ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sayısal loto'da 1 2 3 4 5 6'nın çıkması
-
insanin sayisal loto'nun ne kadar gereksiz bir $ey oldugunu idrak etmesini saglayan bir olasiliktir. zira o hafta sayisalda cikan rakamlarla 1 2 3 4 5 6'nin cikmasi arasinda olasilik farki yoktur. 1 2 3 4 5 6'nin "imkansizligi" bizim aslinda sayisal'dan para kazanmanin imkansizligini idrak etme $eklimizdir.
tebrikler. (bkz: sayisal bolum bitti sozel bolume geciniz)
sadece bir tane mensubuyla tanışılmış isimler
-
(bkz: mühendis)
ilk başlarda ünlü bi mühendis demek ki diye düşünmüştüm çünkü herkes mühendis bey diyordu, adamın adı mühendis'miş.
pisuvar boşken tuvalet sırası bekleyen insan
-
pisuvara sıçmak istemeyen kişidir.
beşiktaş
-
oturup rakı içiyoruz, benim haricimdeki masadaki 5 kişi fb'li ve gs'li, bazıları benim beşiktaşlı olduğumu bile bilmiyor; "abi beşiktaş süper oynuyor, ligi kesinlikle beşiktaş hak ediyor."
trabzon'da uçağa biniyoruz, uçağa geçerken körükte yarı gs'li, yarı ts'li ve hangi takımı tuttuğunu anlayamadığım iki adam konuşuyor; "abi beşiktaş maçını izledin mi, ne top oynuyor adamlar, bu sene inşallah şampiyon olurlar"
işteyim sabah milletin afyonu patlamamış, sağdan soldan sesler geliyor "beşiktaş liverpool'u eler abi. eleyemez abi. süper oynuyor adamlar... ama sturridge, sterling dönüyormuş... dönsün abi adamlarda da demba ba var."
o kadar çok bu muhabbetlere denk geliyorum ki, içten içe öyle mutlu oluyorum, öyle mutlu oluyorum... anlatamam.
ama ve lakin, beşiktaş'ın şampiyon olması büyük olay. eşit rekabet şartları yok. koskoca beşiktaş'a devlet geçici de olsa bir stadyum tahsis etmiyor, gidip trabzon maçını, gs derbisini konya'da oynamaya kalkıyoruz, bir başka iç saha maçını ankara'da oynuyoruz. hakemlerin takdir hakları sürekli ince ince aleyhte. sürekli diğer takımlara çıkmayan kartlar, çalınmayan düdükler, verilmeyen penaltılar veriliyor.
ama oyuncu grubu öyle inançlı ve mücadeleci ki, bu sene hakemi, siyasileri de yenip şampiyonluk ipini göğüsleyebilirler. hakemi ya da engel ne varsa hepsini yenmek için sahaya çıkıyorlar. hoca bana taktı deyip, sınava çalışmamazlık etmiyorlar.
gurur duyuyoruz.
1938'de adana'da idam edilen kadının fotoğrafı
-
eski hukukumuzda kısasa dair idam suçlarının alenî sergilenmesinin sebebi, belki maktulün yakınlarının bu manzarayı görüp de rikkate gelebileceğinin düşünülmesidir. yani katile belki acırlar, buna razı olmazlar da, kısas uygulanmasından vazgeçerler diye. eğer vazgeçerlerse devlet katili kendi kamu hakkından ötürü ta'zîr cezasına (hapis, kürek vesaire) çarptırır, katil de maktulün yakınlarına kan parası (diyet) öderdi. şahsî kanaatim de bunun son derece makul ve adil olduğudur. şu dünyada kimseye para cezası kadar bir şey koymuyor, adam para ödeyeceğine, 10 yıl içeride yatmaya razı oluyor. bu yüzden dinlerde de genellikle malî ve bedenî cezalar cârîdir. çünkü statü farkı olmaksızın, herkese aynı elemi verir. ayrıca şimdilerde uygulanan hapis cezası, suçun şahsîliği ilkesine aykırıdır. bir insanı içeri atıyorsunuz, 10 sene, 20 sene, artık her ne ise, bu suçun cezasını yakınları da o müddet boyunca çekiyor. hakikatte hiçbir cezamızın adil olmadığı gerçeğiyle ne zaman yüzleşeceğiz modern insanlık olarak bilemiyorum. eskiler çok daha adildi.
yani kimse ruh hastası olduğu için veya "ibret-i âlem" için bunları sergilemiyordu. devlete karşı işlenmiş suçlarda böyle olabilir ama kısastaki maksad bu değildir. tabiî 1938'teki durumu da bilemiyorum pek.
sobalı evde büyümüş çocuk
-
başlığı görünce;
-sobanın aşırı ısıtmasıyla odanın kapısını açmak, akabinde balkanlardan gelip bizim hole yerleşmiş olan soğuk hava dalgasını anında hissedip kapıyı 10 saniye sonra kapatmak.
- yemeklerin sobanın üstünde pişirilmesiyle odanın yemek kokması.
- her daim sıcak su olduğundan sürekli çay içmek.
- sobaya odun almak için dışarıya çıkmak ve çıkarken üşenildiği için üste birşey alınmadığından kıçın donması.
- sobanın fırınına bütün patates atmak ve bu patatesleri pekmeze sürerek yemek.
- yeni gelen misafirleri hemen sobanın yanına bir minder atıp oraya oturtmak
- sürekli sobanın altında uyuklayan miskin kediyi rahatsız etmek.
- saba tüttüğü zaman odanın içerisinin dumanla dolması,dumanın gitmesi için kapıyı açmak fakat içeriye soğuk geldiği için kapıyı kapatıp dumanla bereber oturmak ardından gözlerin yanmasıyla tekrar kapıyı açmak.
- küçük olduğunuz için sizin sobalı odada yatmanıza izin verilmesi ve sabah sobayı yakmaya gelen babanın gürültüsüyle uyanmak.
gibi çocukluğuna dair güzel anılar aklına gelen çocuktur.
gurbetçi akp'li kızın tarihi ayarı
-
skeç herhalde. gerizekalıyı yada beyinsizi canlandırmaya çalışıyor. çok başarılı bence.
yaran fıkralar
-
acemi bir avcı bir gün ava gider. bir müddet sonra bir ayı görür nişan alır ve ateş eder ayıyı sağ kolundan vurur. sinirlenen ayı avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.
ertesi gün avcı yine ava çıkar epey dolandıktan sonra sağ kolu sargılı bir ayı görür, nişan alır ve ateş eder bu sefer de sol kolundan vurur. ayı yine sinirlenir avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.
sonraki gün avcı yine dolanmaktadır. sağ ve sol kolu sargılı olan bir ayı görür. "ulan bu sefer vurmam lazım..." der ve ateş eder. bu defa da sağ bacağından vurur. ayı çılgına döner zor da olsa kovalar, yakalar ve şöyle der;
- ulan arkadaş, avcı mısıın, ibne misin?
türk sinema tarihindeki en efsanevi replik
-
-sen niye hiç konuşmuyorsun üzeyir abi?
-bir ara çok konuştum, faydasını görmedim, bıraktım.
soma a.ş. işletmecisine 250 milyon tl ikramiye
-
şaka gibi ama değil
13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması faciasından sonra işletmelerde iyileştirme yapılması için mecliste çalışmalar yapılmıştı.
yapılması gereken iyileştirmeler işverene fazladan külfet olduğu için bu parayı devlet bizim vergilerimizle ödeyecek. işverenin cebinden para çıkmayacak.
yani şu demek oluyor. devlet para ödemezse işveren o iyileştirmeyi yapmaz. kazalar, ölümler devam eder
chp'nin emekli ikramiyesi için kaynak nerede diye soranlara gelsin. işte devletin kaynaklarını böyle harcamazsanız herşey hallolur.
kaynak
benim vergimden bunlara giden her kuruş haram olsun.
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
okulun üçüncü katında bir sınıf camından diger sınıfa gecmeye calısan x, bahceden müdürün höykürmesini duyunca düşeyazmış ve panikle kendini içeri atmıştır.
sınıftaki herkes sıralara oturup efendice birşeylerle uğraşıyor numarası çekmeye başlar.
müdürün ayak sesleri yaklaşıır yaklaşıır...
x ise hareketine kendisi de anlam veremediği için iyi bir savunma uyduramamıştır.
müdür hışımla içeri girer ve der ki;
lan x iti, ben sana bin kere bu okula çizgili gömlekle gelinmicek demedim mi? paralarım lan o gömleğini. yarın efendi gibi mavi gömlek çekip geleceksin, kontrol edicem hayvan!
artık x için tanrı vardır, günah ve sevap vardır, ahiret ve ibadet vardır, rahman ve rahim olan vardır.
derin bir oh ve salavat....
üniversitelerin mottoları
-
çankırı karatekin üniversitesi'ninki yürekleri dağlar.
tercih edilebilir bir üniversite ne lan ? başta görünce güldüm falan ama acıklı aslında. millet orada ışığa doğru yardırıyor, mottolarda özgürlükler adaletler bilimler uçuşuyor ama böyle kenardan bakıp biz di tircih idilibiriz diyorsun..of of.
fatih terim
-
fatih terim: süleyman abay, bana dönüp deseydi, hocam size hiç yakıştıramadım utanır yerin dibine girerdim.
rıdvan dilmen: hocaya yakıştıramadım
fatih terim: bir lafım da rıdvan'a, bana yakışanı ben bilirim, yakışır yakışmaz benim bileceğim iş.