hesabın var mı? giriş yap

  • bildiğiniz üzere ekşi sözlük'ün mobil uygulamasının birçok eksiği var ve sözlük halkı tarafından hiç beğenilmiyor. donma, yavaş çalışma, debenin olmaması ve şu an aklıma gelmeyen birçok eksiği var. appstore'da puanlaması 5 üzerinden 1.8, google play'de 2.3. ios versiyonu en son 8 ay önce, android versiyonu da 2 yıl önce güncellenmiş. teknoloji günden güne ilerlerken moderatörlerin ekşi sözlük'ün mobil uygulamasına neden güncelleme yapmadığı merak konusu haline geldi. bu kadar büyük bir oluşumun, telefonların hayatımızın merkezinde yer aldığı bir dönemde bu kadar kötü bir mobil uygulamaya sahip olması kabul edilemez. bu nedenle daha işlevsel bir mobil uygulama için moderasyona güncelleme çağrısı yapıyorum. tüm yazarların bu çağrıya desteğini bekliyorum.

  • bu saçın sahibi saçını yıkayıp bir hafta boyunca temiz görünümlü saçla gezen insanlara acayip imrenir. imreniyorum. evet. ulan ben dün gece saçımı yıkadım öteki 1 hafta önce yıkamış ama hangisi temiz görüküyo tabi ki soldaki. kuaföre gidince ve fön çektirince adam baktı olmuyo ne diyo sana 'saçına bişey mi sürüyosun' evet. bok sürüyorum geceden. ulan ne sürcem. oy anam. ailedeki herkesin saçı ibrahim erkal, mustafa sarıgül gibiyken benimki neden ince telli neden? bir de bir sinüzitin sahip olabileceği en kötü saç tipini bana vermişsin tanrım. bunu da belirteyim. her gün saç yıkamaktan sinüzit oldum arkadaş.

    özet geçeyim: hem saçım ince telli hem ben sümüklüyüm.

  • filipin'lerde şifalı olduğuna inanılan yiyecek. youtube da gezerken izleyip merak edip araştırdığım şeydir kendisi. döllenmiş yumurta kuluçka edilip gün sayılıyor ve yumurtadan çıkmasına çok az bir zaman kala içindeki canlı cenin pişirip öldürüp servis ediyorlar. anlamadığım nokta şu ki bazıları son gününde pişirilmiş olmalı ki aşırı tüylenmis haldeler. yav arkadaş hadi diyelim tüysüz olanı miden kaldırdı yedin de tüylü olanların tüyü diline boğazına takılmıyor mu. gerçekten insan oğlu kadar vahşi ve midesizi yok.

  • kara mizah yapıyorsam, yalanım varsa 1 dk yaşamak nasip olmasın ki bildiğin aksaray şehrinin faturası sandım la.

  • 16 yıl boyunca öğrencilere her şeyi öğretmeye çalışırsan, öğrenciler de bu bilgi bombardımanında konuyu öğrenmek yerine durumu idare etmeyi öğrenir. ezberler, kopya çeker, öğrenci hiçbir şey yapmasa da meb tarafından zorunlu olarak sınıf atlatılır.
    işin acısı, eleştirdiğim bu duruma ben de dahilim...

    edit: "her şeyi" bitişik yazmışım. uyarılmasam farkına bile varmayacaktım. durum gerçekten içler acısı.

  • çok çok üzücü, ölüm haberi geldi. - people

    evdeki jakuzide boğulmuş halde bulunmuş. cardiac arrest (kalp durması) nedeniyle yardım istemiş asistanı. uyuşturucu madde vs. yokmuş etrafta.

    gerçekten çok üzüldüm. geçenlerde burada alkolizm ile ilgili söylediklerini paylaşmıştım bir söyleşisinden. bunalımlı olmadığını, alkolizmin bir beyin hastalığı olduğunu anlatıyordu.

    ve kendisinin de "neden neden" diye sorduğunu, "6 kardeşiz ama neden ben, neden ben bunu çekmek zorundayım" dediğini anlatmıştı o söyleşide.

    (bkz: alkolizm/@theriver) #156825035

    çok ağlayan bir bebek olduğunu, 30 günlük iken ailesinin kendisine doktor önerisiyle, ağlamaması ve kolay, rahat uyuması için, günümüz dünyasında verilmeyecek bağımlılık yapan bir ilaç verdiklerini, hatta o dönemde çekilmiş fotoğraflarında da sarhoş bir bebek gibi göründüğünü (verilen ilaç nedeniyle)... evdekilerin güldüğünü ama bu ilacın o dönem bebeklere verilmesinin çılgınlık olduğunu söylüyordu. yani alkolizminin başlangıcının bu olay olduğunu düşündüğünü (belli ki bünye daha 30 günlükken verilen bağımlılık yapan bir maddeye bağımlılık yapmıştı) anlatıyordu videoda. - youtube

    "zayıf bir insan değilim, çok güçlü bir insanım ama bu bir hastalık. 'sadece bırak' dediklerinde, suratlarına bir yumruk atmak istiyordum, öyle bırak demeyle bırakılmıyor, bu bir hastalık."

    anılarını yazdığı kitapta bir yerde şöyle diyormuş: "i should be dead. why am i alive?" (ölmeliydim. neden yaşıyorum?)

    soru: anılarınızı yazmak, bu sorunun cevabını bulmanıza yardım etti mi?

    matthew: hayatta olduğum için çok şanslıyım. başkalarına yardım etmek için. alkolizm ve içmem konusunda 'senin hatan değil' diyen bir doktor, bunu bana ilk kez söylediğinde çok şaşırmıştım ve bu benim içkiyi bırakmamda çok faydalı oldu. zayıf olduğum için değil, bu bir beyin hastalığı olduğu için böyleyim ve bir hastalıkla mücadele ettim hayat boyu. şimdi ben de bunu bilmeyen ve yardıma ihtiyacı olan başkalarına anlatıyorum.

    ben ne kadar kötüyü gördüysem, benim kadar kötüyü, dibi görmüş başkalarının da buradan çıkılabileceğini görmeleri için devam ediyorum, ve devam ediyorum, ve devam ediyorum. onlara bunun yapılabileceğini göstermek istiyorum.

    5 ay hastanede yattım ve ecmo makinesine bağlamışlardı beni. doktorlar aileme buradan çıkamayabileceğimi söylemişler. o makineye bağlanan kişilerin çoğu ölürmüş. o gece, benimle birlikte 5 kişi o makineye bağlandı ve sadece ben hayatta kaldım, diğerleri öldü. ailemin hastaneden sağ çıkamayabileceğimi duymalarına üzüldüm. yaşadığım için çok sevinmem gerekirdi belki, ama ben ailem bu sözleri duyduğu için çok üzgündüm, kızgındım.

    öldüğümde ilk akla gelenin friends dizisi değil, alkolizmle başa çıkmamın olmasını ve başka insanlara da bu konuda yardım etmemin hatırlanmasını istiyorum.

    soru: alkolü bırakmaya çalışanlara tavsiyeniz nedir?

    matthew: alkolik olduğunuzu saklamayın. elinizi kaldırın ve acı çektiğinizi, içtiğinizi söyleyin, yardım isteyin. hastalık her zaman geri dönebilir, ama yardım isteyin.

    soru: bu kitabı yazarken kendinizle ilgili yeni bir şey öğrendiniz mi?

    matthew: ölüme ne kadar yaklaştığımı gördüm, bunun ne kadar sık olduğunu gördüm ve tekrar asla bunun olmasını istemediğimi.

    soru: nasıl hatırlanmak isterdiniz?

    matthew: iyi yaşadı, iyi sevildi, arayışta olan ve en önemlisi başkalarına yardım etmek isteyen biriydi diye hatırlanmak isterim.
    __________
    evet beni ağlattı, uzun süre acı çekerek yaşayan herkes adına ağlattı.

    yaklaşık bir ay önce, 17 eylül'de bu söyleşiyi ilk izlediğimde bu final anlamı içeren sorulardan pek hoşlanmamıştım, 'bu insanlar da niye böyle şeyler soruyor, sanki adam ölüyor gibi' demiştim. kariyerinin zirvesini geçirmiş olabilir bir kişi, ama hayatı bitmiş gibi sorular sorulması hoşuma gitmemişti. onlar elbette, hayatını anlatan bir anı kitabı üzerine konuştukları için sormuşlardı bu soruları.

    kendisinin de söylediği gibi, iyi yaşadı, çok sevildi ve hem friends'de güldürerek, hem alkolizm konusunda aydınlatarak insanlara yardım etti.

    rest in peace, matthew.
    *
    friends dizisini matthew'ın sonradan neden hiç izlemediğini sorgulamış biri yukarıda. bu, söz ettiğim söyleşide ona da değiniyor kendisi. her sezon alkol mü, bir madde mi ne kullandığını dizide kendi görüntüsüne bakınca hatırladığını ve bundan hoşlanmadığı için, bugüne kadar izlemediğini... ama artık bu konuda da fikrini değiştirdiğini, tüm dünyayı etkilemiş ve çok sevilmiş bu diziyi kendisinin de izleyerek gülmek istediğini söylüyor.

    bağımlılıktan kurtulmak için 10 milyon dolar harcadı. #158247131
    alkole nasıl başladı, nasıl bağımlı oldu? #158274528
    dizi arkadaşlarından kısa taziye. #158293146
    (bkz: matthew perry/@theriver)

  • cezayirli bir aile fransa'ya göç etmişler. çocukları da okula yeni başlamış. derste hocası sormuş

    -yavrum, senin adın ne?
    +mahmut hocam.
    - olur mu canım, sen fransa'dasın. senin adın artık jean fransuva olacak.

    çocuk hınk mınk derken kabul etmiş yeni adını.

    okuldan sonra eve gelmiş. annesi mahmuuut! mahmuuuuut! diye seslenmiş. cevap yok.

    -oğlum bu ne hal, niye cevap vermiyorsun?
    + anne benim adım fransuva artık. öğretmen koydu adımı.

    çocuğun anası bunu bi güzel haşlamış.

    akşam babasına da fransuva benim adım deyince. babası daha fena haşlamış.

    neyse, ertesi gün gitmiş okula. hocası sormuş:

    -fransuva bu ne hal, her tarafın mosmor olmuş.
    +sormayın hocam, akşam iki arabın saldırısına maruz kaldım.

  • olm adam insan gibi ölçüsünü sormuş ürünün. bunda yanlış bir şey yok ki 50 liralık bir bok alıyorsan bile ölçüsünü bilmek hakkındır amk. satıcının gereksiz ukalalığı.

    satıcının 50-60 tl için bunlara vaktim yok deyip de dolap uygulamasında satış yapması da ayrıca komik. *

  • ön not: grammy ile ilgili genel bilgilerin verilmediğini fark edince kendi bilgilerimden bir entry toparladım. bu entry grammy'nin ne olduğunu, nasıl işlediğini ve yapısını ele alır.

    the recording academy'nin* organize ettiği ödül töreni.

    grammy ödülleri hem reyting hem de prestij açısından abd'nin en büyük müzik organizasyonudur. yapısına bakmak gerekirse:

    - grammy'nin takvimi oscar ödülleri'nden farklı çalışır. ekimde başlar ve eylülde biter. örneğin 2018'de yapılacak 60. grammy ödülleri'nde 1 ekim 2016 - 30 eylül 2017 tarihleri arasında yayınlanan şarkı ve albümler yarışabilir.

    - 30 eylül'den sonra adaylık süreci başlar. ilk önce aday adayları belirlenir. sonrasında esas adaylar belirlenir ki genellikle her kategoride beş aday olur. oyların eşit çıkması durumunda bu sayı artabilir. adaylar genellikle aralık ayının ilk haftası duyurulur. son oylama yapılarak kazananlar belirlenir. kazananlar ocak ayının son haftası ya da şubat ayının ilk iki haftası içinde yapılan iki ayrı törenle duyurulur.

    - bu süreçte oy kullanan kişiler the recording academy'nin üyeleri arasından seçilir (yaklaşık 12000 kişi). üyeler, oscar üyelerinden farklı olarak olarak şarkıları değerlendirmek için bir yere davet edilmezler ya da şarkılar onlara gönderilmez. online ortamda kişisel olarak dinlerler ve oylarlar.

    - yarışacak şarkıları recording academy üyelerinin kendisi seçmez. yarışacak olan projeler, şarkıcılar (doğal olarak onların şirketleri) tarafından kategorisi belirlenerek gönderilir (bu crossover artistler için önemlidir. bir şarkı "country pop" türündeyse, kategoriyi şarkıcı seçer. ister pop kategorilerine gönderir, isterse country kategorilerine). 150 uzman, şarkının veya albümün doğru kategoride olup olmadığına onay verdikten sonra şarkı ve albümler the recording academy üyelerinin ulaşabildiği online ortama sunulurlar.

    - gönderilen şarkıların bir albüme dahil olması, single olarak yayınlanması ya da stüdyo kaydı olması gerekmez ve şarkıcılar aynı kategoriye birden fazla şarkı/albüm yollayabilirler ancak şarkıcıların %95'i single olarak yayınlanan şarkıları yollarlar ve oyların bölünmemesi için kategorilere genellikle bir proje yollarlar.

    - bir albümün grammy'de yarışma süreci iki yıldır ve albümün yayınlandığı yıl "esas yıl"dır ki bu, aday olma ihtimalinin daha güçlü olması demektir. aday olarak bir kez gönderilen projenin tekrar yarışması mümkün değil. istisnalar ise remix versiyonlar ve live performanslardır.

    yukarıdakileri açıklamak için örnek vermek gerekirse: the weeknd, starboy albümünün ilk single'ı starboy'u 21 eylül 2016'da yayınladı, albümün kendisini ise 25 kasım 2016'da yayınladı. ilk single 30 eylül'den önce yayınlandığı için 2017 grammy ödülleri'ne aday edildi (adaylık çıkaramadı), ancak albüm 2018 töreni için yarışacak. the weeknd'in esas yılı, albümün dahil olduğu 2018 ödül töreni. esas adaylıkları bu törende çıkarması bekleniyor demektir bu. şarkıcı, albümden storboy şarkısı hariç istediği şarkıyı aday edebilir (starboy'un ise canlı performansını gönderebilir). gönderilen şarkı single olmak zorunda değil ama şansı fazla olsun diye single yollaması yüksek ihtimal. the weeknd, müzik dünyasında "crossover" denilen karışık genre şarkılar yapan bir şarkıcı. şarkıları pop ve r&b türünde. diyelim ki i feel it coming şarkısını seçti. bu şarkı pop ve r&b türünde olduğu için kategoriyi kendi seçecek. ya pop kategorisine gönderecek ya da r&b kategorisine. "i feel it coming" şarkısını pop group/duo performans kategorisine gönderdiğini varsayarsak, o kategoriye oylar bölünmesin diye yollama hakkı olmasına başka şarkı yollamayacak. bir diğer şarkısı party monster'ı da r&b kategorileri için gönderebilir. crossover şarkıcıların böyle bir avantajı vardır ama genellikle adaylık çıkarmayı başaramazlar.

    beyonce bir albümden farklı kategorilerde adaylık çıkarmayı başarabilen nadir şarkıcılardandır. örneğin, 2010 ödüllerinde halo şarkısı pop kategorisinde yarışırken, single ladies r&b kategorisinde yarıştı. hatta bir sonraki sene halo şarkısının canlı performansını gönderdi ve şarkı 2011 ödüllerinde bu kez canlı versiyonuyla yarıştı.

    kaldığımız yerden devam edersek;

    - sayıları sürekli değişmekle birlikte bugün 84 kategoride ödül verilir. ancak bu durum akademi üyelerince değiştirebilir. her iki yılda bir kategorilerle ilgili küçük oynamalar olur. son büyük değişiklik 2011 yılında yapıldı. performans kategorilerinde kadın - erkek ayrımı ile grup ve düet farkını kaldırdılar. iki farklı şarkıcının yaptığı düet şarkı da, bir gruba ait olan şarkı da aynı kategoride yarışıyor artık.

    - "genel kategoriler" adı altında dört kategori vardır: yılın albümü (album of the year), yılın kaydı (record of the year), yılın şarkısı (song of the year) ve best new artist (en iyi yeni şarkıcı). yılın albümünde kazanan albümün tüm ekibi kazanmış kabul edilir, düet yapan şarkıcılar dahil. yılın kaydı, şarkıyı seslendiren ve prodüktörlüğünü yapanlara verilir. yılın şarkısı ise şarkıyı söyleyenden ve prodüktörlerden bağımsızdır, şarkıyı yazan kişiye/ekibe verilir. en iyi yeni şarkıcı için piyasaya yeni çıkmış her isim en fazla üç kez başvurabilir.* yeni isim dedim çünkü bir grubun üyelelerinden biri ayrılır ve solo kariyerine başlarsa (zayn malik gibi) uzun bir kariyeri olmasına rağmen bu katgoriye başvurabilir. illa grup üyesi olmak gerekmez. katy perry gibi başka bir sahne ismi seçtiğinde de bu kategoriye başvurma hakkı doğar.

    - çok fazla kategori olduğu için aynı gün iki ayrı tören yapılır. ana törende genel kategorilerin yanı sıra altı ya da sekiz kategori eklenir ve toplam 10 - 12 kategori duyurulur. diğer kategoriler ise ana ödül töreninden dört saat önce başlayan "pre-telecast" denilen küçük törende hızlıca açıklanır.

    - kategoriler sadece performans, en iyi şarkı ve en iyi albüm türünde olmaz. hiç popülaritesi olmayan kategoriler de vardır. daha da ilginç olanı ise akademi, albüm paketlerini, şarkı sözü kitapçıklarındaki notları (booklet), aranjmanı, prodüktörleri ve remixçileri ayrı ayrı ödüllendirir. bir albüm, hem stardart versiyonu hem de deluxe versiyonu için kapağının, notlarının ve kitapçığının tasarımını içeren kategorilere aday olabilir.

    en ilginç kategorilerden biri mesela: best spoken word album. bu kategori şiir ve sesli kitaplara (audio books) ödül verir. bazı abd başkanları ve siyasetçiler bu kategori sayesinde grammy sahibi olmuştur. jimmy carter, bill clinton, barack obama, john kennedy ve franklin roosevelt buna örnektir. hatta hillary clinton bile bu dalda grammy kazandı.

    - kategorilerin tamamı için wikipedia.

    - üyelerin hepsi genel kategoriler için oy kullanabilirken diğer kategorilerde uzman oldukları alanlarda oy kullanırlar ve bu dokuz kategoriyi geçemez.

    - yarışan şarkıların çok büyük bir çoğunluğu ingilizcedir ama yabancı dilde şarkılar da yarışabilir. fakat bunun için oscar'daki gibi "en iyi yabancı dilde şarkı" şekllinde bir kategori yoktur. şarkılar ait oldukları müzik türlerinin kategorilerinde yarışırlar.

    not: eski adı "national academy of recording arts and sciences (naras)" olan the recording academy, abd'de müzik endüstrisinin temel kurumudur.

    not 2: bir sonraki entry, sistemin teoride değil, pratikte nasıl işlediğine yönelik olacaktır.

    not 3: bu en karmaşık kategoridir. aslında tam kural: bir şarkıcı ya da grubun "en iyi yeni artist" kategorisine başvurabilmesi için single olsun olmasın yayınlanmış en az beş şarkısı ya da bir albümü olması gerekir. toplamda 30 şarkı ya da üç albümü aşarsa başvuramaz. üst sınır üç albüm olduğu için uygulamada en fazla üç kez başvurabiliyor.

    edit: recording academy bu yıl "yılın albümü" ile ilgili bir kuralı değiştirdi. artık albümü yapan ekibin tamamı değil, %33 katkıda bulunan kişiler şarkıcı/grup ile birlikte ödülü almış sayılacaklar. düet yapan şarkıcılar ya da sadece bir iki şarkıya yardım eden şarkı yazarları artık ödülü almış sayılmayacak.