hesabın var mı? giriş yap

  • ingilizler hayatlarında deprem görmemiş insanlar. yapı stoklarını depreme dayanıklı yapmıyorlar. tabi ki böyle bir deprem ingiltereyi dümdüz eder. biz deprem ülkesi olduğumuzu bilir iken şehirlerimizin dümdüz olmasına göz yumduk.

  • gelecegin futbol tanrisi. barcelona nin 13 yasindayken hormon tedavisini ustlenip arjantinden getirdigi, futbol dengesizi bir firlama. sozu gecen hormon dengesizliginden dolayi under 21 de oynadigi son sampiyonada yedekten bes mac girip 6 gol atmisligi var. calimlar direk ilahindan arak, rakibin bastigi ayaga dogru topu vurmayla. bu teknik abidesi de saviola olmaz umarim. ekstrasi sampiyonlar liginde forma giymis en genc futbolcusu olmasi disinda futbolda kendi derdinin futbol oldugunu sahada gostermesi. (edit*: bu entry yazıldıktan sonra bissürü sakatlık geçirdi gidişat pert)

  • sadece kendi yandaşlarına ithalat izni verecek ve böylece ikinci el otomobil piyasasındaki ranttan pay alacaklar anlaşılan...

    oysa yapılması gereken bu milleti avrupa'nın kullanılmış arabalarına mahkum edip bir de üzerinden ithalatçılara rant dağıtmak değil sıfır otomobildeki ötv oranını düşürmek ve böylece manipülasyonu önlemektir.

    bir işiniz de şu milletin faydasına olsun be!

  • başlık: belediyenin cenaze arabasını çalıp her gece
    entry 1: mezarlıkta terör estiriyorum
    entry 3: helal piç millet o arabaya binmek için ölüyo amk

  • -uyarı-

    yazacaklarım hassas bünyeler için rahatsızlık verici olabilir. okumadan önce bu uyarımı dikkate almanızı tavsiye ederim.

    -uyarı-

    "insan eti yemeye bayılıyorum. beni adeta coşturuyor. bugüne kadar dana eti yediğimiz için ne kadar aptalmışız".

    bu sözler ankara yamyamı olarak da bilinen özgür dengiz isimli "yerli ve milli seri katilimize" ait! kendisi 1980 yılında edirne'de dünyaya geldi. babası emekli bir asker (hatta bazı kaynaklara göre kıbrıs gazisi) annesi ise bir terziydi. yine söylenenlere göre babası onun kendisi gibi asker olmasını istiyordu. ancak özgür dengiz'in bırakın asker olmayı sıradan bir işin bile altından kalkabilecek bir psikolojik yeterliliği yoktu. sürekli sorun çıkarmaya meyilli bir doğası vardı. bu doğası ona genetik olarak mı geçmişti yoksa çevresel sebeplerle mi insan eti yiyen bir caniye dönüşmüştü orasını tam olarak bilmiyoruz; çünkü ne yazık ki bu konuda benim bildiğim bilimsel bir çalışmamız yok. bu canilere sadece katil etiketi vurmakla bu işin biteceğini zannediyoruz. halbuki onları bu tarz vahşi cinayetleri işlemeye iten sebepleri de büyük bir titizlikle araştırmamız gerekiyor.

    özgür dengiz, ilk cinayetini daha 17 yaşındayken işledi. beraber alkol alırken tartıştığı yakın arkadaşını, arkadaşının kafasına defalarca vurmak suretiyle öldürdü. bu ilk cinayetini işleyişindeki acımasızlığıyla bile aslında ilerde nasıl bir canavara dönüşeceğinin sinyallerini vermişti. tabi ki de ilerde olacakları ta o zamandan kestirebilmek hiç mümkün değildi.

    ilk cinayetinin ardından toplamda üç buçuk sene içeride yattı. 2000 yılının sonunda çıkan genel afla birlikte dışarı salıverildi. çıkar çıkmaz da babası tarafından askere gitmesi için ikna edildi. her sorunlu türk genci gibi askerde düzeleceği zannediliyordu; ama elbette ki bu büyük bir yanılgıydı. askerdeyken sorunlarının çözülmesi bir yana muhtemelen kapana sıkışmışlık hissinden dolayı psikoloji daha da kötüleşti. askerliği, aldığı cezalarla üç seneye kadar uzamış, sonunda da psikolojik problemleri sebebiyle askerlik yapamaz raporuyla sivil hayata şutlanmıştı. askeri hastanede kendisine ileri derecede anti-sosyal kişilik bozukluğu teşhisi konulmuştu. sistem, onu sürekli sıradan insanların arasına yollamaya çalışarak nasıl büyük bir hata yaptığının o zamanlar elbette ki farkında değildi.

    sivil hayata döndükten sonra ailesi ona bir terzi dükkanı açtı. fakat bu işte tutunabilmesi de pek mümkün değildi. onun yerine, geceleri çöplerden kullanılmış eşyaları toplayıp sonra da onları satarak geçimini sağlamaya başladı. geceleri zaten uyuyamıyordu. bu iş, onun için biçilmiş bir kaftandı.

    2007 yılına geldiğimizde dengiz, bir bilgisayar dükkanından kendisine bir bilgisayar beğendi. bilgisayar işlerinden anladığını düşünüyor ve bu bilgisayarı da bu sebeple satın almak istiyordu. ancak parası çıkışmadığından bilgisayar dükkanının sahibi haliyle satışı gerçekleştirmedi. bu durumun dengiz'in hoşuna gitmediği ve dükkan sahibiyle tartışmış olabileceği söyleniyor. çünkü sonrasında dengiz tarafından dükkan sahibi, defalarca kurşunlanarak öldürüldü ve iki diz üstü bilgisayarı, telefonu ve bir miktar parası da dengiz tarafından çalındı. sonrasında dengiz, bu iki bilgisayardan birini satmaya çalışacak; ancak alıcı tarafından dolandırılacaktı. sonrasında dengiz'in bir kişiyi daha öldürmeye teşebbüs ettiği ama söz konusu kişiyi öldüremediği ortaya çıkacaktı. bu kişi muhtemelen onu dolandırmaya çalışan kişiden başkası değildi.

    bu olaylardan 4 ay sonra bir çöp toplayıcısını öldürdü. öldürme sebebi olarak da onun bölgesinde çöp topluyor oluşunu gösterdi. hemen ardından 55 yaşında bir belediye çalışanı ile parkta karşılaştı. 55 yaşındaki kişi bir bankta oturuyordu. dengiz söz konusu kişinin yanına oturdu ve bu kişiyle konuşmaya başladı. bir süre sonra da konuştuğu bu adamı da adamın arkasından kafasına iki el ateş ederek öldürdü. ardından da kurbanının cesedini arabasına taşıdı ve yanında taşıdığı bıçakla cesetten büyük et parçaları koparmaya başladı. etlerin bir kısmını çiğ olarak yedi, geri kalanını ise çantasına koydu. cesedin kalanını mamak çöplüğüne, cesedi iyice sarmak suretiyle bıraktı. cesetten kendince kurtulduğunu düşündükten sonra da ailesiyle birlikte yaşadığı evine gitti. yanında taşıdığı etlerin bir kısmını sokak köpeklerine, kalanını da buzdolabına koydu.

    belediye işçisinin cesedine birkaç gün sonra ulaşıldı. zaten ailesi tarafından kayıp ilanında bulunulmuştu. cesedin bulunmasıyla olayın korkunç bir cinayet olduğu da anlaşıldı. cesedin durumu çok kötüydü. cinayeti işleyen kişin caniliği cesede yapılandan kolaylıkla anlaşılabiliyordu. cesedin biraz ilerisinde cinayet aletleri de bulundu. bulunan bıçak ve eldivenden parmak izi örnekleri alındı. parmak izi 1997 yılında da cinayet işleyen özgür dengiz'e aitti. dengiz polis baskınıyla yakalandı. eğer yakalanmasaydı cinayetlerine devam edeceğini de itiraf etti. yine itiraflarına göre sürekli insan eti yemek istiyor ve bu duygularına bir türlü hakim olamıyordu. tüm bu itirafları yaparken de tek bir duygusal tepki gösteriyordu. o da kendini kontrol edemezcesine kahkaha atmaktı.

    kendimi bildim bileli korku filmi izlerim. ancak izlediğim onca korku filmine rağmen bildiğim tek bir şey var. o da hayatın kendisinin filmlerden çok daha korkunç olduğu. inanın gerçek hayatta olan pek çok şey, filmlerin yanında sönük kalabiliyor.

  • yaptığım iş turizm üzerine olunca pandemide durmak zorunda kaldık. düzeldi, düzelecek derken 800 bin tl alacağımı tahsil edemeden 7 ay içinde battım. sağolsun bankalarda borç borç deyince evi arabayı sattım borçları ödedim üzerimde sadece 4 bin tl para kaldı :)) bu parayla ne yapılır derken zaten yok zaten yok hep hevesim olan ahşapla uğraşayim dedim. ufak bir kaç malzeme aldıktan sonra ya şunu da alayım bunu da alayım diye diye eldeki bütün parayıda gerekli malzemeler için harcadım ve bir arkadaşımın boş olan dükkanında öyle kendi halimde takılıp askılık, lambader derken evime ve arkadaşlarıma ufak tefek ahşap ürünler yapmaya başladim. bir ay sonra evine askılık yaptığım bir arkadaşım arayıp "nogi, bir arkadaşım var iç mimar senin yaptığın ürünleri gösterdim çok beğendi birkaç ürün istiyor yapabilir misin? diye sordu. uzatmayayım onun istediği ürünleri yaptıktan sonra bir arkadaşı daha arayıp bizede böyle bir ürün lazım yapabilir misiniz acaba ? diye aradı. bunu da yapayım bunu da yapabilirim derken ufak ufak iş yapmaya başladım.bir kaç aya kalmadı işi baya baya profesyonelliğe döktüm. hayat o kadar garip ki tam bittim dediğin anda karşına yeniden mücadele etmen için bir olay çıkarıyor. sanırım orada pes etmeden tekrar başlayabilmek önemli ve bende öyle yaptım. bir matkap bir ufak testere ile başladığım bu işte 120 m2 bir atölye açtım. içimdeki duygu o kadar acayip ki anlatamam. e bundan bize ne derseniz haklı olarak sadece paylaşmak istedim. olur da yolunuz düşerse bir kahveye beklerim ve sosyal medyadan anlayan arkadaşlar varsa beraber çalışmayı çok isterim :) umarım hayat her insanın karşısına vazgeçtim dediği anda yeni güzel şeylerle çıkar... hepinize teşekkür ederim imla hatalarımdan dolayı özür dilerim bütün fularlı ekşi sözlük yazarlarından... birkaç örnek için

    1
    https://www.hizliresim.com/mw9qh8h
    3
    4
    5
    6
    7
    8
    9

  • adam pencere yanında oturmaktadır, yanındaki yaşlı hanımdan müsade isteyerek tuvalete gider, dönüşte yaşlı hanım adamın yerine oturmuştur ve aralarında şu dialog geçer:

    - hanfendi yerime oturmuşsunuz.
    - ah be evladım, ben de seni indin sanmıştım. *