hesabın var mı? giriş yap

  • ev yemeği, sulu yemek denen neredeyse her yemeğe domates salçası koyan bir millet olmamıza rağmen neden bu kadar az kullanıldığına akıl sır ermeyen lezzet bombası yiyecek.

    o kadar lezzetli ve kullanışlı bir yiyecek ki her türlü yiyeceğe eklenebiliyor ve o yiyeceğin tadını katlayabiliyor. mesela mantarlı füme etli omlet mi yapıyorsunuz kuru domates ekleyin, patatesli omlet mi yapıyorsunuz kuru domates ekleyin, evde ekmek mi yapıyorsunuz kuru domates ekleyin, tulum peyniri/ceviz ikilisi daha ne kadar mükemmel olabilir mi diyorsunuz kuru domates ekleyin. daha çook uzatabilirim bu listeyi fakat garipleşmeden bitirmek istiyorum. nasıl sarımsak girdiği her şeye inanılmaz bir lezzet katıyorsa kuru domates de aynen öyle davranıyor ve girdiği yiyeceğe lezzet katıyor. kuru domates glutamat içeriğinden dolayı diğer glutamat içerikli gıdalarla çok iyi anlaşıyor; içinde mantar, kurutulmuş/isli/füme et, peynir, patates, fasulye, ceviz olan yiyeceklerle çok güzel bir sinerji yakalıyor.

    kurutulmuş domates sevmiyorsanız muhtemelen bunun endüstriyel olarak kurutulmuşunu yemişsinizdir. pek çok kurutulmuş meyve veya sebze gibi bunun da güzeli evde kurutulandır. endüstriyel olarak kurutulmuşu veya malatya pazarı, antep marketi gibi yöresel yerlerden alınanları nedendir bilmem -kururken çürümenin önüne geçmek için kimyasal kullanıyorlar sanırım- bir garip tada sahip oluyor. kurutulmuş domatesi tatlılar hariç her yere yakıştıran ben bile evde yapılanı haricini yiyemem. mesela tanıştığımızda kuru domatese asla katlanamayan sevgilim şuan ne yemek hazırlarsam hazırlayayım ''yanına bir tabak da kuru domates çıkarabilir miyiz?'' diyor, aramızda kalsın içli köftenin yanına bile kuru domates istedi bu kuru domates sonradan görmesi. tabi salçalı, cevizli ve kıymalı içe çok yakıştı o ayrı, sanırım sonraki içli köftede harca minik minik kıyılmış kuru domates ekleyeceğim. bu mükemmel lezzeti kendi evinizde yapmak istiyorsanız gerekenler çok basit fakat ben kurutmakla ilgilenmiyorum diyorsanız aşağıdaki neler yapılabilir kısmına geçebilirsiniz.

    --- kurutmak için neler gerekiyor? nasıl kuruturum? ---

    1) armut domates, çanakkale domatesi, salçalık domates gibi isimlerle bilinen ince, uzun formlu ve az sulu domates. kullandığınız domatese ve kurutma tarzınıza göre değişebilir fakat benim bu sene yaptığım 100 kilo yaş domatesten 5 kilo kuru domates çıktı ona göre hesaplayın. internette 8 ila 14 kilo yaş domatesten 1 kilo kuru domates çıkıyor demiş fakat o orana hiç yaklaşamadım.

    2) domatesleri serebileceğiniz, günün büyük kısmında güneş alan ve mümkünse esintili bir balkon, teras veya çatı. balkonsuz apartmanda yaşayanlar veya domates kurutmaya elverişli havaya sahip olmayan yerlerde yaşayanlar fırın veya meyve/sebze kurutma cihazı kullanabilirler fakat ingizlerin de dediği gibi sunkissed tomatoes bir başka oluyor.

    bu alana tepsi, ahşap, kiremit vb pek çok düz yüzey koyup üstüne domatesleri serebilirsiniz. yaşadığınız yer kuru ve sıcak bir havaya sahipse sıkıntısız şekilde kurur fakat nemli veya akşamları nem inen bir yerde yaşıyorsanız bu zor olacaktır. ben piyasada kümes teli, tavuk teli gibi isimlerle bilinen tel örgü ve 8 ahşap çıta ile bel yüksekliğinde bir kurutma düzeneği yaptım (boydan boya tel gerilmiş bir sehpa gibi düşünebilirsiniz). bu tel sayesinde domatesin altında da hava akışı olduğu için çok daha rahat şekilde kuruyor.

    sermek ve 3-5 gün ara sıra domateslerle ilgilenmek zor geliyorsa fırın veya kurutma makinesi aynı işi 4-6 saat içinde yapacaktır. fırını 90 derece civarında ayarlayıp içinde nem birikmesin diye de kapağına bir tahta kaşık sıkıştırıp hafif aralık bırakırsanız domatesler rahat rahat kurur.

    domatesimizi ve kurutma alanımızı ayarladıysak geri kalan işlemler çok basit. domatesleri yıkadıktan sonra sap kısımlarını kesip büyüklüklerine göre ikiye veya dörde bölüp kurutma alanına kabukları altta kalacak şekilde sırt üstü diziyoruz ve hepsi dizildikten sonra mümkünse deniz yoksa kaya tuzu ile hafifçe tuzluyoruz. bundan sonrası tamamen sizin kuru domatesi nasıl sevdiğinize ve bulunduğunuz yere bağlı olan bir süreç. kuru ve güneşli havalarda 3 gün içinde tam olarak kururlar. yarı-kurutulmuş istiyorsanız veya ''ben her yiyeceğim zaman bunu suyla ıslatmaya üşenirim, yağ kavanozundan çıkarıp yemek istiyorum'' diyorsanız daha erken (tam kurumadan, çiğnenebilir haldeyken) almanız gerekiyor. nemli veya esintili olmayan yerlerde kuruması 5-6 günü bulabiliyor. burada önemli olan nokta eğer bulunduğunuz yer nemli bir yer ise akşamları güneş batmaya yakın domateslerin üstünü bir örtüyle örtmek ve sabah mümkün olduğu kadar erken o örtüyü almak.

    ben iyice kurutmaktansa bir gün kadar öncesinde daha çiğnenebilir haldeyken toplayıp zeytinyağı dolu kavanozlarda tutmayı tercih ediyorum fakat iyice kurutup sonrasında buz dolabında tutarak uzun süreler saklayabilirsiniz. zeytinyağlı kavanozların tüketme sırası geldikçe içine biraz kekik, biberiye, sarımsak vs atıp bir kaç gün bekleterek hem domateslerin hem de yağın tadına tat katabilirsiniz. domatesler bittikten sonra kalan yağ ise salatalar için harika oluyor.

    --- peki kuruttuk veya sizi çok seven biri emek emek kuruttuğu domatesi size verdi bununla neler yapabilirsiniz? ---

    - öncelikle her türlü kahvaltı sofrasına kurutulmuş domatesi kendi kendine çıkartabilirsiniz.

    - kurutulmuş domates, kurutulmuş arnavut biberi ve karamelize soğana azıcık sarımsaklı yoğurt ile harika bir meze yapabilirsiniz. yağdan çıkan domatesler için ekstra bir işleme gerek yok, iyice kurutulmuş domatesi ise sıcak suda biraz yumuşatmanız gerekiyor. kurutulmuş biberi yumuşayana kadar azıcık haşlıyoruz. bunları yaparken de bir yandan soğanı karamelize ediyoruz. soğanlar karamelize olunca kuru domates ve biberi ekleyip çok az kavurduktan sonra oda sıcaklığına kadar soğumasını bekleyip opsiyonel olarak çok az (malzemelerin üstünü ince bir krema gibi kaplayacak kadar) sarımsaklı yoğurtla karıştırıp servis ediyoruz. karamelize soğana aşık biri olarak diyebilirim ki bunun sarımsak, kuru domates ve arnavut biberi gibi diğer harika lezzetler ile kavuşması anlatılmaz yaşanır cinsten bir mezeye dönüşüyor. bu mezenin illa bir ismi vardır fakat ben bilmiyorum, aydınlı bir arkadaştan öğrenmiştim. hem kahvaltıda hem akşam yemeklerinde tüketilebiliyor.

    - kuru fasulye yaparken bir defa da kurutulmuş biber ve kurutulmuş domates ekleyin şahane oluyor.

    - sucuklu kurutulmuş domatesli / patatesli, biberli ve kurutulmuş domatesli / mantarlı füme etli ve kurutulmuş domatesli / peynirli ve kurutulmuş domatesli gibi daha bir sürü sayabileceğim omlet ve çırpılmış yumurta çeşitlerini deneyebilirsiniz.

    - evde pizza yaparken siz de benim gibi italyan usulü ince hamur üzerine minimal fakat kaliteli malzemeli pizzalar seviyorsanız bir sonraki margherita pizzanızın üstüne ince uzun doğranmış veya bütün kurutulmuş domates ekleyin. teşekkürleri daha sonra mesaj yoluyla kabul ediyorum *

    - top mozzarella peynir, kurutulmuş domates, zeytinyağı, taze fesleğen gibi bir günah grubu var. bunu istediğiniz, keyfinize göre bir ekmeğin üzerine veya arasına koyup yiyorsunuz sonra alınan karbonhidratlar için bana sövüyorsunuz, lütfen sövmeyin. mozzarella yerine güzel bir beyaz peynir veya keyfinize göre bir peynir de olabilir.

    - siyah zeytin ezmesi, kuru kekik, kuru nane, minik kıyılmış kuru domates ve zeytinyağı karışımını kahvaltıda dilediğiniz ekmekle afiyetle yiyebilirsiniz.

    - hani kebapçılarda gelen tulum peyniri ve ceviz ikilisi vardır ya hah işte onlarına arasında ince kıyılmış kurutulmuş domates ekleyip tekrar deneyebilirsiniz.

    - et lokantalarının neredeyse hepsinde olan çekirdek içli, nar taneli, nar ekşili bir roka salatası var ya hah o tarz yeşillikli salatalarda şahane oluyor.

    - bulgurdan, makarnadan falan yapılan sebzeli soğuk salata tabaklarına da yine çok yakışıyor.

    - evde ekmek yapıyorsanız siyah zeytin ezmeli, cevizli ve kuru domatesli bir ekmek yapmayı denemenizi de şiddetle tavsiye ederim.

    gördüğünüz gibi kurutulmuş domatesin kullanım alanı sadece damak tadınıza ve hayal gücünüze bağlı. içinde peynir, ceviz ve et olan hemen her şeye uyum sağlayabiliyor. kurutulmuş domates gibi tatlı/ekşi lezzetlerden hoşlanıyorsanız bir de kurutulmuş mürdüm eriği deneyin.

    afiyet olsun!

  • önemli edit: bazı yazarlar başlıktaki dolandırıcı nitelemesinden ötürü dava edilmem gerektiğini söylemiş. kolaya su katmak, kimyasallarla et tadı bile olmayan içerikler üretmek, 30-40 dakikada kuryeyle teslimat vaat edip 2 saatte getirmek, eksik ürün gönderip bu konuda vatandaşlara yardımcı olmamak, gramajı değiştirip gerekli bilgilendirmeyi yapmamak, yanıltıcı görsellerle alakasız ürünler satmak dolandırıcılıktır. dava korkusuyla insanları susturmaya çalıştığınız yetti, artık canımıza tak etti! susmayacağız, en önemli konu da olsa en saçma konu da olsa eleştirmekten çekinmeyeceğiz. avukat ordusuna güvenen şirketlerin insanlara zulmüne ses çıkartamazsak her hukuksuzluğu kabullenen bir sürüye dönüşürüz.

    kalitesiz ve küçük ürünler:
    yurtdışında fast food tüketen her insanın da belirttiği üzere ülkemizdeki fast food ürünleri tatsız, kalitesiz, kuru ve daha küçük porsiyona sahip. sağlık sorunu ve yeme bozukluğu olmayan vatandaşlarımızın dahi dert yakındığı konu satın aldıkları tek menü ile doymuyorlar.

    popeyes pop burgere ait bir görsel görsel
    burger king whoppera ait bir görsel görsel

    fiyat:
    karşılaştırma yapmak adına büyük şirketlerin en bilinen ve tercih edilen menülerini tercih edersek;
    -bigmac türkiyede 160tl (5.24$)
    -amerikada eyaletler arasında farklar mevcut 4.50$ - 7$

    -whopper türkiyede 175tl (5.72$)
    -amerikada 4.20$ - 6.50$

    -kfc tavuk burger türkiyede 120tl (3.93$)
    -amerikada 1.75$

    görüldüğü gibi fiyatlar dolar bazında bile türkiye ile aynı ya da daha pahalı. ama ekonomi kötü, ama kur yüksek gibi söylemler boşa çıkıyor.

    maaliyet farkı:
    karşılaştırma yapılabilecek sektörün önde gelen şirketlerinde giriş seviyesinde çalışan ücretleri amerikada eyaletler arasında farklar olsa da 2000$ ile 2500$ arasında değişiyor.

    türkiyede ise asgari ücretin biraz üstünde maaş ödendiği tahmin edilirse çalışan maliyeti vergi ve sigorta ile beraber 25.000 türk lirası civarında. bu da yaklaşık 820$ ediyor. arada neredeyse 3 kat fark mevcut.

    et fiyatları ülkemizde daha pahalı olsa da diğer içeriklerin hepsi karşılaştırma yapılan bölgelerden daha ucuz.

    kira fiyatları karşılaştırması yapmak pek mümkün değil çünkü bölgeye ve şube büyüklüğüne göre çok değişken. öte yandan kur farkından ötürü burada büyük bir farklılık olduğunu sanmıyorum.

    hizmet:
    herhangi bir yemek satış sitesine girip yorumlara baktığımızda insanların sadece şikayet ettiğini görüyoruz. eksik ürünler, soğuk ve kötü hazırlanmış yiyecekler. kimi yanık kimi pişmemiş etler. 3 saati bulan teslimat süreleri... liste uzar gider. peki şirketler çözüm sağlama konusunda ne yapıyor? hiçbir şey yapmıyorlar. tüketim yapanlar mağdur olduklarıyla kalıyorlar. şubelerde yaşanan olaylar hakkında da pek çok şikayet mevcut. eksiksiz bütün şirketlerin şikayetvar üzerinde yüzlerce çözülmemiş şikayeti bulunuyor. oldukça kötü bir hizmet anlayışı mevcut ve bu artık şirketler adına normal, göz ardı edilebilir duruma gelmiş.

    mcdonaldsdan yapılan bir siparişin teslim edildiği durum görsel

    sonuç: tüm giderleri tl olan, kur avantajına sahip olmasına rağmen fiyatları amerikadaki eşdeğerlerinden daha yüksek olan bu şirketler daha kalitesiz, daha küçük içerikleri daha kötü bir hizmet ile müşterilerine sunuyor. bunları yaparken de çalışanlarını yoğun iş koşulları sebebiyle mağdur ediyor. müşterilerin geri dönüşlerine asla cevap verilmiyor ve hatalı eylemleri sonucu herhangi bir yaptırıma uğramıyor.

    dipnot: fast food ürünleri sağlığa zararlıdır ve az tüketilmesi gerekir. başlığın amacı kötü ve fahiş fiyatlı hizmet veren ünlü fast food şirketlerini eleştirmektir.

    kullanılan kaynaklar:
    amerikadaki menü fiyatları
    fikir oluşturması adına malzeme fiyatları
    tahmini çalışan ücretleri

    edit: amerikada ikamet eden bazı yazarların uyarısı üzerine kaynakta menü fiyatları yerine tekli burger fiyatları yazıldığı bilgisi geldi. bu bilgi üzerine gerekli düzenlemeler yapıldı.

  • bu ülkenin bir şehrinde işgal girişimi yaşandı. baya gözümüzün önünde oldu. ama unuttuk, unutturulmaya çalışıyor.

    işte bu adamlar bu işgal girişimine karşı mücadele etti. hepsinden allah razı olsun.

    erzurum kongresinde alınan "milli sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz" kararı hala geçerlidir. yine böyle bir girişim olursa askerimiz karşısında olacaktır.

  • gelen: konuştuklarımızı sözlüğe yazmaya utanmıyor musun,sözlüğe malzeme olarak mı görüyorsun bizi?
    giden: dur ya bunları da yazayım.

  • nöbetçi subayı gece devriyeye çıkıp nöbet yerlerinde ki askerleri kontrol ediyor. cephanelik önü nöbetçisi ağaca dayanmış sigara tellendiriyor.

    komutan : leyn... sen sigara mı içiyorsun ?
    nöb. er : içime çekmiyom ki komtanım.

  • gel de medeniyetsizlere telefon numarasının kişisel verilerden biri olduğunu anlat. konu whatsapp değil anlat. telefonla taciz edebileceğini anlat. vasıfsız bir memur aracılığıyla telefondan adrese kadar elde edilebileceği, tacizin fiili duruma dönüşebileceğini anlat.

    bir insan görünmek, ulaşılmak, bilinmek istemiyorsa; istemiyordur. nokta. bitti.

    esprilerinizi ailenizdeki kadınlarla paylaşıp kahkaha atabilir, onların numaralarını umumi tuvaletlere yazabilirsiniz. diğer insanlara karışmayın yeter.

  • ülkemizde, hakkındaki bilgi sözlük tanımından öteye gitmediği için bu kadar çok tartışmaya sebebiyet veren olay.

    sözlük tanımı: "futbolda, top bir kale yönünde hareket halindeyken, o kaleye akın yapan takımın oyuncularından birinin önünde, karşı takımdan (kaleci dışında) herhangi bir oyuncu bulunmaması durumu" olsa da kendi içerisinde kurallara ayrılmakla beraber bu kurallar da değişebilmektedir. hatta geçtiğimiz aylarda ofsayt kuralının "tüm vücut" rakip takım oyuncusunu geçmediği sürece ofsayt olmayacağı şeklinde güncelleneceği gibi iddialar ortaya atılsa da (örnek: https://x.com/…xtra/status/1675096115975159808?s=20) henüz böyle bir gelişme olmadı.

    güncel kuralları ile inceleyelim.

    öncelikle, futbolcunun gol atabilecek herhangi bir uzvunun ofsayt çizgisi dışarısında kalması, ofsayta sebebiyet verir. yani kol ve eller ofsayt durumunu oluşturmaz. burada güncel bir olayla ayrı bir parantez açmak icap eder: geçtiğimiz günlerde oynanan bayern münih ve galatasaray maçında icardi'nin ofsayt olan pozisyonu sarı kırmızılılar tarafından çokça eleştirilse de yarı otomatik ofsayt sisteminin çektiği görüntülerde kural olarak topa temas edebileceği kafa ve göğüs bölgesinin de rakip oyuncudan ilerde olduğu gözüküyor. görsel ayrıca bayern münihli oyuncunun da kol ve eli ile topa müdahale edemeyeceği için icardi'nin önünde gözükse de topa müdahale edebileceği uzuvları icardi'nin gerisinde. görsel bu yüzden ofsayt kararı doğrudur.

    ofsayt pozisyonundaki bir oyuncu, topun takım arkadaşına dokunduğu veya takım arkadaşının topla oynadığı anda yalnızca oyunda aktif bir rol oynuyorsa cezalandırılır. bu durumlar: takım arkadaşı tarafından pas verilen veya dokunulan bir topu oynayarak veya dokunarak oyunu etkileme, rakip oyuncuya müdahale ederek oyunu etkileme, rakip oyuncunun görüş hattını açıkça engelleyerek rakibin topa müdahale etmesini engelleme, rakip oyuncunun topu oynamasını açıkça etkileyen belirgin bir eylemde bulunma, rakibe müdahale ederek avantaj sağlama, kale direği, maç hakemi veya bir rakip oyuncudan sekip gelmiş veya üzerine çarpmış olması durumunda, ofsayt durumunda sayılır. topu alan oyuncunun pası, topun kontrolünü ele geçirme veya gol çabası başarısız olursa, bu, oyuncunun topu kasıtlı olarak oynadığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. yani gol girişimine girmese veya golü kaçırsa da ofsaytta sayılır, buna göre oyun devam eder.

    ayrıca ofsayt pozisyonunda olan veya duran bir oyuncu bir rakibin yolunda duruyorsa ve rakibin topa doğru hareketini engelliyorsa, bu durum rakibin topa müdahale veya mücadele yeteneğini etkilerse yine ofsayt cezalandırmaları çerçevesinde cezalandırılır.

    faul durumlarında ise ofsayt önce gerçekleşmişse ofsayt cezası uygulanır. yani, ofsayt durumundaki oyuncu faul yapar veya faule maruz kalırsa düdük çalınacak durum fauller değil ofsayttır. avantaja bırakma durumu, ofsayt pozisyonlarında geçerli değildir.

    ofsayt çizgisi dediğimiz şey de, top ayaktan çıkarken çekilir. türkiye'de bu çizgi zaman zaman top ayaktayken çekilir, güncel kurallara yanlıştır.

    ofsayt cezalandırmaları ise şu şekilde gerçekleşir:

    ofsayt varsa, hakem ofsaytın meydana geldiği yerde dolaylı serbest vuruş verir, buna oyuncunun kendi saha yarısında olması da dahildir. bir savunma oyuncusu, hakemin izni olmadan saha dışına çıkarsa, bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibinin topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar, ofsayt için kale çizgisi veya taç çizgisi üzerinde kabul edilir. oyuncu saha dışına kasıtlı olarak çıkarsa, top bir daha oyun dışındayken oyuncuya sarı kart gösterilir.

    bir hücum oyuncusu, aktif oyunda yer almak istemiyorsa saha dışına çıkabilir veya orada kalabilir. eğer oyuncu kale çizgisinden tekrar oyuna girer ve bir sonraki oyun durmasına veya savunma ekibi topu sahanın ortasına doğru oynayıp kendi ceza alanının dışına çıkana kadar oyuna dahil olursa, oyuncu ofsayt için kale çizgisinde pozisyon alıyor kabul edilir. saha dışına kasıtlı olarak çıkan ve hakemin izni olmadan geri dönen ve ofsayt nedeniyle cezalandırılmayan bir hücum oyuncusu avantaj sağlarsa, oyuncuya sarı kart gösterilir.

    eğer bir hücum oyuncusu, topun gol çizgisini geçtiği sırada kale direkleri arasında ve gol içinde duruyorsa, bir ofsayt suçu işlemezse, gol verilmelidir; aksi takdirde oyun dolaylı veya direkt serbest vuruşla başlatılır.

    lakin,

    -taç atışı
    -köşe vuruşu
    -kale vuruşu

    durumlarında, tanım dışına çıkılsa bile ofsayt durumu oluşmaz.

    detaylı bir konu olmasından mütevellit insanlar arasında tartışmalara sebebiyet vermesinin ve hatta bazen hakemlerin bile ofsayt pozisyonlarında yanlış kararlar alabileceğinin normal olduğunu hatırlatmakta da fayda var.