hesabın var mı? giriş yap

  • yıl 1683 osmanlı viyana kapılarında ikinci kuşatmayı gerçekleştirir.. osmanlı topları şehrin surlarına gedik açmak için gülbanklar eşliğinde toplarını ateşlerken çerkez dayı denilen hazret surlara açılan bir gedikten atıyla içeri girmeyi dener ve muvaffak olur elinde yalın kılıcıyla arkasına bakar maalesef takipçisi bir er bir kılıç kuşanan yiğit yoktur tek başına, yalnızdır.. geri dönmeksizin nemçenin üzerine yürür ve şehid olana kadar kılıç sallar.. bir müddet çarpıştıktan sonra kahramanca dar-ı fenadan dar-ı bekaya irtihal eyler. *
    aradan yüzyıllar geçmesine rağmen bu kahramanlık viyanalıların dilinden düsmez hafsalalarından silinmez ve bu tek başına kahramanca savaşıp şehid olan çerkez dayımızı dillerden dillere aktarırlar.. hasılı birinci viyanada barok gotik mimarinin çokça rastlandığı tarihi koruma alanı ve kültür mirası olarak belirlenen çevrede sokakların birinde eski bir barok binanın dış cephesinde heykelleştirilir bir anı olarak atının üstünde elinde yalın kılıcıyla..

    e buyrun bi bakının!
    http://yenisafak.com.tr/diziler/akm/akm02.html

  • yıllar sonra siyaset okullarında görevi kötüye kullanım dersi olarak okutulması ve gösterilmesi gereken konuşma.

    cumhurbaşkanı çıkmış "koalisyon olmasın haaa", "sakın haaa koalisyon kaos demek", "400 milletvekili istiyorum", "muhalefetin bir çakılı çivisi yok", "ssk'yı batıran adam biliyorsunuz" falan diyor.

    yazık bu yüce makama kimler layık görülüyor.

  • geçen sene işten çıkarıldım. tamamen haksız sebeplerden. bu yüzden davayı zaten kazandım.

    neyse efendim, kıdem ve ihbar ile yaşayabildim iş buluncaya kadarki 3 ayda. kaldı ki bekar ve birikmişi de olan biriydim. borcum yoktu.

    çünkü işsizlik maaşı, aldığım maaşın 1/4'ü bile etmiyor. sadece ihbar tazminatımı alsam, muhtemelen 2. ay itibariyle birikimden yemeye başlayıp, işsizliğim uzasa bildiğin sokakta kalacaktım.

    şimdi sorarım, türkiye gibi işyerlerinde adaletsizliklerin, mobbing'lerin kol gezdiği bir ülkede, işçinin alabileceği tek güvenceyi kaldırmak, elli tane şarta bağlamak akıl karı mıdır?

    parti bağımsız düşünün. yarın bu kişi siz de olabilirsiniz. işte bu akp'nin saçma ekonomi politikalarında artık geldiği son noktadır. maaşın %50'sinden fazlası vergilere giderken, devleti, ülkeyi daha ne kadar vatandaş ayakta tutacak? ekonomi politikası hiç olmayacak mı bu ülkenin?

  • muğla’da toki yapılan yerde hergün ortak parkı domuzlar basıyordu. hatta bir gün gece büyük bir domuz dokunacak kadar bitişik geçti yanımdan, dondum kaldım.

    neyse dedim ki ben bu olayı çözeyim insanlar zarar görmesin (kahramanım ya...). önce belediyeyi aradım biz bakmıyoruz dediler.
    valilik, emniyet, jandarma, türk silahlı kuvvetleri, mit... biz bakmıyoruz dedi.

    e .mına koduğum yerinde insanları vahşi hayvanlardan koruyan bir devlet biriminin mutlaka olması gerekir diye düşünüyorum sağlıklı bir birey ve vatandaş olarak. en son milli parklar genel müdürlüğünün bu işe baktığını 3 saat arama sonunda öğrendim. telefondaki diyaloğumuz şöyle:

    - iyi günler hergün vahşi domuzlar siteye iniyor. çoluk çocuk zarar görecek.

    - beyefendi eğer şikayetçiyseniz mesai saatleri içinde silahlı ekip gönderiyoruz. denk gelirse öldürüyoruz.

    - ee domuzlar saat 7 gibi geliyor. mesai bitince…

    - o zaman gelemeyiz.

    -ne yapalım? biz öldürebilir miyiz?

    -hayır öldüremezsiniz, meskun mahal... ateş etmek yasak..

    -ee ne yapacağız?

    - tokinin etrafına duvar öreceksiniz?

    -iyi de araba yolundan yine girerler...

    -valla yapacak bir şey yok beyfendi. şikayetçiyseniz gelelim şimdi...

    o zaman şaşırmıştım. demek aslan sürüsü türkiye'de şehre inse, mesai dışı saatte bizi koruyacak bir devlet birimi yok.

    o nedenle bu amerikalıların yaptığı şey doğrudur. kendi önleminizi alın ama unutmayın şehirde vahşi hayvanlara ateş ederseniz tutuklanırsınız. "rambo 1" gibi bubi tuzağı ile yok etmelisiniz.

    edit: şu anda şöyle bir çözüm bulunmuş. bakmışlar domuzlardan kurtuluş yok. yöre halkı domuzları beslemeye başlamış.

    bir nevi evcilleştirmiş mi diyeyim tanrılara kurban mı veriyorlar diyeyim bilemedim. yorum sizin. ayıya göbek attıran milletimiz domuzu da çizgi film karakteri piglet'e dönüştürmeyi bilir zannediyorum.

  • işemeden sıçması çok enteresan onun dışında normal vidyo bence. bu milletin tuvalet adabını bunca yıl istikrarla sürdürmesi mucizeydi zaten.

  • ezgi'nin kocası olsam stüdyoyu palayla basardım aq.kadın klibin birebir aynısını yapmış,mimikleri bile uydurmuş.sezen aksu hep böyle değildi belki bir klipte olabilir falan diyorlar.ulan hande yener sanki sürekli mavi saçlı veya ayşenur'un canlandırdığı romeo şarkısındaki gibi dolaşıyor.adamı delirtmeyin allahsızlar.

  • otobüs dolusu insanları kongrelere taşıyıp salgını yayana sesi çıkmayan emniyet teşkilatımızın güzide polisleridir. bulmuşlar bir garibanı bir de biz ezelim demişler.

    "yakarsa dünyayı garipler yakar"

  • böyle saçma meraklari olmayan insandır; zira sen kapatinca karşı tarafı da görmuyorsun. bence harika.
    kaldı ki bir sürü "aaa girmiş cevap yazmamis" modunda takılan arkadaşlar hala bunun "kişiye özel telefon" olduğunu unutup "her istediğimde ulaşabilirim telefonu" olduğunu sanıyorlar. lütfen bisktrp gidin, istediğime istediğim zaman cevap veririm.

  • witcher, orta çağ fantazyası türünde en sevdiğim yaratı. ama aynı olumlu duyguları, yaratıcısı andrzej sapkowski için paylaşamıyorum. kendisi hakkındaki izlenimim, hayatla ve kendisiyle barışık olmayan, iki yüzlü huysuz bir adam olduğu yönünde. eserler ve yaratıcılarını ayrı değerlendirmek gerek...
    eserin oyun haklarını tamamen yasal ve sorunsuz olarak satın alan genç ve hevesli oyun yapımcılarına demediğini bırakmamıştır. ki o gençler witcher oyunlarını sapkowski'nin romanlarına bir aşk mektubu gibi yazmış, oyunların başarısı üzerine yapmalarına gerek olmadığı halde sapkowski'ye fazladan para vermeyi teklif etmişlerdir. sapkowski bunu önce reddetmiş, sonra dava açarak para istemiştir. gençler gene efendiliklerini bozmamış ve ödeme yapmaktan mutlu olacaklarını dile getirmişlerdir.
    george r. r. martin gibi pozitif, fanlarıyla arası iyi, dizi olsun oyun olsun eserinin her türlü multimedya uyarlamasına tam destek veren kafa bir adam olması şart değil. ama bari alan moore gibi sarsılmaz bir duruşa sahip olsun. moore, eserlerinin film uyarlamalarıyla çok güzel para kazanabilecekken sklemez bir tavırla bu uyarlamalardan gelecek parayı reddetmiş ve isminin filmlere eklenmesini yasaklamıştır. tutumunu fazla agresif bulsam da kararlılığı ve idealizmi için saygı duyuyorum.
    oysa ki sapkowski, iyi para aldığı boktan witcher netflix dizi uyarlaması için methiyeler düzmekten geri kalmamıştır. o zaman cd projekt red'in günahı neydi? tek sorun sapkowski'nin zamanında oyun haklarını ucuza satması ve ödemeyi satışlardan elde edilecek kara göre değil tek seferde sabit tutar olarak istemesiydi. ki ekonomist bu adam güya.
    eserine bu derece tutku ve sadakatle yaklaşacak uyarlamalar her yazarın rüyasıyken, sapkowski geçmişteki tamamen kendi hatası olan kararın gölgesinde yaşayan aksi bir ihtiyar olmayı tercih etmiş, her daim parayı ön planda tutmuş, eserinin onore edilmesini hiç umursamamış ve bu tutumuyla kendi saygınlığına kalıcı bir zarar vermiştir.

    edit: parası mı bitti, hevesi mi geçti bilinmez, artık netflix dizisine de sallamaya başlamıştır. *

  • 93m ile mecidiyeköy'den zeytinburnu tarafına ilerliyorum. sağımda, pencere kenarında bir kız oturuyor. önümde en son durakta binmiş bir kız oturuyor. onun yanında da bir erkek ama belli fırlama biraz. bu kişiler, bir birlerine tamamen yabancı.

    e5'te seyir halindeyken sağ tarafımızda, çok alakasız bir yerde, havai fişekler patlamaya başlıyor, tabii herkes dönüp izlemeye başlıyor. o arada ön çaprazımdaki fırlama, yanındaki kıza dönüyor birden ve "bak sen yanıma oturdun diye havai fişek gösterisi yaptırıyorum" dedi, herkes gülmeye başlıyor ve ben o arada havai fişeklere doğru sağa dönüyorum, tabii doğrultu olarak yanımdaki kıza bakıyorum da zannedilebilir. o anda kız benim ondan tarafa baktığımı görünce bana dönüp "o kadar zaman oldu, yanımda oturuyorsun, hiç havai fişek patlatmadın" dedi. bu arada hal-i hazırda gülmekte olanlar yerlere düşmeye başladılar. ben ne diyeceğimi bilemez halde, kem küm ettim biraz. insana böyle de yüklenilmez ki!

  • motosiklet sürücü tamamen geri zekalı. en sağ şeritten tam gaz gidip de niye önüme kırdın diye mal mal hareketler sergiliyor.
    ben de aktif motosiklet kullanıcısiyim ve çok şükür çevremde böyle mal apaçiler yok.

    arkadsslarina güvenip de arabanın önünu kesip kavga etmek falan. katıksız mal.