hesabın var mı? giriş yap

  • genel bir beyaz yaka yanılgısı var: yabancı ülkelerin bizim mavi yakalarımız yerine beyaz yaka elemanlarımızı almaları gerektiğini düşünüyoruz. çünkü beyaz yakalarımız daha kalifiye ve mavi yakanın yaptığı işi de yapabilecek kapasiteleri hayli hayli var. ancak durum tam tersi. yurtdışı iş piyasasında vasıfsız olmayan mavi yaka elemanlara aslında daha çok ihtiyaç duyuluyor.

    mesela kanada tuğla duvar örecek usta almak istiyor. bu iş kodu öncelikli iş kodlarından. bizim mantığımıza göre lise mezunu az buçuk ingilizcesi olan usta yerine yüksek lisansı ve mükemmel ingilizcesi olan inşaat mühendisini alsın, tuğla ördürsün. zaten inşaat mühendisi o maaşa orada çalışmak için o pozisyona razı olur. ama adamlar öyle düşünmüyor. inşaat mühendisini duvar ustası olarak çalıştırırsam 2 ay çalışır sonra kaçar, bana duvar ustası lazım diyor.

    biliyorum bir türk için bunu anlamak zor. bizde hiç ingilizce konuşulmayan şirketlerde işe girişte ingilizce bilgisi aranır, basit bir ofis işi için yüksek lisans sorulur vs. alacağım adam nasıl olsa işi yapar, üstüne daha da kalifiye olsun istenir.

    not: yüksek mühendisim ve iyi pide yaparım. (bkz: #154482151)

  • nadya'nın bir çubuğu tek eliyle sokmuşken ikinci eliyle destek vererek karşı takıma poanı altın tepsiyle sunduğunda sesi soluğu çıkmayan ağzı bozuk bozok'un, yine dolduruşlara gelip böğürdüğü yarışma.. ayrıca nadya '' çocuğunu bir daha göremeyeceksin, bir daha sultan'ı göremeyeceksin, bir daha annemi, babamı göremeyeceğim'' falan diyerek milleti karşı grubun üzerine püskürttü resmen.. sanırsın sadece kazanana yaşam hakkı veriyorlar, eleneni konseyden sonra vuruyorlar..

  • ders esnasında hocanın uyarısıyla dışarı çıkması istenen öğrencinin, çıkarken hocayla girdiği diyaloglardır.

    - evladım, o dudağının altındaki şey nedir öyle?
    - sakaaal..*
    - berbere gidiyosun.
    - hocam zengin ettiniz elin adamını.
    - kaçtı numaran ?