hesabın var mı? giriş yap

  • 1977'liyim. 90'larda ben çocukken, kemal sunal'a gülenlere entelektüel düzeyleri yüksek insanlar hor bakardı. eşekoğlu eşşek demesine gülen cahiller falan denirdi. biraz sosyoekonomik düzeyi yüksek insanlar izlese bile gizlerdi bunu.
    tespit yüzde yüz haklı. o dönemleri yaşayan bilir. tam olarak şu an recep ivedik karakterine gülenlere yapılan muamelenin tümü ile aynısı yapılırdı.

    mesela 90'lar popu için, nerede eski cem karacalar nil buraklar nilüferler, nerde bu ibişler, bunlar hep sabun köpüğü denir, nefret kusulurdu. şimdi youtube yorumlarına girip bakıyorum 90'lar popunun ''hey be ne günlerdi, bir de şimdiki rezillere bak'' falan yazılmış hep.

    ya da tarkan o meşhur kareli pantolonuyla kıl oldum abi klibini yaptığında şu anda aleyna tilki için ne duyuyorsam su damlası gibi birebir aynı şeyleri duyardım.

    bu devran hep böyle , yıllandıkça kıymete biniyor sanırım bazı şeyler.

    doğu toplumları daha gerofilik(yaşlı sevici) ve nostaljik oluyorlar kültürel olarak. yeni olandan bir tiksinme, hep geriye doğru bakış var bu topraklarda. bu toplumlarda başarıdan ziyade kıdem, yıl, nicelik önemlidir ve saygı duyulur. mesela bir mekanik ustası işini iyi yaptığı ile değil, uzun yıllardır bu işi yapıyor olması ile daha çok övülür.

    facebook'un sahibi zuckerberg'in bir röportajını izlemiştim. facebook arayüzünde yaptıkları her değişiklik ortadoğu ve asya'da hemen kullanıcı kaybına yol açarken, batı medeniyetinde her yenilik, yeni müşteri getiriyormuş.

    statükocu toplumuz. hep geçmişe özlemle yaşıyoruz. değişiklikler ve yeni olan her şey hemen bir öfke getiriyor yanında.

    uzun zamandır ekşide okuduğum en doğru tespit.

  • -üreticinin bile ilk maddeye koyduğu kol ağrısı için entry girmek.
    -neredeyse herkeste gözlemlenen kırgınlık, ağrı, ateş için entry girmek.
    -öncelik grubunda olmanın bir manası varmış gibi entry girmek.

    aynı şeyler yüzlerce kez yazıldığı halde aynı şeyi tekrar, tekrar, tekrar yazmak. bıkmamak, yine yazmak.

  • türkiye’nin koronavirüs rakamlarını dünya sağlık örgütü normlarına uygun bir biçimde açıklamadığı için verilen notadır. çocukça faşizmini zamanla sistematikleştiren akp’nin bütün hilesinin gün yüzüne her gün çıktığını zaten çomar olmayan biri görür, ama buna destek veren almanya’ya da şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

    halkın sağlığıyla oynayanların ve halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlayanların allah belasını versin.

    (bkz: bütün dünya almanın daşşaaanı yisin)

    kaynak

  • yoksul bir ailenin çok sayıda çocuk sahibi olmayı seçmesinin ve yoksul ülkelerin yüksek doğum oranlarına sahip olmasının kültürel değerlerden sosyal adalet konularına kadar birçok nedeni var. bunlardan bazılarına bakalım:

    1) yüksek çocuk ölüm oranları:
    çocuklarınızın hayatının sürekli tehdit altında olduğu bir yerde yaşadığınızı hayal edin. yeterli gıda yok, temiz suya erişim sınırlı, yetersiz barınma, yetersiz sağlık hizmeti ve asgari devlet desteği yok. tüm bu faktörler çocuk ölümü oranını artırır ve yoksulluk çeken ebeveynler bunu çok iyi bilirler. dünya sağlık örgütü'ne göre, çoğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere her yıl beş yaş altı 5,4 milyon çocuk ölüyor. bu gerçekle karşı karşıya kalan ebeveynler, bazı çocuklarının hayatta kalamayacağına dair yürek burkan gerçeği anlayarak daha fazla çocuğa sahip olur. 1

    2) aile planlaması hakkında yanlış bilinenler:
    birçok toplulukta, doğum kontrolüne karşı şöylemler hala mevcuttur. doğum kontrolüne karşı çıkan inançlar, halk sağlığı eğitimindeki aksaklıklar, kültürel önyargılar, hatta hükümetlerin aile büyüklüğünü kontrol etme güdülerine ilişkin şüphecilik de dahil olmak üzere çeşitli sebepler aile planlaması yöntemlerinin kullanılmasıyla ilgili korku ve kafa karışıklığına sebep olur.2

    3) sağlık hizmetlerine kısıtlı erişim:
    insanları aile planlaması yapmaktan alıkoyan her zaman yanlış kanılar, inançlar değildir. sağlık hizmetlerine erişimin olmaması da doğum kontrolünün uygulanmamasına sebep olabilmektedir.3 özellikle sağlık hizmetine erişimin daha zor olduğu kırsal bölgelerde doğum kontrolünün uygulanması pek mümkün olmaz.

    4) ataerkil değerler:
    birçok ülkede ataerkil değerler ve baskılar hala yaygındır. bu koşullarda erkekler, doğum kontrol yöntemi kullanıp kullanmama da dahil olmak üzere çoğu konuda eşleri ve aileleri adına kararlar verirler. bunun sonucunda kadınlar, kaç çocuk sahibi olacakları konusunda herhangi bir söz sahibi olamazlar.4

    5) erken evliliğe zorlanmak:
    zorla evlilik, taraflardan en az birinin 18 yaşın altında olduğu ve evlilik için rıza göstermediği evliliklerdir.5 bir çok nedenle gerçekleşebilir ve kızlar bu durumda açıkça daha savunmasız kalır/bırakılırlar. bir kız genç yaşta evlendiğinde çocuk sahibi olacağı süre çok daha erken başlar ve diğer komplikasyonların yanı sıra yüksek ihtimalle daha fazla çocuk sahibi olur.

    6) eğitimsizlik:
    genç yaşta evlendirilen kızların eğitim hayatını tamamlama ve çocukları için eğitim konusunda rol model olma olasılıkları çok daha düşüktür. ayrıca daha fazla çocuk sahibi olma ihtimalleri de yüksektir. bu da, çocuklar için eğitim maliyetini karşılamayı zorlaştırır. 6öte yanda eğitim hayatı daha uzun süren kadınlar daha az çocuk sahibi olma eğilimindedir. genellikle daha geç evlenirler ve kendi çocuklarının eğitiminin gerektireceği finansal yatırıma sahip olma ve eğitimlerine öncelik verme olasılıkları daha yüksektir.

    7) dini inançlar:
    birçok inançta çocuklar büyük bir nimet olarak görülür. dini metinler ve kutsal yazılar bu fikri güçlendirebilir ve çoğu zaman insanların yaşamlarında güçlü bir yol gösterici etki olarak hareket eder.7 "çocuk kısmetiyle gelir" gibi inançlar ve çocukların kendilerine verilmiş bir hediye olduğu düşüncesi kalabalık aile fikrinin benimsenmesine sebep olur.

    8) sosyal itibar:
    çocukların nimet olarak görüldüğü bir kültürde veya toplumda, aile ne kadar büyükse, o kadar kutsanmış olursunuz. (bizdeki aşiretler buna örnek olanilir) küresel güney'in (global south) birçok yerinde, çocuksuz çiftler damgalanır ve hor görülür. büyük aileler güçlü olarak görülür ve bir kadın çocuk doğuramıyorsa, kocasının onu terk etmesi ya da başka biriyle aile kurması alışılmadık bir durum değildir.8

    9) aile mirası:
    birçokları için soyu, tarihi ve bir soyadını devam arzusu doğal, insani bir içgüdü gibi gelebilir. ebeveynlerin aile miraslarını sürdürmek için kendi genetiklerini aktarma konusunda meyilli olmaları alışılmadık bir durum değildir.

    10) sınırlı finansman:
    yoksulluk içindeki aileler, özellikle geçimlerini tarımla sağlayanlar, ailenin geçimini sağlamanın bir yolu olarak daha fazla çocuk sahibi olmayı benimserler. çocuklara genellikle çok küçük yaşlardan itibaren bahçıvanlık, tarlada çalışma ve hayvan bakımı gibi görevler verilir. daha vahimi çocuklar yasadışı şekilde, çocuk işçi olarak işgücüne katılmak zorunda bırakılabilir ve aileye gelir sağlar. bu da çok çocuk sahibi olma motivasyonu sağlar.

    11) yaşlılığa yatırım:
    fakir toplumlarda çocuklar büyüdükçe sadece aile soyunu sürdürmekle kalmaz ayrıca ebeveynlerin ve kardeşlerinin geçimini ve güvenliğini sağlama gibi sorumluluk da taşırlar. bu, devletin güçlü olmadığı ülkelerde özellikle önemlidir. ebeveynler daha fazla çocuğa sahip olarak bir gün çocuklarından birinin yoksulluktan kurtaracak kadar başarılı olabilme ihtimalini ya da kendilerine bakacak bir çocuk sahibi olma ihtimalini artırmak isteyebilirler.9

    kaynak: world vision canada

    yazıya biraz daha ekleme yapmak istedim. cia world factbook verilerine göre doğum oranı en yüksek olan 10 ülkenin kişi başına düşen milli geliri ve sıralamaları aşağıdaki gibidir:

    doğum oranına göre yüksekten düşüğe sıralanmıştır.

    1) nijer: doğum oranı 1.000 kişide 47.28, kişi başı milli gelirde 1.200 dolar ile 229 ülke arasında 225. sırada.
    2) angola: doğum oranı 1.000 kişide 42.22, kişi başı milli gelirde 6.200 dolar ile 229 ülke arasında 161. sırada.
    3) mali: doğum oranı 1.000 kişide 41.60, kişi başı milli gelirde 2.200 dolar ile 229 ülke arasında 210. sırada.
    4) uganda: doğum oranı 1.000 kişide 41.60, kişi başı milli gelirde 2.200 dolar ile 229 ülke arasında 211. sırada.
    5) benin: doğum oranı 1.000 kişide 41.55, kişi başı milli gelirde 3.300 dolar ile 229 ülke arasında 192. sırada.
    6) chad: doğum oranı 1.000 kişide 41.05, kişi başı milli gelirde 1.500 dolar ile 229 ülke arasında 220. sırada.
    7) kongo demokratik cumhuriyeti: doğum oranı 1.000 kişide 40.53, kişi başı milli gelirde 1.100 dolar ile 229 ülke arasında 226. sırada.
    8) güney sudan: doğum oranı 1.000 kişide 38.26, kişi başı milli gelirde 1.600 dolar ile 229 ülke arasında 219. sırada.
    9) somali: doğum oranı 1.000 kişide 38.25, kişi başı milli gelirde 800 dolar ile 229 ülke arasında 228. sırada.
    10) mozambik: doğum oranı 1.000 kişide 38.03, kişi başı milli gelirde 1.200 dolar ile 229 ülke arasında 224. sırada.

    123) türkiye: doğum oranı 1.000 kişide 14.54, kişi başı milli gelirde 28.400 dolar ile 229 ülke arasında 68. sırada.

    not: veriler cia world fact book'daki verilerdir. bazıları güncel olmayabilir. kaynak sayfada verilerin tarihi belirtilmiştir.

  • sokak aralarında usb bellek takasına sebep olacak beyandır. siz kiminle dans ettiğinizi sanıyorsunuz bebeğim :)