ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
microsoft türk firması olsaydı olabilecekler
-
-microsoft nakliyat inşaat turizm makine sanayi şarküteri bilişim ve ticaret ltd. şti.
şirinler'deki inanılmaz mantık hatası
30 yaşına gelmeden önce yapılması gereken 30 şey
-
bittiyse 31e devam edilmesi gerekir.
ali erbaş'ın kadir mısıroğlu ziyareti
-
diyanet işleri başkanlığının özellikle 10 kasım günü "keşke yunan galip gelseydi" diyen birini ziyaret ederek vatanına ne kadar çok bağlı olduğunu göstermiştir.
pi sayısının 3.2'ye dayanması
-
sağlam irade, güçlü ekonomi masallarıyla insanları uyutan iktidarın zamanında gerçekleşmiştir. tabi kitlesi "ben hep 3 aldığım için beni etkilemiyor ehue ehue"cular olanın ekonomisi de aynen böyle olur. daha da artması öngörülen, yıl sonu 3.45'i göreceği düşünülen değerle karşı merkez matematik kurulu acil kararlar almalı. aksi takdirde ne kadar biyoloji alanı etkilenmeyecek olsa da fizik ve matematik alanlarında kartlar yeniden dağıtılacak gibi duruyor.
bir kadının kaliteli olduğunu gösteren detaylar
-
burada böyle döktürüyorsunuz, sarı saçlı mavi gözlüye gidiyorsunuz dedirten beyan.
eşim taharet almıyor
-
(bkz: sol elin kendi kendini dezenfekte etmesi)
biri sol elle yapsa dezenfekte özelliği var yazmış. şaka değil mi.
edit: sen o kadar bilgilendirici şey yaz, 100’ü geçmesin. sonra bu entry 700. ben şok ben iptal
milyonlarca gencimiz umudunu kamuya bağlamamalı
-
biz o kamudaki boşlukları çoktan parselledik yavrucum, siz hiç kasmayın manasına gelen açıklama..
2 yıldır görüşülmeyen arkadaşın mesaj atması
-
3 ay önce falandı, çocukları uyuttuk hanımla, film izlicez diye oturduk tvnin başına ama çocuklu aileler bilir, bu keyif öyle her zaman denk gelmez. neyse tam filmi seçtik başlicaz, mesaj geldi bana. kim dedi hanım, bu saatte? bilmem dedim bildirimdir falan... bak bakalım dedi, baktım;
-babam öldü.
aradım hemen, neredesiniz dedim, hastanedeyiz dedi. kim var yanında dedim, ablam falan dedi... geliyim mi dedim, yok gelme yarın cenazeye gel ama dedi. elbette dedim. ertesi gün cenaze namazına yetişemedim, geç kaldım. defnedilirken yetiştim mezarlıkta, baktım toprak atılırken o mezarın basında duruyor. ağlamıyor, sadece izliyor olup biteni... gittim yanına, kardeşim dedim, arkasını döndü. sarıldık. orada ağlamaya basladı. ağladık...
ben bu adamı 20 senedir tanıyorum. son 10 senedir en fazla 7-8 defa görüşmüşüzdür ama her görüştüğümüzde 20 sene önce ki muhabbetimiz devam eder. güleriz eğleniriz anlatırız dertleşiriz... yani dostluk dediğiniz öyle birbirini aramayınca bozulan bir mevzu değil. dostluk yürekte. yürek aynı kalırsa dostluklar da bozulmuyor, istersen 300 yıl görme, dostun seni tanıyor biliyor seviyor... değişmesin yüreğiniz, gerisi 10 sene sonra aramıs falanı filanı önemli değil.