hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye cumhuriyeti devleti'nin içişleri bakanının kafayı kimseye zararı olmayan, sadece ekmeğinin peşinde koşan insanlara taktığını gösteren yersiz açıklama. suriyeliler diyoruz suriyeliler, problem onlar.

  • sapık bir hakimin beyanatı.

    neyse ki olay kanada'da gerçekleşmiş ve bu hakim göklere çıkarılmak yerine meslekten men edilmiştir.

    türkiye'de kendisi gibi onlarcası cb önünde olmayan cübbe düğmesini iliklemekte.

  • olsa olsa en fazla 9 yaşında. elindeki kutunun içindeki oyuncak ve benzerleriyle oturuyor köprünün ayağında.
    derken birden, önünden geçen kadınlara sesleniyor;

    - abla... oyuncak alın çocuğunuzu sevindirin.

    hoffffffff. o ablaların alsın onları, çocuklarını da sevindirsin elbet. sevindirsin de, sen ne ara büyüyüp çocuk sevindirmeyi öğrendin be yavrum? arada sen de oynuyor musun onlarla?
    bir çocuk oyuncaklarla oynamayı kaç yaşında bırakır?

    bazen, bazı sorulara cevap veremiyor insan.

  • 100 yıl önce bile bugünün ramazan bayramı olacağı ve doğal olarak tüm işletmelerin kapalı olacağı belliyken çok acil işini önceden planlamayıp bayram gününe denk getiren dangalağın ortaya attığı rezalet.

    dünyanın tüm ülkelerinde bu tip günlerde kimse çalışmaz. avrupa ülkelerinde de christmas süresince çalışan kimseyi bulamazsınız.

  • atamız değiller de ondan. osmanlı bir hanedanlık. biz osmanlı imparatorluğu zamanındaki ciftcilerin torunlariyiz, daha fazlası değil. kendimizi kandirmayalim, 500 sene önceki askeri başarılarda atalarimiz muhtemelen tarla ekip biciyordu, padişah ile omuz omuza dövüşmüyordu yani.

  • ampül ve hırsızlık çok moda. bu trende yabancı kalmayan bir kiracıdır.
    kim bilir belki havaya atıp zevkle yere düşüşünü seyretmiştir ampülün.

    yanında da bir cigara.

    (yazarken farkettim, ampül; ne iğrenç bir kelime. başka bir şey bulamadınız mı?)

  • yüksek maaş alıyor diye sınıf atladığını sanan bir grubun içler acısı hali. görünen o ki zenginliğin tanımını bilmeyenler var etrafta.

    yönetici müdür direktör ne olursan ol o maaşla zengin olamayacak ve zengin gibi yaşayamayacaksın. "bizim site çok nezih" diyorsan hala zengin değilsindir emin ol. o site kelimesinden bi kurtulman lazım. bana hiç "metrobüs çok zaman kazandırıyor"larla, "bazı günler arabayı almıyorum"larla gelme, hala bir ayağın metrobüsten kesilmediyse zengin değilsin. kaliteli diye gittiğin spor salonlarında et ete spor yapıyorsan zengin değilsin. bebek'teki kafelerde sıraya yazılıp kısa mesaj gelince içeri girebiliyorsan, kusura bakma daha çok yolun var.

    ha sen iyi yaşarsın, görece iyi yaşarsın. ama zengin değilsin. zengin olduğunu sanma. etrafında gördüğün şovmenleri de zengin sanma.

    ne zaman ki günlük hayatta karşıma çıkmazsın, o zaman şüphelenirim işte. zengin falan mı oldun da ortalarda görünmüyorsun diye.

    edit:
    zengin sevici değilim
    zengin düşmanı değilim
    zengin hiç değilim....
    zengin taklidi yapanlara gıcığım biraz. neysen osun lan.
    bu ülkede üç evi bir yazlığı olana zengin denildiği için bunlar türedi işte.
    zengin kimdir biliyor musun? bak şu haberde var. türkiye'de hem de.

  • insanlar aynı şarkıları dinlemeyi severler çünkü beynimiz onlara karşı duygusal bağlar geliştirir. onlarla birlikte şarkı söylemek ve dans etmek de daha kolaydır ve yeni parçalar bulmaya çalışmaktansa zaten sevdiğiniz müzikleri dinlemek çok daha az çaba gerektirir. (bkz: mere exposure effect)

    yakın zamanda yapılan bir çalışmada, aynı şarkıyı tekrar tekrar dinlemeyi neden sevdiklerini anlamak için bir grup insanla anket yapıldı. bazı insanlar kendilerini olumlu ve mutlu hissederken, diğerleri "acı tatlı" (bittersweet) bir duyguya sahipti. müziğe düşündüğümüzden daha fazla bağlanabileceğimiz ortaya çıktı.

    iyi bir müzik parçası size bir şeyler hissettirir ve bu mutlaka mutlu hissedeceğiniz anlamına gelmez. hala sizi üzen, kızdıran veya sakinleştiren bir şarkıya bağlanabilirsiniz.

    aslında müzik, dopamin veya "iyi hissetme" hormonunun salınmasıyla ilişkilendirilmiştir. yani sevdiğiniz bir şarkıyı dinlemek beyninizdeki ödül sistemini harekete geçirerek sizi o şarkıya bağımlı hale getirebilir.

    işleri daha da ilginç kılan şey, şarkı sizi üzse bile beyninizin yine de iyi bir doz dopamin salgılayacak olmasıdır. oldukça tuhaf, değil mi? bu tamamen birçok insanın karanlık bir doğaya sahip şarkıları dinlediğinde aldığı "acı tatlı" duyguyla ilgili.

    bazı şarkıların sizin için hiç sıkıcı olmadığını hiç fark ettiniz mi? eğer o şarkıyı hayatınızdaki kritik bir olay sırasında dinlemişseniz, o şarkı kafanıza takılır ve hiç eskimez.

    bazı şarkıların sizin için asla eskimemesinin ardındaki psikoloji, insan beyninin doğası gereği çağrışımsal olmasıdır, bu yüzden müzik ona yeniden yaşamak istediği mutlu bir zamanı hatırlatabilir.

    maldivler'de harika bir tatil geçirdiğinizi hayal edin. bu, birçok insan için hayatta bir kez yaşanabilecek bir deneyimdir ve bazen nasıl hissettirdiğini hatırlamanın tek yolu, oradayken ilk duyduğunuz harika parçayı dinlemektir. bir çeşit zaman yolculuğu gibi!

    uzun süreli belleğimiz, örtük bellek (implicit memory) ve açık bellek (explicit memory) olmak üzere iki farklı türe ayrılabilir. açık bellek, geçmişin kasıtlı, bilinçli bir şekilde hatırlanmasıdır. açık bellek, ders kitabı öğrenimi veya deneyimsel anılar gibi bilinçli olarak farkındalığa getirilmesi gereken şeyleri içerir.

    örtülü anılar bizim bilinçsiz ve otomatik anılarımızdır. örneğin, bir müzik aleti çalmak veya birisi ilk birkaç kelimeyi söylediğinde bir şarkının sözlerini hatırlamak. hafızanın büyük bir kısmı bilinçaltında gerçekleşir.

    açık bellek, hatırlama olmadığında kaybolurken, örtük bellek daha kalıcıdır ve daha fazla uygulama yapılmasa bile ömür boyu sürebilir. açık bellek sistemleri, alzheimer hastalığı gibi durumlardan zarar görür. alzheimer hastalığı olan yaşlı yetişkinlerde müzik, anıların kilidini açmaya ve iletişimi geliştirmeye yardımcı olabilir.

    örtük bellek, pasif olarak fon müziği dinleyerek oluşturulabilir. hatta arka planda tekrar tekrar çalındıkları için bazı müzik parçaları için bir tercih geliştirebiliriz. bu psikolojik fenomen salt maruz kalma etkisi (mere exposure effect) olarak bilinir.

    örtük bellek, klasik koşullanmanın bir biçimidir. bir olay, bir duygu ve bir şarkı, örtük bellek yoluyla birbirine bağlanır. bir müzik parçası çok duygusal bir olayla eşleştirildiğinde, o anda hissedilen güçlü duyguyu geri getirmek için etkili bir işaret olabilir. örneğin, “candle in the wind” şarkısı genellikle prenses diana ile ilişkilendirilir çünkü elton john onu cenazesinde seslendirmiştir.

    müzik, otobiyografik bellek (autobiographical memory) oluşturmaya yardımcı olur. müziğin canlandırdığı anılar genellikle hayatımızın belirli zamanlarından gelir. çoğu insan, 10 ila 30 yaşları arasındaki anıları gereğinden fazla bildirme eğilimindedir. psikologlar buna "hatıra çarpması" (reminiscence bump) adını verdiler. hatıra çarpma döneminden gelen müzik, hayatınızın diğer dönemlerinden gelen müzikten daha fazla anı ile ilişkilendirilebilir. bir şeyleri ilk kez deneyimlediğimiz için, gençlik yıllarımız ve yirmili yaşlarımız hayatımızda özellikle önemli ve heyecan verici dönemlerdir. müzik tercihi de orta ergenlik yıllarında şekillenir.

    pek çok şarkı bizim psikolojimize göre yazılır. dikkatimizi çekmek ve onları akılda kalıcı kılmak için genellikle "kanca atan bölümler" (hooks) içerirler. örneğin, enstrümantasyonun daha belirgin kullanıldığı korolar, onları yüksek sesle söyleme isteği uyandırabilir.

    akılda kalıcı şarkı (catchy), insanların kolayca eşlik edebileceği, basit bir melodiye sahip herhangi bir şarkı olarak tanımlanır. akılda kalan şarkılar beynimize yapışır ve onları tekrar tekrar çalma isteği uyandırır.

    birçok işletme, ürünleriyle ilişkilendirmek için tv veya video reklamlarına akılda kalıcı şarkılar eklemeyi sever. parça kafanızda çalmaya devam edecek ve bir sonraki alışverişinizde size şirketin markasını hatırlatacaktır.

    pek çok insanın şarkılara eşlik etmeyi sevmesi hiç şaşırtıcı değil. bu nedenle bir parçayı ikinci veya üçüncü kez dinlemek her zaman ilkinden daha iyidir.

    insanlar olarak bildiklerimizi bilmediklerimize tercih ederiz ve müzik sözleri de bir istisna değildir. ne de olsa, daha önce hiç dinlemediğiniz bir şarkı yerine, sözlerini bildiğiniz bir şarkıyla dans ettiğinizde, dans hareketleriniz her zaman çok daha belirgin olacaktır.

    kaynak:
    https://www.musicianwave.com/…s-over-and-over-again
    https://www.psychologytoday.com/…sic-evoke-memories