmeyen istediğini tarif edemeyen ya da ne istediğini bile bilmeyip "görünce anlarım" modunda olan birisiyle çalışma ihtimali çok yüksek - sabırlı olun, işi öldürmek değil oldurmak için çalışın. bu en zor işlerden çok güzel detaylı ve uzun yorumlar aldım. ingilizce zaten burada mühim. 10+ revizyon verdiğim adam bana anamın babamın yazmayacagi pozitif yorum yazdı.

    4-level 1, level 2 ve top rated seviyeleri çok önemli. bunlari mümkün mertebe hızlı elde etmeye çalışın. level 2 çok zor değil, 4 ayda 2000 dolarlık iş olur zaten ama top rated 20.000 dolar ve zaman alacaktır. fakat araştırmama göre esas para ve makul müşteriler de o seviyede.

    5-gigleri nokta atışı başlıklarla girin.
    yani "logo tasarım" yerine "kahve dükkanları için logo tasarım" girin. aratanlar nokta atışı aradığı şeyi yapan birine yazmaya daha meyilli. generic giglerimi bu şekilde böldüm ve toplamda daha çok mesaj ve iş geldi.
    thumbnail olayını düzgün yapın. canva.com dan güzel, okunur ve görünür bir thumbnail yaratın. örnek çalışmalar (gallery) düzgün işler seçin. kahve logosu işine örnek olarak araba logosu koymayın.

    6-arada bir brief giren ve teklif isteyen müşteri olduğuna dair fiverr bilgilendirme atıyor "bu sana uyar" diyor.
    hemen teklif verin. zaten 30 sn sürüyor yapıştırın gitsin. arama ile size ulaşmayacak alıcı ayağınıza gelmiş. verin teklifi geçin.

    7-promoted gigs olayından pek fayda görmedim

    edit:grafik tasarımcı değilim

    edit 2:

    satıcı olarak her işi kabul etmek zorunluluğunuz var gibi görünse de yok.
    iş kapsamında olmayan isteklerle gelen, çıktının kalitesini etkileyecek girdilerle gelen (ne yapsanız olmayacak, alıcı da begenmeyecek ya iptal isteyecek ya kötü yorum yazacak) alıcıyı müşteri hizmetlerine yazarak derdinizi anlatarak iptal edebiliyorsunuz. statlarınızı etkilemiyor.
    ayrıca alıcıya uyuz oldunuz, ortak iptal ettiniz - bu alıcıyı bloke edebiliyorsunuz. sadece size iş vermiş alıcıları bloke edebiliyorsunuz.

  • koç yumurtasının bolca tüketildiği yurdumun bi köşesinde, mem-et isimli süper yaratıcı mahalle kasabında bayan bir müşteri ile birlikte sıra bekleniyordur. kanı kaynayan ve muhtemelen kasabın daimi müşterilerinden biri olan açıksözlü vatandaşın içeri girmesiyle 'usta daşşşşak var mı?' diye sorması bir olur. birden ortam sessizleşir, bir tek western filmlerindeki gibi ortadan yuvarlanarak geçen diken yumağı eksik kalmıştır.açıksözlü vatandaş kısa sürede kasapta beklemekte olan bayanı farkeder ve durumu toparlamaya çalışır: 'pardon usta taşak var mı?' (bkz: and the oscar goes to)

  • ölmüş bebeğinin üzerinden prim kasmaya çalışan tiktoker'ın zırvasıdır. ağır konuşmak istemiyorum ortada ölen bir bebek var, konuşsam oldukça can yakabilirim... hesaba yüklenen bir videoda kompresörü çalıştırmayı unutmuşlar...

    çocuğun ceset torbası içerisindeki fotoğrafını bile paylaşmış... allah akıl fikir versin. umuyorum (maalesef) üzüntüden yaşadığı psikolojik çöküntü kaynaklıdır bu ve destek ile çözülür. aksi durumda prim kasmak için bunu yapıyorsa diğer çocuğunu da almak lazım elinden...

    edit: ceset torbalı fotoğraflar silinmiş. (kaydetmedim, bu nedenle sormayınız.)

  • özerlik ilan ettiğiniz yerlere okul, hastane, postane, banka da inşa edin o zaman. kendinize doktor, öğretmen, ebe, postacı, mühendis de yetiştirin ve size baksın. devlet, görevlilerinin hepsini çeksin. ayrıca elektrik üretimi gerçekleştirin de buradan parasız elektrik almayın. onun bunun köpeği olup de özerklik ilan eden terörist satılmış köleler.

  • tomris tamer (henüz tomris uyar değilken yani) ülkü tamer'le evliyken aşık oluyor cemal süreya'ya. ikisi de evli aslında. sonra ikisi de ayrılıyor eşlerinden ve birlikte oluyorlar. yaklaşık üç yıl sürüyor bu aşk. o dönemin edebiyat çevrelerine göre de, aşk ki ne aşk hani.
    tomris uyar çok sağlam bir kadın. sizin aklınıza kadın gibi kadın dendiğinde kim gelir bilmem ama benim aklıma gelen üç isimden biridir kendisi. özgür, zeki, cesur, sosyal, komik, dilinin kemiği olmayan, okuyan, yazan, eleştiren bir kadın. hakkında en sevmediğim tanım ikinci yeni'nin gelinidir. (zaten türkçe'deki en çirkin kelimelerden biri de "gelin" bence. ne saçma sapan bir kelime)
    aşık olunacak kadınmış ki, ülkemizin sayılı edebiyatçı ve yazarları (ülkü tamer, cemal süreya, turgut uyar, edip cansever) kendisine aşık olmuş. ve muhakkak hepinizin hayatına dokunmuş en az bir tane şiirin/şarkının öznesi olmuş.

    cemal bey pek seviyor tomris hanımı. her akşam koşa koşa eve geliyor. tomris uyar o günleri şöyle anlatıyor;
    "evine bağlı, evinde olmayı seven bir adam -akşamları eve biraz geç gel yahu, bir erkek hiç dolaşmaz mı- dedim. ertesi gün altıyı çeyrek geçe geldi, sonraki gün altı buçuk. normalde altıda gelirdi. bir gün toz aldım, bezi silkelemek için pencereden eğildim ki kapının önünde oturmuş saatin dolmasını bekliyor" (şu tatlışlığa bakar mısınız?)
    tabi bu hikayeden tomris hanımın biraz otoriter olduğu anlamını da çıkarabiliriz. haliyle biraz fırtınalı bir ilişki yaşanıyor. bir ayrılıklarından sonra cemal süreya şu satırları yazıyor "daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin!" (bana biri bunu yazsa, allahhhh allahhh nidalarıyla zafer turuna çıkardım.)

    ama gelin görün ki bu ilişkiyi bitiren de cemal süreya oluyor. bu konuyla ilgili tomris uyar şöyle diyor:
    "beni bıraktı ama rahat edemedi. ona göre bana sahip olunamazdı. senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim, benim ağzımdan kimse duymayacak, dedi ve doğrusu hiç yazmadı."

    şimdi gelelim asıl konuya. cemal süreya'nın söylediği gibi, tomris uyar için bir daha hiç yazmaması aşk acısını atlattığından mı, yoksa ölene kadar atlatamadığından mı?*