ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
siyah beyaz filmlerin boktan olması
-
(bkz: eksini verdim güzel karşim)
_____________________________________
madem bu entryi debeye soktunuz;
(bkz: oy verin gitsinler)
(bkz: oy vermeyeni siksinler)
ayrıca
(bkz: oy ve ötesi)
öğretmen öğrenci diyalogları
-
` :öğretmen`- hangi okula gidiyosunuz siz çocuklar
- anadolu öğretmen
- öğretmen mi olucaksınız peki ?
- yoo
- olmayın zaten
` :elemanın biri`- niye hocam
- çok uğraşmalı,zahmetli
- e diğer meslekler de uğraşmalı değil mi hocam
- ne iş yapıyo baban senin
- bilmemnerde genel müdür
- ee nesi zor onun.şunları şunları yapıcaksınız diye yaz ver kurula gitsin.
- öle olur mu hocam geçen gün 11 de geldi eve.
- niye ?
- toplantısı varmış annem dedi
- annene öyle demiştir.
serdar ortaç ilköğretim okulu
-
-hocam ders programı neden belli değil?
+topu topu 7 ders var kaç farklı program olabilir ki?
en çok kompleksli insan barındıran meslek grubu
ölüme çare bulunması
-
böyle bi şey olacaksa rica ediyorum ben ölmeden önce yapılsın. ben ölüp gittikten sonra insanların yaşamaya devam edeceği fikrine bile alışamamışken, bi de ölümsüz olmalarını kaldıramam. yattığım yerde ters dönerim lan.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"herkes 2012'yi beklerken ya 2011s gelirse?"
piraha
-
brezilya'da yaşayan nüfusu 200 civarı olan ilginç bir kabiledir .benim ilgimi çeken yerlerini sizlerle de paylaşayım dedim .
aralarında akrabalık ilişkilerinin , ya ebeveynim/çocuğum ya da ebeveynim/çocuğum değil, olduğu . amca abla kardeş teyze bla yok.
7 sessiz 3 sesli harften oluşan dillerini ıslık çalarak da konuşabilmeleri .
geceleri hiç uyumayarak gün içerisinde 15 dakikadan 2 saate çıkabilecek sürelerde uyumaları . (bkz: polifazik uyku)
dillerinde hiçbir geçmiş zaman ifadesi bulunmadığından bildikleri tek tarihin yaşlıların sahip oldukları ile sınırlı olması ki yaşlıların bunları anlatması da zor çünkü gittim gelmiştim gibi bir ifade yok .
geleceğe ait plan yapmanın da zor olduğu kabilede gelecek zaman ifadelerine de yer yok . "canım şimdi kapatıyorum , tuvalete giriyorum , seni tekrar arıyorum " gibi
kullanabildikleri sayılar sadece 1 ve 2 ki bu sayılar aynı zamanda az ve pek te çok değil manalarına geliyor . adamların aç gözlü olmadıkları nereden de belli aza kanaat etmeyen çoğu bulamazmış .
--- spoiler ---
tamamen sayılar ve matematik üzerine kurduğumuz, kişisel/ailevi/milli tarihimizi çılgınca önemsediğimiz, "yarın ne giysem" diye delirdiğimiz hayatlarımızın ortasından bakınca, hayli gerçeküstü görünüyor pirãha'ların yaşam tarzı. zamanı ve sayıları, haklarında kelimeler üretecek kadar dahi önemsemiyor olmak çok farklı bir ruh hali olsa gerek.
--- spoiler ---
edit:imla
nişanlılıkla evlilik arasındaki süre
-
nişanlılık la evlilik arası değdiğin şey nişanlılık olmuyor mu ulan? arada benim bilmediğim başka bir ünvan mı var?
reaksiyon
-
iki üç kez farklı bölümlerine denk geldim, beş dakikalığına izledim, bana mı hep denk geldi bilmiyorum ama, diyaloglar şunlardan ibaretti:
-devlet söz konusuysa, abisini bile tanımaz.
-o zaman bizi de tanımaz?
-devlet söz konusuysa, tanımasın zaten.
-devletin menfaatleri uyarınca...
-devlet.
-devlet?
-devlet tabi ya.
-devletimisss.
-devlet demiş miydim?
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
ilkokul veya ortaokuldayım sanırım, babam maaşı almış, alışverişe gitmişiz. o zamanlar alışveriş ayda bir yapılırdı; bisküvi olsun, sarelle olsun, sucuk, muz vs., o zamanki bütçemize göre lüks olan ne varsa alışverişi izleyen bir kaç günde, olmadı bir haftada tüketilir, yeni alışverişlerin yolu gözlenirdi. alışverişten döndüğümüzde, annemle babam poşetleri bırakıp, karşı komşuya uğrarlar, annem aldıklarımızı dolaba yerleştirmemi tembihler. tabi yerleştirirken sarelleyi görürüm. sarelle dediysem, teknik olarak sarelle bile değil aslında, en küçük boyundan şokomigo diye sikimsonik bir şey. annemler dönmeden çay kaşığıyla dalarım çikolataya, fark edilmesin diye üstünü düzlemeye çalışırım. bakarım ki olacak gibi değil, ortada delil bırakmamak adına birkaç kaşık daha alıp bitiririm şokomigoyu. ambalajı da bir poşetin içine koyup çöpe atarım. bir süre sonra annemler gelir, dolabı açıp bakar, sarelleyi nereye koydun diye sorar. nutella dolaba konulmaz muhabbetleri yok tabi o zamanlar. kem küm ederim, gerçek ortaya çıkar. babam der ki, tek başına sarelleyi yediğin için hepimizden özür dileyeceksin. gariban olduğumuzu düşündüğümden değil, gerçekten ablamın, annemin, babamın hakkını yediğimi düşündüğüm için suçluluk duyarım, boğazım düğümlenir, özür dilerim. o günden bu güne unutamam; o günden bugüne de sarelleymiş, nutellaymış pek yemem.
mhp'nin oy oranının en az %25 olması
-
birader mhp ye oy verenlerin iq larini topla 25 etmez.
aksaray'da besicilerin toplanıp dolar yakması
-
gerçekten sığır pazarıymış.
akpliyim demeden akp'li olduğunu anlatmak
-
akpliyim.
(okuduğumu anlayamamışımdır)