hesabın var mı? giriş yap

  • 6. yüzyılda inşaa edildiği vakit en büyük kilise olan yapı. kubbesi o kadar geniştir ki, birkaç kere çökmüştür. ayasofya’nın kendisi ise 3 kere inşa edilmiştir. antik dönemden kalan en iyi kalan büyük yapılardan biridir( inşaası 537 yılında bitmiştir).

    1453’te camiye dönüştürüldüğünde, kuşkusuzki tarihin en güzel camilerinden biri olmuştur. zaten bunu osmanlı mimarisindeki etkisinden de anlayabilirsiniz. klasik osmanlı mimarisinin temelinde ayasofya vardır: küçük kubbelerin büyük devasa bir kubbeyi desteklediği camiler.

    camiye dönüştürüldüğünde içindeki mozaiklere dokunulmamıştır bile. mozaiklerin üstü 18.inci yüzyıldan sonra kapatılmıştır.

    ayasofya herhangi bir dine ait olmak için fazla güzel bir yapı. istanbul, “city of world’s desire” olarak bilinir. ayasofya da istanbul’un kalbidir. ayasofya’nın müzeye çevrilmesi olabilecek en doğru karardı. böylece sembolik gücü bu kadar yüksek olan bir yapı sadece müslümanların veya ortodoksların mirası değil bütün insanlığın mirası haline geldi.

    ama ben bunları neden anlatıyorum ki ? tarihin, sanatın bir değeri mi kaldı ki ? ahh...

  • aklıma direkt “acaba yediğimiz paketli gıdalar nasıl üretiliyor?” sorusu geldi. ve iyice tiksindim. tam da diyete girmiştim bugün. gerçekten iyi oldu bu video. sosisin yapılma sürecini izledikten sonra ağzıma sosis vurmamıştım. bu da onun gibi oldu. tamam belki bizim yediklerimiz fabrikada üretiliyor ama bu onların hijyenik olduğunu göstermez. en basitinden sürekli içtiğim kahve bile sıkıntılı. çünkü çoğu kahveci makinelerini iki ayda bir temizletmeleri gerekmesine rağmen senede bir falan yapıyor bu işlemi. neden? çünkü güzel ülkemde bu işlem bile çok pahalı. tabi bu bahane değil, sen bir bardak kahveye minimum 40 tl alıyorsan, temizliğini de yaptırmalısın.
    sonuç: dışarıda bildiğiniz bir yer değilse yenilen-içilen her şey yüzde doksan antihijyenik ortamlarda yapılıyor.

  • ".........eğer marks olmasaydı, sosyal devlet de olmazdı. biliyorsun di mi zehra?

    ...sendikalar olmazdı. çalışan hakları olmazdı...

    marks belki kapitalizmin duvarlarını yıkamadı zehra ama bizim için sayısız delik açtı o duvarlarda, ki biz rahat nefes alabilelim diyee !..."

    diyerek insanlığın soldan atan kalbini gülümsetmiş olan, güzelim dizidir..

  • antalya doğumlu adamın, ordu eliyle büyütülmüş balkan kökenli ortodoks yetimler tarafından kovalanması.

  • yağmur eczacılık öğrencisi , öldüren hukuk öğrencisi , öldürenin annesi hakim babası da savcı .

    yok kardeşim yok … bunun eğitimle , statü sahibi olmakla alakası yok. hepimiz magandayız.

  • başlık: sineklerle nakliyata başladım anlatıyorum

    1. kağıttan gemi yaptım. sonra 25 tane sinek yakaladım. sinekleri ayağından iple kağıttan gemiye bağladım. ilk önce; 5 tanesi kaldıramadı gemiyi sonra 10 tanesi hafiften oynatmaya başladı sonra 15 tanesi baktım gemiyi kaldırıyor. ama geminin yolcusu yok diye yolcusu olduğunda kaldıramayacaklarını düşündüm ve 25 indi bağladım gemiye. şuan gemiyle odanın içinde deneme nakliyatları yapıyorum; cipsleri ve çikolataları rahatlıkla taşıyabiliyorlar. yakında bu sinek sayısını arttırıp uluslararası cips ve çikolata nakliyat işine giricem. tabi sinekleri biraz eğitmek lazım. dışarıya çıkardım nerede bok var oraya gittiler cipsler ziyan oldu biraz eğitimden sonra caps varrr *

  • arz-talep dengesinden kaynaklıdır ve avrupa genelinde durum böyledir.

    ham petrolü işlediğinizde belli miktarda benzin ve belli miktarda dizel elde edersiniz.
    son 20 yılda dizel motor teknolojisindeki gelişmeler sebebiyle hem ülkemizde hem dünyada insanlar dizel arabalara yöneldi. bunun sonucunda türkiye'de ve avrupa genelinde dizel yakıt tüketimi arttı, benzin tüketimi azaldı. iş o noktaya geldi ki, türkiye'deki ve avrupa'daki rafineriler ülkenin dizel ihtiyacına göre çalışacak olsa benzin fazlasını ne yapacaklarını düşünür oldu.

    özetle ülkemiz ve avrupa'nın geneli, dizel yakıt ihtiyacının bir bölümünü ithalatla karşılıyor ve benzin ihraç ediyor. kıt olan malın fiyatı, daha hızlı ve daha fazla artıyor.

  • yunanların kendilerinin helen ırkının temsilcileri olduğunu belirtmek için kendi ülkelerine verdikleri isim. dünyanın geri kalanı ise grek ırkından olduklarını düşündükleri için greece veya dile göre türevlerini kullanırlar. yunanlıların grek yerine helen mirasını sahiplenme isteğinin altında yatan grek kültürünün batı anadoluya yayılmış olması ve türkiyenin bu kültürün bir kısmını elinde bulundurmasıdır. helenler ise sadece yunanistan yarımadasındadırlar. yunanlılar kendilerini ayırmak isterler. türkler ise iyon soyundan geldikleri tezi ile bu ülkeye yunanistan demektedir. ki bu aslında bayağı bir aşağılama içerir. iyonlar tüm doğu akdenize yayılmış bir göçmen kavimdir. felsefe, demokrasi ve pek çok değerli kültür hazinesinin doğuşunu sağlayan greklerle karışmış olmalarına karşın bu çok şanlı bir tarihe sahip ırkla alakası yoktur. özetle biz iyon, onlar helen olduklarını savunur ama dünya bilir ki onlar grektir*

  • hapiste bol bol izler ve dinlersin dedirtir. ama bu sefer daha önce ağar'ın yattığı hapishaneyi 5 yıldızlı otele çevirmesi gibi olmaz.

    vatan millet aşkı hikayesine saklanarak milyonların hayatını çalmanın hesabı elbet sorulur.

  • fbtv güzeli. müzik box isimli bir klip programı sunardı bir ara*

    5 yıl sonra gelen edit: kendisi artık yeteri kadar meşur olduğundan foto linki vermeye gerek yok. endamını her gün ntvspor'da görebilirsiniz. kaldı ki google ve yandex bir tık ötede. (ne dilara gönder miş arkadaş 5 kişi mesaj attı "foto ölmüş" diye. biri ssg.)