ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anayasayı paramparça edeceğiz
-
--- spoiler ---
akp adıyaman milletvekili mehmet metiner: sevsinler sizin anayasanızı… anayasanızı ne zamandan beri referans göstermeye başladınız ya. anayasa vesayetin son kalesidir. onu da paramparça edeceğiz merak etmeyin….
--- spoiler ---
kaynak
üzerine yemin ettiği anayasa için söylemiş bunları.
“namusum ve şerefim üzerine”…
bu konuşma bana abd başkanı obama’nın şu sözlerini hatırlattı;
“2. dönemindeyim ancak anayasaya göre devam edemem. seçime girsem kazanırım fakat bunu yapamam. hiç kimse yasanın üstünde değildir,başkan bile. bir lider görevde kalmak için kuralları değiştirmeye kalkarsa ülkesine istikrarsızlık ve çatışma riski getirir”
yılmaz erdoğan cansu taşkın aşkı
-
cansu yer, içer; hesabı yılmaz öder!*
1.86 boyunda kirli sakallı siyah deri montlu erkek
-
benden 7 cm kısa erkektir, benim bulunduğum caddeyi inletemez.
evin altını üstüne getiren şımarık misafir çocuğu
-
annesine sorarsanız şımarık ya da yaramaz değil hiperaktiftir. zaten hiperaktivite bulunalı eşşekler çoğaldı. hanım hanım o çocuk hiperaktif falan değil bildiğin şımarık. ne pis insanlarmışsınız mına koyim.
whatsapp'ın gelir kaynakları
-
tarım ve hayvancılıktır.
debe editi: bunca güzel entry varken özellikle gündeme dair, bu entry'nin debe olması beni sevindirmek yerine üzdü. ama madem girdik bir iki başlık verelim debe okuyanlar bu başlıkları hatırlasın.
(bkz: ali ismail'i öldüren polisin delilleri karartması)
(bkz: herkesin üniversiteye gitmek istemesi yanlış)
(bkz: validebağ korusu)
(bkz: 700 bin tl'yi kabul etmeyen baba)
ve tabiki her gün düzenli olarak takip etmemiz gereken(son zamanlarda biraz gereksiz bilgilerin ağırlıklı olmasına rağmen) (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
ayrıca şahsen bu başlık altında benim oyum kesinlikle şu entry'e ait;
#46522583
peru'dan peruk ithal etmek
-
amerika'dan ...
(bkz: töbe töbe)
29 kasım 2020 fenerbahçe beşiktaş maçı
-
orijinali kadar başarılı olmasa da başarılı bir remake.
(bkz: 17 nisan 2005 fenerbahçe beşiktaş maçı)
- 4-3'lük skor "check"
- kadıköy "check"
- beşiktaş'a verilen kırmızı kart "check"
- fenerbahçe'ye verilen penaltı "check"
- sergen yalçın "check"
- fener zenci sever "check"
- finalde beşiktaş galibiyeti "check"
ama orijinalde kaleye forvetimizin geçmesi ve tribünlerdeki on binlerce fenerbahçe taraftarının bu acıya canlı şahit olması gibi hoşluklar vardı, bu versiyon biraz daha hafif olmuş.
ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi
-
özdemir asaf'ın bekle dedi şiirinde geçen enfes dizeleridir efendim...
geleceğim, bekle dedi, gitti
ben beklemedim,
o da gelmedi
ölüm gibi birşey oldu.
ama kimse ölmedi
metre
-
si birim sisteminde* uzunluğun base birimi. yıllar içerisinde 1 metre'nin aldığı tanımlar;
1791'de ekvator ve kuzey kutbu arasındaki mesafenin 10.000.000'da biri olarak tanımlanmış.
1889'da %90 platinum- %10 iridium'dan oluşan standard bir bar'da oyulmuş iki nokta arasındaki mesafenin buzun erime noktasındaki değeri olarak bu tanım değiştirilmiştir.
1960'ta yine bir değişiklikle kripton -86 atomunun boş bir vakum içerisinde yaydığı turuncu dalga'nın 1.650.763,73 katı olarak tanımlanmıştır.
ışığın hızının tam olarak hesaplanmasıyla birlikte günümüzdeki tanımı da haliyle değişmiştir. 1 metre şu anda, ışığın boşlukta 1/299.792.458 saniye'de aldığı yoldur. tabii ışık hızı'nın daha da doğru ölçümleri geleceğinden, yıllar içerisinde yeni bir metre tanımını kesinlikle göreceğiz.
aziz yıldırım alex de souza'nın yanında osuruyordu
2.5 milyar maaş benim mazotuma yetmez
-
mazot şu an 3.73. 2500 lira ile 670 litre yakıt alınabiliyor. 670 lire yakıt ile 13000km yol gidiliyor şehir içinde. şehir içinde ortalama 50km kız ile araç kullanılsa 268 saatte bu mesafe kat edilebilir. yani ayın 30 günü araba kullanılsa, günde 9 saat direksiyon sallamak gerekir.
sonuç: abla taksi şoförü.
dümdüz siyah tişört giyen erkek
şaban vatan'ın akıl hastanesi'ne sevk edilmesi
-
2019 yılında kızı ölmüş bir babaya bile her türlü işkenceyi yapacak kadar ahlaksızlaşmış, kendi bekaları dışında gözleri hiçbir şeyi görmeyen insan müsveddelerin son icraatı. yazıklar olsun rabia'nın ve babasının tüm bedduları üzerinizde olsun.
google'ın kişiye özel reklamlarını kapatmak
-
"ürüne para ödemiyorsanız ürün sizsiniz."
örnek olay:
"bir gün eve giderken aklıma "kedi maması" almak geldi. üstelik evimde bir kedi de yaşamıyor. yalnızca sokak kedilerini doyurmak için bunu düşündüm. o arada aile bireylerimden birisi beni aradı ve konu kedi mamasına geldi. önce eve uğrayıp akşam vakti mamayı alır ve bir sonraki gün kedileri beslerim diye düşünerek eve gittim ve bilgisayarımı açtım. dolaştığım sitelerin içinde bulunan reklamlarda bir gariplik vardı. pet maması ve hatta spesifik olarak kedi maması reklamları aratmadığım halde her reklamda beliriyordu."
ekşi sözlük yazarlarının konu hakkındaki deneyimleri için: google'ın telefonları dinlemesi
bu tip olayları sıkça yaşayan bir kişiyseniz ve bu durum sizi haklı olarak paranoyaklaştırmaya başladıysa, bilmeyenler için basitçe google'ın "kişiye özelleştirilmiş reklamları" ve "davranışsal reklam servis sağlayıcıları"ndan kurtulmanın yolunu anlatacağım.
google'ın kişiye özelleştirilmiş reklamlarını kapatmak:
bu linke tıklayın: https://adssettings.google.com/authenticated (reklam kişiselleştirme kapalı bölümünü seçerek kaydedin.)
davranışsal reklam servis sağlayıcıların reklamlarını toplu olarak kapatmak:
bu linke tıklayın: http://www.youronlinechoices.com/…lam-tercihleriniz (isterseniz teker teker, isterseniz sol tarafta beliren "tüm şirketleri devre dışı bırak" seçeneği ile etkinlikleri devre dışı bırakın.)
ayrıca unutmayın ki;
"şartları okudum ve kabul ediyorum." dediğimiz anda telefon uygulamaları dahil her bedava ve ücretli uygulama bizi dinliyor, anlıyor ve yakaladığı sözcükler üzerinden bizlere reklam göstermeye başlıyor. en azından kullanmadığınız her an “ses erişimi ve mikrofona izin ver” seçeneğinizi kapalı tutmakta fayda var.
bizleri ansiklopedilerden, kitaplardan, kalemlerden ve kağıtlardan "tercihli olarak" koparıp, internet dediğimiz bu soyutluğun içine hapsettiler. bu da yetmezmiş gibi yavaş yavaş ve korkunç bir şekilde "yürüyen ürünler" haline dönüştük. oysaki tek istediğimiz şey bilgiye hızlı ve etkin ulaşabilmekti. bu basit istek, hem bilgiye ulaşırken tembelleşmemize hem de ürünleşmemize sebebiyet verdi.
bizler ürün değil bireyiz, elimizden geldiği kadar kişisel alanımız için mücadele etmeliyiz.