ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fado
-
ağlatır... nedenini bilemeden ağlatır... hüzünden mi ağlatır kocaman bir boşluktan mı? ağlatır işte...
steam
-
herkese selamlar, bu sefer sizi arsivciadam ile zam gelmeden alınması gereken oyunlar etkinliği ile karşılıyorum.
dolar her geçen gün yükseliyor, firmalarda her geçen gün abii 1000 satıyoruz ama 1 alıyoruz acaba neden diyerek inceleyip ardından steam'in tavsiye ettiği kur dışında fiyatlar vermesi sonucu daha geçtiğimiz gün ets 2 149 tl oldu... acı ama gerçek..
o halde ben de fırsat bu fırsat normal fiyatıda ucuz olan, indirimlerde şahane olan, bu daha da artar diyebileceğim seri oyunlar paylaşıcam.
bu listeyi yaparken neyi nasıl baz aldım önce onu söylemeliyim. öncelikle firmanın diğer oyunlarındaki geçmişte yaptığı tutum ve diğer ülkelerdeki fiyat farkına bakarak ilerledim. çoğu oyunda fiyatlandırma indirimde 1 dolar olrken bizde 0.10 dolara satılıyor. bunu düşününce ben de olsam bu fiyattan satmam. bu sebeple yakında zam gelirse ah ulan keşke önceden alsaydık dememek için, alınacak başlıca oyunları yazdım bu yazıda.
yazımda büyük, en çok bilinen oyunlar, fiyatı 100 tl olan oyunlara vs yer vermedim daha çok indie oyunlarda tuttum listeyi
dipçe: bu oyunlara zam gelmeyede bilir, oyunu alırsınız ve fiyatı zamlanmaz ve atıyorum indirime giderse sorumluluk kabul etmem. ki indirime gideceğini çok sanmıyorum *
oyunları 4 listeye ayırdım.
1- oynamadan ölme : (uzun oyun süresi, bol keyif, mutluluk, bitince gelen üzütü)
shadow tactics blades of the shogun
this war of mine
the long dark
serial cleaner
postal 2
dishonored
the talos principle
2-uzun zaman gerektirenler : (oyun süresi oynayana göre değişiyor, yani sonsuz gibi, biraz bilgi gerekiyor, türü sevmeyene gelmez)
northgard
don't starve together
cozy grove
mordhau
911 operator
borderlands 2
frostpunk
terraria
oxygen not ıncluded
3-ismi duyulanlar : (bağımlılık yapar, sinir eder, seversen bırakmaz)
hotline miami
hotline miami 2
bully scholarship edition
beat cop
deadlight
thief
the forest
katana zero
outlast
disco elysium
4- keyfe uyarsa : (değişik tarzda, kısa oynayış, çerezlik)
ape out
mark of the ninja remastered
my friend pedro
party hard
darq
12 is better than 6
kona
road redemption
police stories
dipçe: burada oyunlar benim oynayıp tavsiye ettiğim oyunlardır, bu oyunlar dışında da her oyuna zam gelebilir. ben daha çok normalde de ucuz ama indirim döneminde affetmeyin diyebileceğiniz oyunlar hazırladım.
bu başlıkta sadece steam hakkında bir yazı girdim. ama hem steam hem de diğer platformlar, oyunlar hakkında bilgilendirme ve haberler verdiğim sayfalarım var, telegram kullananları böyle , twitter kullananları böyle , steamde arkadaş olup hediye göndermek isteyenleri böyle , steamtrades üzerinden takas yapmak isteyenleri böyle alabilriim.
steam indirim dönemleri ve etkinlikleri yaklaşıyor, sizleri güzel indirimler olursa buradan da haftalık indirimlerle rahatsız etmeyi düşünüyorum. teşekkürler. aklınızda kalanlar için yeşil ışık yakmayı zararlı görmeyiniz.
edit: @arcticfur ve elem hatırlattı sağolsun disco elysium listeye eklendi. firmanın başka oyunu yok, haliyle zam gelir mi gelmez mi bilemedim ama bize en yakın fiyat neredeyse %200 fazla olduğu için ihtimal var diyerek ekledim. teşekkürler
yaran okul müdürü sözleri
-
liseyi bitirdikten sonra diplomayı almak için okula tekrar gidilir. diplomayı verme işi de tatile çıkan müdür yardımcısı yerine müdüre kalmıştır. öss türkiye derecesi olan bir arkadaş ve ortalama puana sahip bir arkadaş müdürün odasına girerler. müdür hangi üniversiteye girildiğini sorar ve ona göre diploma parası almayacağını söyler.
m: söyle bakalım evladım nereye girdin?
a1: istanbul iktisat hocam.
m: çok güzel oğlum afferim, buyur diploman. peki sen nereye girdin?
a2: odtü elektrik elektronik hocam.
m: ankaradaydı di mi odtü?
a2: evet hocam
m: istanbul'a puanın yetmedi demek. neyse sağlık olsun seninki de fena değilmiş.
yazlığa gelen almancı aile
-
umumiyetle gürültü konusunda ihtisas yapmıştır. diyalogların anlaşılmazlığı bu gürültüye ayrı bir boyut, ayrı bir dehşet katar. işte diyelim uyuyorsunuz böyle bir beybi gibi. aniden bir ses...
alamancı çocuk: "anniiiiiiiiiiiii, annniiiiiiiiiii............. das izt manşıtın du zayniyn.... anniiii...... annnii diyom ya...annniiii..."
alamancı anne: "ne diyon?"
alamancı çocuk: "münşenden aldığım beyaz reyboklarımla havluyu at..."
allah allah... kardeşim bana ne, neyi nereden aldın, kaça aldın... zaten konuşmadan anladığım tek şey "anniii", "reybok", "münşen" (anne, reebok, münih).
bir de bu ailenin çocukları genelde kuzenleriyle falan geldikleri için grup halinde gezerler. havuzda türlü atraksiyonlar yaparlar. türk bayrağı kolyeli dev bir oğlan kuzeni olan kızı boğmaya çalışır, kendinden küçükleri kolundan tutup havuza atar, çivileme dalar vs vs. bu arada diyalog da "ya serkan... bak yapma diyom ha... şundiwın zu bi..." bilmem ne şeklindedir. su sıçratırlar hep.
hepsi böyle değildir mutlaka ama ne bileyim bana denk gelen hep böylesi olmuştur. sırf böyle insanlar yüzünden ismail yk gibi bir dünya starına karşı bile mesafeliyim bugün.
(bkz: yoksa ben zurna mıyım he)
dünyanın ilk sessiz tezahüratı
-
futbolla memleket sebebiyle trabzonspor eşiğindedir ilişkim. malum bizim takım hem futbol, hem zihin olarak pek iyi olmadığı için iyice soğudum genel olarak futboldan.
o yüzden benim cahilliğimse affola, yoksa bu beşiktaş her geçen gün bir "futbol" kulübü olmanın ötesinde kültüre mi evriliyor dostlar? bu adamlar futbolu bırakmış, aşmış, başka bir şey icra ediyorlar resmen. böyle beşiktaş şampiyon olmasa nolur, adam bu takımın her türlü müptelası olur.
biz de tekel işçilerini protesto ediyoruz
-
" mezunuz, işsiziz - 4/c'ye razıyız. " sloganıyla yapılacak protesto. adama sormazlar mı seni işsiz bırakanlar tekel işçileri mi diye, ha liberal tosun ?
youtube videodan önce beş reklam gösterecek
-
bence reklamları izleyelim, youtube videoları araya girsin.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bu gece fark ettim, üst komşumla hep aynı anda tuvalete giriyoruz. bir kere denk gelmesek, kapısını çalıp "hayırdır bu akşam sıçmadın.keyfin mi yok?" falan diyecem.
anne ve babanın aşk hikayesi
-
1970'ler beşiktaş... yıldız teknik üniversitesi'nin iki öğrencisi, annem ile babam, muhtemelen bir eylemde, aynı çevrenin içinde karşılaşırlar. bölümündeki tek kadın öğrenciymiş annem, istanbullu, hırslı bir kadın. babam bildiğiniz köylü çocuğu, odtü'den kaçmış ytü'ye gelmiş.
bir gün annem vapurda beşiktaş'tan üsküdar'a geçerken bir olay yaşanır: faşistler annemi vapurun pervanesine atarlar, kurtulur, karaya çıkarılır, orada da üstüne saldırırlar. neyse, eve gelir, dedem geç kaldığı için kızmış, "ne olursa olsun bu sofraya 7'de oturulacak" der, annem ertesi gün evden kaçar. rahat hareket edebilmeleri için evlenmişler, arkadaşları öyle dedi. bir de babamın anneme abbasağa parkı'nda evlenme teklif ettiğini biliyorum. günler geçer; çok kısa bir sürede evlenirler. beşiktaş'ta bir sürü hatıraları var, bazı günlerde, bazı duvarlarda görülebilen... "bak biz burdayız" diye kırmızı kırmızı göz kırparlar bana... hep olay, hep debdebe...
günlerden bir gün annem çalıştığı fabrikaya gider, gece nöbetçi. trafoda bir yangın çıkar, bir işçi içeride kalmış, annem girip, kurtarır adamı, kendisi yanar... 10 gün yaşar, sonra ölür ankara'da... öldüğünde 25 yaşında...
bana da bu hikâye kaldı; bazen bir insanı kurtarmak devrim yapmaktır... bazen bir insanı kurtarmak dünyayı kurtarmaktır...
bir insanı, düşüncesi, ırkı, dili, dini fark etmeksizin sevmek, hiç tanımadığı bir insan için canını verebilmek...
türk kızlarının hepsinin zengin erkek araması
-
"kadınlar kendilerini güçsüz olana bir idol, güçlü olana bir eşya gibi sunarlar."
cesare pavese
28 aralık 2014 torku konyaspor beşiktaş maçı
-
1-2 bitmesini beklediğim maç. goller töre ve sosa.
vakaların artmasının sebebi hepimiziz 84 milyon
-
akp kongrelerine çıtını çıkartamayan özel hastane sahibinin yine halkı suçladığı bilmem kaçıncı masal.
"evin içinde bulaş artmış", bak sen şu işe, virüs eve nereden gelmiş olabilir ki? bir düşünelim bakalım. biraz daha sıkışırsa "evde covid virüsü üretiyorlar" diyecek herhalde.
pardon özel hastane demişim, özel hastaneler olacaktı.
gece editi: 84 milyon dediğine göre ülkeye doldurdukları milyonlarca mülteci ve özellikle suriyelilere yine toz kondurmamışlar yine.
sevgilisinin kahvesine gülücük çizeni döven adam
-
evrimleşmemiş,özgüvensiz bir primatın yaptığı gövde gösterisi.
senin neyine kahve içmek, ancak yalaktan su içmek yakışır sana.