ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çanakkale zaferi'nin 100. yılına özel reklam filmi
-
atatürk'ün adını ağzına alamayan fakat onun başarısı üzerinden prim yapmaya çalışan bir zavallı reklam.
farah zeynep abdullah
-
ben =)
şeyma subaşı'nın direk dansı yapması
-
elektrik direğine tırmanan tedaş personeli gibi olmuş. o nasıl bir estetiklikten uzaklıktır?
üst soy bilgisinde rastlanan tuhaf isimler
-
"şirin "
isim garip çünkü büyük büyük dedemin ismi. teknik olarak soyum şirin baba'ya dayanıyor.
mackolik.com'un yaran üye yorumları
-
kimisi saflığın göstergesi olan yorumlardır.
adam "dinamo kiev maçını nereden izliyorsunuz arkadaşlar? " diye soruyor,
bir kişi cevap vermiş "erzurum yildizkent'te iddaa bayisinde izliyorum"
13 ocak 2020 gurbetçiye sahte emeklilik vurgunu
-
gurbetçilerin çoğu köylü kurnazıdır. bir çoğu, sahte evrakla emekli olma işini biliyordur. burada dolandırılan ne yazık ki sadece sgk.
william shakespeare
-
" basarili olmak icin uc cumle: 1. digerlerinden daha fazla bil. 2. digerlerinden daha fazla calis. 3. digerlerinden daha az beklenti icinde ol."
william shakespeare
ziraat atm para alma bölmesi
-
bir tek bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama parayı aldığınız bölme öyle ilginç bir tasarımda ki sanki bir korku filminde sahne gibi hissediyorsunuz. parayı alırken her seferinde korkuyorum "acaba bu kez elimi makine kapıp koparacak mı" diye
2 temmuz 2015 elektronik ürünlere ek vergi gelmesi
-
%41 + %16 oranında olmalıdır. vatandaş en fazla bu sayılar tarafından s.kilmeyi seviyor.
27 temmuz 2015 istanbul sıcağı
-
istanbul sıcağı falan değildir. adana mı, antalya mı artık kiminse gelip alsın lütfen.
muhabbet kuşu
-
4 aylık bi tane var bende. konuşmayı çok kolay öğrendi. yemi dışında pek bir şey sevmiyor. biraz tarhana çorbası seviyor bir de her sabah benim çayımdan otlanıyor. sürekli oyun istiyor. şimdi bu elemanlar kafeslerine çok bağlıdırlar bilirsiniz. geçen arkadaşla konuşurken dedim ki, "ben şimdi bu şerefsizi besliyorum, oynuyorum, temizliyorum ama küçülsem de evsiz barksız kalsam kafesine sokmaz bu beni. iki lokma yem yedirmez tekme tokat dışarı atar." o da hak verdi, gıcık kaptık elemandan. allahın sopası yok demek ki dün sinüzitten geberiyordum. sağ gözümün üstünü matkapla deliyorlar sanki. ilaç falan da fayda etmiyor. kanepeye uzandım geçsin diye dua ediyorum. o sırada bu kafesinden çıktı, uçtu kafama kondu. doğrudan gelip gözümün üzerine oturdu. sıcacık karnı sağ gözümün üstüne öyle güzeldi ki. ağrım hafiflemeye başladı. bu sakin sakin hiç kımıldamadan yatarken uykuya dalmışım. uyandığımda yastıkta yanımdaydı ve başımın ağrısı tamamen geçmişti.
akşamın o saatinde çıktım ballı yemlerden aldım adamıma. bi gün önceki sözlerimi de geri aldım.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
geçenlerde bir akşam telefonum çalıyor. arayan defne'nin anaokulundan sınıf arkadaşı engin'in annesi. numaramı acil bir durum nedeniyle okuldan almış:
- merhaba barış bey, ben defne'nin sınıf arkadaşı engin'in annesi...
- merhaba engin'in annesi hanım...
- defne oğluma üst katımızda oturduğunuzu söylemiş...
- öyle mi??? (alakasız semtlerdeyiz)
- bizimkini burada oturmadığınıza inandıramadım, defne'yi bulmak için bütün yukarı katları dolaştı. bulamayınca krize girdi, bir saattir kendini yerden yere atıp ağlıyor. defne'yle konuşturup ikna etmesini sağlayabilir misiniz?
- şu anda evde değilim, numarayı vereyim, evden ararsanız konuşabilirler...
ardından eve dönüyorum, olup biteni defne'ye soruyorum:
- arkadaşınla konuştun mu tatlım?
- konuştum baba.
- eee anlatsana neler oldu?
- olan bir şey yok baba. engin tamamen uydurmuş bence.
- ama çocukcağız seni araya araya perişan olmuş, insan kendi uydursa böyle olmaz ki.
- yok yok, uydurmuştur.
- bari iyisi mi okula gittiğinde engin'le konuşayım da üzülmesin.
- olmaz baba! konuşma!
- neden?
- belki deeee... uydurmamıştır!
- yaaaa?
- belki deeee... birisi ona şaka yapmıştır.
- demek şaka?
- ama baba, engin şakadan anlamıyorsa şaka yapanın suçu ne?
- ama yazık değil mi, çocuk her yerde seni aramış, çok üzülmüş.
- erkekler de hep böyle baba ben napayım?
- sen başkalarına da mı yaptın bu şakayı?
(o pis sırıtışı imkanı yok tarif edemem)
araştırıldı ve öğrenildi ki bizimkinin hayranı çokmuş. dahası, küçükhanım hayranlarından bıkmış da dalgasını geçmeye başlamış. yaş daha dört!
yalnız ne yalan söyleyeyim, kız babası olarak kızımın erkekleri parmağının ucunda oynatmasından haince bir zevk almadım değil.