ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
usb girişlerini dip dibe koyan zihniyet
-
bu hayvanatlar yüzünden flash bellekleri açılı açılı takiyoruz, sonra datanin yarisi asagi akiyor.
eve misafir gelince odaya saklanmak
-
özellikle bayram zamanları hayat kurtaran eylem. az önce mutfakta geniş geniş çayımı içerken aniden kapı acı acı çaldı, ben de çayımı kaptığım gibi odaya konuşlandım. baktım 5 dakika sonra falan cep telefonum çalıyor; arayan babam. yanlışlıkla mı aradı acaba diye düşünürken baktım ısrarla arıyor açtım telefonu tabi. "bu gelenler kimmiş sen gördün mü? bi de çocuk falan var galiba sesleri geliyor. çok oturmazlar heralde? " diye içerideki odadan beni arıyor o da. hadi ben saklanırım tamam da baba da misafir gelince odaya saklananlardan lan.
telsimli erkeğin turkcellli kıza yazamadığı yıllar
-
gsm operatörlerinin rekabeti kızıştırmadığı yıllardı. babalar çocuklarına aylık 100 kontör alır, gerisini düşünmezdi. oğlum aşık mı olmuş, ergen miymiş bakmazdı. aynı operatörde olanlara mesaj atmak 1-2 kontörken farklı operatördekilere mesaj atmak imkansıza yakındı.
şimdilerde ise rekabet çetin. her yöne 9767000 bin mesaj hakkını 10 liranın altına almanın mümkün olduğu gibi, whatsapp gibi bedava mesajlaşma imkanı sunan uygulamalar da var. msn'i, facebook'u hiç saymıyorum bile. bu sebeple şimdiki ergenler çok şanslı. bi kızdan hoşlanınca "inşallah telefonu telsim'dir" gibi zavallı dileklere ihtiyaçları yok.
ben şu anki imkanlarla ergen olsaydım, orta 2'deki platonik aşkım duygu'nun elini mutlaka tutardım. eminim.
10 ocak 2015 nureddin yıldız'ın hedef gösterilmesi
-
bir çocuğun, ilerde kimle evleneceğine dair ebeveynleri tarafından başka birilerine söz verilmesinden bahsettiği argümanıyla savunulan insan. evet baya normalmiş adamın söylediği ya, biz kafadan bacaklılar bu kadar modern ve akla yatkın söyleme nasıl tepki göstermişiz allasen
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
tarih: 2005 aralık
yer: marmara üniversitesi
kahramanlar: ege: (4 yaş)
ilay : (2 yaş)
romica: (yaşı mevzu bahis değil)
(hem öğrenci hem anne olan romica, o günkü derse devamsızlık problemi yüzünden girmek zorundadır, şansa bakın, o gün çocuklarını satacak güvenilir bir yer bulamamıştır. mecburen çocukları da okula yanında getirir. bakacak gönüllü çok olmasına rağmen, bir derste çocukları emanet edecek kimseyi bulamaz, pişkinliğin dozunu arttırarak 2 ve 4 yaşlarındaki çocuklarını derse sokar.)
hoca: evet, bugünkü konumuz vesaire...
romica: ege, sakın yaramazlık yapma, sesini çıkarma, gürültü yapma yoksa öğretmen çok kızar, bizi dışarı atar.
ege: tamam anne.
romica: bak oğlum, çıt sesi bile duymak istemiyorum, burası merdivenli çok büyük bir sınıf ve en küçük bir ses yankı yapar tamam mı?
ege: tamam anne, anne bana da kalem kağıt verir misin?
romica: tamam, bak ses yapma sakın.
ege: öf, tamam.
(bir süre ders devam eder, sorun yoktur, zamanla sınıfta fısıldaşmaların dozu artar, boğuk bir gürültü hali vardır öğrenciler arasında, hoca istifini bozmadan dersi anlatmaya devam ederken ilay parmağı ile hocayı gösterir:)
ilay: ayu bak!
romica: şişt, sus!
ilay: anne bak, ayyuğ!
ege: (sınıftan atılma korkusu ile en yüksek höykürüşü ile ilay'a bağırır) ilay sus! öğretmen ders anlatıyor, konuşup durursan bizi sınıftan atar!
ilay: ege, bak ayu!
ege: ilay, sus diyorum sanaaa!!!! (amfide sesinin yankılanmasından sonra, bir sessizlik ve ardından gülüşmeler olur, öğrencilere döner, biraz hocaya yalakalık olsun diye, biraz da öğrencilerin konuşmalarından rahatsız olduğu için) siz de öğretmeninizi dinleyin, kendi kendinize konuşmayın, derslerinizi de çalışın! (anasının oğlu!)
istanbul not constantinople
-
atina international hava alaninda erkekler tuvaletinde, bir kapinin arkasinda yazan yazi: " constantinopolis is the capital of greece"
altinda ise bir turk gencinin yazisi:" then greece is a district of turkey"
helal olsun turk gencine.
postfordizm
-
gelisen teknoloji ile sahlanan kapitalizmin hergecen gün artan ürün ceşitliligi karsisinda gelistirdigi bir üretim yöntemi.
ayni üretim bandini kullanarak farkli ürünler üretebilmeye olanak saglayarak. esnek üretim modelleri dogurur.
bu durumda elektronik ürünler üzerine uzmanlaşmiş, hatta sadece televizyon üreten bir fabrika, televizyona olan taleplerin
azalma eğilimini önceden fark ederek hemen yeni bir ürüne yönelir. ayni üretim bandinin farkli islemesiyle artik cep telefonu
üretmeye koyulur. böylelikle milyonlarca dolar seymaye yatirilmis makinalar bosta durmaz, satilacak, pazarlanacak yeni yeni
ürünler ortaya cikararak, tüketime dayali dünya ekonomisine katkilarini hic eksik etmezler ****.
+90 532 532 0000
-
(bkz: 05325320000)
adam sözlüğü kanzuk'a devredince aramaya inanma felsefesini de devretmiş galiba. vay amk..
çay içen eczacılara ceza yazdıran kaymakam
-
suc eczacilarda, tutanak icin gelenlere 'kongre yapiyoruz' deseler yeterdi.
hemşireyle şakalaşırken oksijeni kapatan tekniker
-
ortadoğu’da sıradan bir gün haberi aslında.
bir hemşire ve teknisyen şakalaşıyor ve teknisyen kalemini alan arkadaşının geri getirmesini sağlamak için yoğun bakım hastalarının oksijen vanasını kapatacağını söylüyor.
yaparsın yapamazsın derken adam kapatıyor ve bu sırada bir entübe hasta ölüyor. ben böyle sıır görmedim
ekleme: hemşireyle şakalaşırken oksijeni kapatan tekniker olarak değiştirilirse başlık daha iyi olacak
ekleme 2: sayın hemşire arkadaşlar insanlar ben başlığı hatalı açtığım için sizden nefret etmiyorlar, zaten nefret ediyorlar.
öğretmenden, askerden, polisten, taksiciden, esnaftan hatta doktorlardan da yaşam tecrübelerine göre değişen oranlarda nefret ediyorlar.
siz yanlış başlık açandan, ekşi okuyan okumayandan, ekşi okumayan okuyandan nefret ediyor.
içiniz rahat olsun hiçbirimiz sevilmiyoruz.
1 mayıs'ta taksim'e değil cumaya giden insan
-
müthiş bir eyleme katılmış olan insandır.
patronla işçinin aynı safta dizilip, birlikte eğildiği bir yere gitmiştir.
sınıfsız, kaynaşmış, eşit...
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
en arka iki dişin arasına kaçan pastırma siniri
kaygısızlar
-
dizinin efsane repliklerinden biri şu şekildedir;
memnun kaygısızı bir suçtan dolayı polis arar. polis, görgü tanıklarından olan konu ile alakalı vatandaştan robot resim çizimi için karakolda yardım istemektedir.
robot resim çizimi tanık tarafından tam tarif edilemez, polis baskı yapar. bunun üzerine söz konusu vatandaşın ağzından şu cümle dökülür, “bizimkilerin kapıcısına benziyordu memur bey”