hesabın var mı? giriş yap

  • ozellikle kis soguklarinda nasil bunu nasil becerebildiklerini dusunemedim cocuk tipidir, davranisidir. kimseler uyanmadan kalkip pijamasiyla koltuğa oturur, minicik parmaklariyla uzaktan kumandanin dugmelerine basip sevdigi cizgi filmi izlemeye koyulur. salona bir baskasinin gelmesi onun icin hic bir sey ifade etmez. cunku bambaska bir hayal aleminin dehlizlerinde kulac atmaktadir. cocuk iste...

    yıllar sonra gelen edit: benim çocuğumdur.*

  • birisi kalkıp para kazanmasın. hemen gömülmeye başlanır. üzerine ilk toprak atanlar onu, geçmişinde övmüş olanlar olur. istenir ki bu adam olduğu gibi devam etsin, hiç para kazanmasın, yaptığı her şeyi amme için yapsın. yahu bu adam zaten amme hizmeti yapıyor. tarih konusunda türkiye'de sayabileceğiniz kaç tane adam akıllı uzman var. bir elin parmaklarını geçmez. tarih konusuna uzmanlaşmak hatrı sayılır bir serveti harcamak demek. zira eğitim ve endüstri birleşik bir şekilde sadece fenni ilimleri, endüstriyi besleyecek eğitim alanlarını destekler. bu yüzden müzik, resim, tarih, coğrafya gibi dersler çerez, matematik, kimya, fizik gibi dersler çok önemlidir. bu adam onlarca yabancı dil bilen, kendini geliştirmiş ve muhtemelen aileden gelen parayı da çok ciddi bir şekilde bu uğurda yemiş bir adam. üstelik bu akademisyen kişiliğine rağmen halka mal olmuş, sevecen kimliğiyle kendini sevdirmiş bir adam. kazansın yahu. reklamda oynasın kazansın, televizyon programı sunsun kazansın, kazansın. bu adam bir değer. bırakın endüstrinin dışladığı bir alanda uzmanlaşmış olmasına karşın, endüstri onun bir değer olduğunu düşünüp onu değerlendirsin. insanların, başka insanların para kazanmasına neden bu kadar kötü gözle baktığını anlayamıyorum. helal, hoş olsun reklamdan kazandığı paralar, inşallah eğlence sektöründe kendine daha çok yer bulur. en azından değerli bir örnek oluşturuyor zatı. belki biri kalkıp "justin bieber olmak istiyorum" yerine "ilber ortaylı olmak istiyorum" der. bu sevap, bu amme yararı ona yeter de artar.

  • tam bir tombiktir. dünyadaki uçamayan tek papağan türü olduğu gibi dünyanın en tombik papağanı da kendisi olur. nesilleri tükenmek üzere olsa da son yıllarda gönüllülerin ve devlet destekli programların sayesinde bol bol üremektedir.

    discovery channel belgeseli

    2015'de 138 adet olan popülasyonu 2019'da 213'e ulaşmıştır. günümüzde ölen yaşlı kakapolar nedeniyle nüfusları 201'e düşse de üreme yaş grubunda bulunan 57 dişi gelecek için umut olmaktadır. nisan 2022 itibarıyla bu 57 dişinin 46 tanesi toplamda 139 yumurta yumurtlamıştır. görsel

    stephen fry ve mark carwardine'ın kakapo ile görüldüğü eğlenceli görüntüler: video

    bu tombik kuşlar hakkında bazı bilgiler:

    kakapolar, yeni zelanda adalarına özgü bir kuş türüdür. latince isimleri strigops habroptilus'tur. benzersiz görünüşlerine uygun bir şekilde anlamı "baykuş yüzlü yumuşak tüy"dür. baykuş papağanı olarak da anılırlar.

    kakapolar gececi bir papağan türüdür. bu nedenle bir diğer takma adları "gece papağanı"dır.

    1.5 ila 4 kilo arasındaki ortalama ağırlıklarıyla dünyadaki açık ara en ağır papağan türüdür.

    tohum, kabuklu yemişler, meyveler ve çiçeklerle beslenirler ancak en sevdikleri yiyecek, büyümeleri için gerekli bir besin olan, yüksek konsantrasyonlarda d vitamini içeren rimu meyvesidir. görsel

    *bu twitter hesabından sayısız videosuna ulaşabilirsiniz.

    kakapolar uçamaz, bu da onları dünyanın en büyük uçamayan kuş türlerinden biri yapar. zayıf kanatlarını telafi etmek için kakapoların, hızlı hareket etmelerini ve ağaçlara tırmanmalarını sağlayan güçlü bacakları vardır. tırmandıkları ağaçlardan inmek için minik kanatlarını paraşüt işlevi görecek şekilde açar ve aşağı atlarlar.

    yaklaşık 90 yıl ömürleri vardır ve dünyadaki en uzun ömürlü kuşlarından biridir. erkekler 4, dişiler 6 yaşında üremeye başlar.

    koca cüsselerine rağmen, kakapolar oldukça dost canlısı hayvanlardır. yerli maori halkı ve erken dönemde adalara yerleşenlerce evcil hayvan olarak kabul edilmişlerdir.

    tür ilk kez 1845 yılında yazdığı günlüğünde tanımlayan ingiliz kuşbilimci george edward grey, bir kuştan çok köpeğe benzediklerini belirtmiştir. barışçıl doğalarının neslinin tükenme aşamasına gelmesine kısmen katkıda bulunduğu düşünülmektedir.

    hiçbir yırtıcı tehdidi görmemiş bir tür olan kakapolar, 13. yüzyılda adalara gelenlerle beraber, kediler, köpekler, fareler ve bazı yarasa türleri gibi tehditlerle karşılaşmışlardır. kendilerini savunma gereği olmadığı ve bu konuda evrimleşmedikleri için tehdit anında donup kalmaktan başka bir savunma taktikleri bulunmaz.*

    ayrıca bu dönemde insanlar tarafından avlanarak yenmeye, tüylerinden kıyafetler yapılmaya ve kemikleri olta malzemeleri olarak kullanılmaya başlandığı için adeta soykırıma uğramışlardır.

    18. yüzyılda kolonileşme başlayınca durum daha da vahim hale gelmiştir. kolonistler yanlarında iki yeni sıçan türü, gelincikler, sıçanlar getirmiş ve bu istilacı türlerin nüfusu artarken, kakapo nüfusu azalmıştır.

    yeni zelanda kakapo da dahil olmak üzere oldukça nadir olan yerel kuş türleri için koruma programı başlatmıştır. 2020 yılında yapılan çalışmaya göre insanlığın, bölgedeki 50 milyon yıllık evrimi yok etmesi sadece birkaç yüzyıllarını almıştır.

    kaynak: 1, 2, 3

  • iclerinde bo$luk falan yoktur aksine ateistler muminlere gore daha doludur. cunku onlar hayatla ilgili sorularini basit cevaplara indirgeme luksune sahip degillerdir. haliyle varolu$ sebeplerini rasyonalize edemezler. her ortaya ciktiginda oldukten sonra yokolacagini bilmenin ya$amsal icguduleriyle carpi$masindan dogan depresif ruh halleriyle de mucadele etmek zorunda kalirlar.

    oysa ki din bizim varolu$sal kaygilarimizi ya$am dongumuzden soyutlayan bir ara bolmedir. hayatla ilgili cozemediginiz $ey mi var, atin dine, allah bilir. her sifat gibi etiketleme ve gutmeye kurban gitmedigi surece de guvenlidir.

    bizim toplum olarak dini sadece bu amacla kullanip, ickisiydi kumariydi karisiydi be$ vakit namaziydi pek takmiyor olmamizin sebebi de tek derdimizin aidiyetin yumu$ak pembe tasmasini takmak, ondaki huzurun bize yetiyor olmasidir.

    (bkz: ignorance is bliss)
    (bkz: hayati cozmek)