hesabın var mı? giriş yap

  • "aramakla bulunmaz; bulanlar ise ancak arayanlardır."

    bu sizin ne aradığınızla bağlantılı bir durum. etrafınızdaki insanlar da buna büyük etken. beyazın içinde mavi aramak gibi bir şey. bulmak zor ama bulunursa da bok etmemek gerekiyor. zor olmasının en büyük sebebi ise yine biziz; duygudurumumuz. ilk önce ne istediğimize tam olarak karar verelim. bu karar süreci yıllarca sürebilir; fakat sabırlı olmamız ve bu süreçte kendimize daha çok yönelmemiz lazım. kendimizle ilgili çözemediğimiz ne varsa çözmeliyiz. aksi takdirde ilişkide ne istediğini bilmeyen, dengesiz biri olarak ortaya çıkıyoruz.

    bir durumu başka bir sebebe bağlamadan önce kendimizi iyice sorgulamamız lazım. nerede ne hata yapıldı? bu hata için ne tür adımlar atıldı? kendimizi ne derece eğitiyoruz? bunların cevabını vermeden ilişkiye başladığınızda düzeltemediğiniz o duygudurumunuz ilişkiyi baltalıyor haberiniz yok.

    ilk önce kendinizi iyi tanıyın, daha sonra ilişkiye adım atmaya çalışın.

  • cadılık tarihini incelerken kedilerle ilgili ilgi çekici bir durumdan bahsediliyordu. cadı olarak nitelendirilen, aslında zamanının şifacısı olan kadınlar, pisliğin ne kadar zararlı olabileceğini bildiği için evlerini, zemine tuz döküp süpürürlermiş. bu nedenle süpürge, cadılarla özdeşleştirilmiş. ayrıca farelerin ne kadar pis olduklarını ve her türlü hastalığı taşıyabileceklerini düşündükleri, özellikle tahıl ürünlerini korumak için kedi beslerlermiş. bu nedenle kediler de cadılarla özdeşleştirilmiş bir başka unsur halini almış.

    cadı avları başlayınca, cadıların ruhunun kediler vasıtasıyla gizlendiğini düşünen insanlar kedileri de avlamaya başlamışlar. hatta kedi sahibi olan insanlar da "aman, beni de cadı ilan etmesinler" diye kendi kedilerini öldürmüşler. bu yüzden avrupa'da, özellikle fransa'da devasa fare sürüleri ortaya çıkmaya başlamış ve fare popülasyonundaki bu artış vebanın yayılmasında önemli bir faktör haline gelmiş.

    mısırlılar da ürünlerini korumanın yolunu, onların doğal predatörü olan kedilerde bulmuşlar. hatta antik mısırda bir kedi öldürmek ölümle cezalandırılan büyük bir suç imiş. romalılar da mısırlılar sayesinde kedilerle tanışıp kemirgen nüfusunu alt seviyede tutmayı başarmış.

    1665 yılındaki günde 1.000 kadar insanın öldüğü londra veba salgınında kedi ve köpeklerin vebayı yaydığı düşünüldüğü için yaklaşık 40 bin köpek ve 200 bin kedi katledilmiş. bu durum ise vebanın daha da yayılmasına neden olmuş.

    uzun deniz yolculuklarında da, özellikle ticaret ve keşif gemilerinde, hem psikolojik yönleriyle hem de kemirgenleri iplerden ve yiyeceklerden uzak tuttukları için denizcilerin vazgeçilmezi olmuşlar. dünyadaki bütün kıtalara da bu gemi yolculuklarıyla ulaştığı düşünülüyor. pati izi alındıktan sonra sahil güvenlik kartı verilen, amerika sahil güvenlik mensubu kedi herman ve savaş gazisi olduktan kısa süre sonra aldığı yaralardan dolayı hayatını kaybeden, kraliyet donanması mensubu simon.

    ayrıca damıtımevlerinde arpaları korumak için kediler beslenirmiş. bunlardan birisi de iskoçya/pertshire'da bulunan towser isimli bir kedi. lindores abbey distillery bu geleneği vesper ve friar john claw isimli kedileriyle halen devam ettiriyormuş. küçüklükleri.

    son olarak hamam böceklerine karşı inanılmaz etkililer. tabi parazit aşılarını sakın atlamayın. psikolojik etkilerinin de fevkalade olduğunu eklemeden olmaz. özellikle babamın vefatı sonrasında bu yönlerini derinlemesine keşfetmiştim.

    özetle, tarihte kedilerin, insan yaşamına önemli katkıları olmuştur. insanlar ne zaman bu canlıların zararlı olduğunu düşünüp katletme yoluna gittiyse de, bedelini çok ağır bir biçimde ödemiştir. yaklaşık 15 yıldır bu şapşiklere sahip olan bir ailenin ferdi olarak, bizlere faydası olsa da dışarıdaki zor koşullarda mutlu olmadıklarını biliyorum. dişinde apse olduğundan yemek yiyemediği için açlıktan ölebilen, ıslandıktan sonra ankara'nın ayazını yiyen bir hayvan nasıl mutlu olabilir ki? lakin bu durumu çözebilecek, bu dostlarımızın canını yakmadan hak ettikleri değer doğrultusunda onlara yardımcı olabilecek en büyük otorite devlettir. o otorite, aklı selim bir biçimde harekete geçene kadar lütfen bu eşsiz dostlarımıza yardımcı olun.

    kara ölüm ve kedilerin intikamı başlıklı yazı
    1665 londra veba salgını başlıklı yazı
    cadılık, kediler ve veba ile ilgili animasyon anlatım

    ayrıca netflix'de yayınlanan kedilerin aklından neler geçiyor isimli belgeseli de izleyebilirsiniz.

    bu arada kediler "çok aç kalmadıkça" fare yemezler, öldürüp bırakırlar. istisnaları mutlaka vardır. daha önceden başka bir arkadaş başlıkta bunu yazdığı için konuya değinmek istemedim. yani başlıktaki mantığı destekleyen bir yazı değildir bu. ilgili entry : #144197118

    edit: ekleme, düzeltme, kaynak ekleme.

    debe bonusu: bu da benden. en sevdiğim, sevilmekten nefret eden kedim; alamut'un efendisi, şeyhü'l-cebel, haşere suikastçısı hasan sabbah ile tanışın. hepinize teşekkür ederim.

  • helal olsun dediğim cömert hareket.
    siyasete böyle aileden zengin adamlar gelecek ki gözü tok olsun. yoksa 1 yüzükle yola çıkanlar sonra bir fena oluyor…

    4000 yoksul aileye et göndermiştir.

    https://mobile.twitter.com/…417884755090186253?s=08

    edit: aktroller ve muhalif görünümlü paralı köpekler kudurmuş. neymiş yardım gizli yapılırmış. düşündüler düşündüler bir kulp bulamadılar, ulan adam cebinden yapıyor, ne gizlisi, koca koca holdingler bile dernekler üzerinden açıktan yapıyor, bir de bu adam siyasi. dededen zengin. tabii ki yapacak, cömertliğini gösterecek. aşağıda bir arkadaşın dediği gibi yardım alan aileler gizli tutulduğu sürece mükemmel bir hareket. ki gizli tutuldu.
    inamoğlu gelecek cb. bunu seve seve kabul edeceksiniz.

    not: ayrıyeten türkiye’nin en başarılı belediye başkanıdır. akp, tunç soyer’le hiç uğraşmazken ve mansur yavaş’ı parlatırken kendisine ise topuyla tüfeğiyle saldırıyor. kredi bile vermiyor. bu adam her şeye rağmen metro yapmaya devam ediyor. hizmete devam ediyor. biz de diyoruz ki, topunuz gelin…

  • - hanimiş canım kızım? hanimiş hanım kızım? hanimiş güzel kızım?
    - ...
    - hanimiş tonton kızım? hanimiş kokoş kızım? hanimiş güloş kızım?
    - :)
    - hanimiş şeker kızım? hanimiş şerbet kızım? hanimiş bal kızım?
    - agu

    inşallah daha konuşuruz, daha yazarım..

  • dünyaya gelinebilecek en kötü zamanda geldiklerine ciddi ciddi inanmaları. babaları güneydoğu'da zorunlu askerlik yapıp hergün teröristle çatışıyordu. dedeleri iç savaşa dönmüş sağ-sol çatışmalarının ardından bir de askeri darbe gördü. ondan önceki nesil ikinci dünya savaşının getirdiği yokluk ve sefalet içinde yaşadı. daha öncesi birinci dünya savaşı sırasında tüm gençliğini cephede harcadı. daha geriye gittikçe daha da zor yaşam şartlarından bahsedilebilir.

    şimdi bu arkadaşlar zannediyor ki onlardan önce herkes gülüp eğleniyor, vur patlasın çal oynasın gününü gün ediyordu. eskiler avrupalı akranlarından eksik kalmıyordu. yok öyle birşey gençler! bakmayın sizi imrendirmek için 90ları 80leri övüp bitiremeyenlere. bu ülkede bir tek siz değil, hiç kimse gençliğini yaşayamadı. bu gerçeği bilmek dertlerinizi çözmeyecek belki ama suni bir şekilde yüreğinize işlemiş adaletsizlik duygusunu söküp atarak az da olsa rahatlatacak.

  • anayasa mahkemesi'nin ekşi sözlük lehine verdiği kararın kapatma kararını veren mahkemeye tebliğ edilmesi sonrasında karar kaldırılarak btk'ya tebliğ edildi. btk'nın sitesinde de engel kaldırılmış görünüyor

    şu an için bazı iss'lerde henüz uygulanmaya başlanmadıysa da çoğunluk iss'den eksisozluk.com'a girilebilmekte.

    hakkımızın türkiye'nin en yüksek mahkemesi tarafından teslim edilmesi çok güzel ama yaşanan hukuksuzluklar nedeniyle buna mecbur kalmış olmamız üzücü ve yorucu.

    oh be! herkese benden çay!

  • yıllar önce muhalif denilen insanlar "yanlış yapıyorsunuz, betonla ekonomi dönmez, üretim lazim" dediğinde, "ekonomi çok iyi, 3. havalimanını almanlar kıskanıyor, dünya lideri, super güç olduk" diye böğüren ve muhalefet eden herkesi fetöcü, pkklı ilan edenlerin bu başlıkta duyar kasmaya hakkı yoktur. kaldı ki kimsenin ülke batıyor diye sevindiği de yoktur. işler iyiyken, küp dolarken aynı gemideydik de şimdi biz muhalifler filikalara mı doluştuk. beraber batıyoruz.

    tanım: yüzsüzlük barındıran ifade.

  • sıralama yapmak istiyorum
    -arkadaş sayında azalma oluyor. eliyorsun sıkıntılı bencil tipleri hayatından ayıklıyorsun
    -aşka olan inancın azalıyor. mantık arıyorsun da demiyorum. aramıyorsun hiçbir şey yalnız başına mutlu olmayı seviyorsun.
    -tahammülün azalıyor olanlara o yüzden açıklamak yerine onaylayıp konuyu kapatıyorsun
    -çatı arası inziva arama durumun artıyor
    benim sayacaklarım bunlar

  • uzulmesine uzuluyorsun da 7 cocuk nedir be teyze?

    bizi merhamet, sizi de cahilliginiz oldurecek.

    edit : asagida (#122747946) no'lu girdide arkadas laf atmis ve aynen su cumleyi kurmus;

    --- spoiler ---

    ben 3 çocuk da yaparım, 13 çocuk da yaparım. devletin sosyalliğini kaybetmediği hiçbir ülkede bu sorun olmaz. sosyal devlet dediğin, zor durumdaki ailenin nüfusuna bakmadan yardım yapmak zorundadır.
    --- spoiler ---

    devlet dedigin cebinde parayla gezen bir organizma degil. harcamalarimizdan vergi keserek ya da urettigini satarak butce olusturan bir sistem. sen keyfine gore bakamayacagin cocugu yapacaksin, sosyal devlet bu vergileri sana dagitacak, yapmasi gereken hizmetten geri kalacak oyle mi?

    ayak bile yorgana gore uzatiliyor. duygusallik baska gercekcilik baska. bakamayacagin cocugu dogurmayacaksin arkadasim.

    bunun ak parti ile alakasi ise bu iktidar doneminde yasamak cok daha zorlasti ve insanlar daha cok acliga maruz birakildi. ama bu gercek bile senin bakamayacagin cocugu dogurabilecegin anlamina gelmiyor.